Başkanlık dayatması ve AKP tarafından herkesten saklanarak yazılan yeni anayasa gündemi, harareti artırıyor.
Kılıçdaroğlu, “böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz” diyerek büyük konuştu. Bu konuşmasının hakkını verecek midir, bilemeyiz.
Mangalda kül bırakmayarak muhalefet olunmuyor. Muhalefet olmak kararlı durmak ile olur.
Herkes tarafından şunun net olarak görülmesi gerek: 1923 yılında kurulmuş cumhuriyet bitirilmiştir. Cumhuriyetin kazanımları ortadan kaldırılmıştır, kaldırılmaktadır. Laiklik, “özgürlükçü laiklik” adıyla sulandırılıp, içi boşaltılacak, sadece bir kelime olarak anayasada yer alacaktır, planlanan budur. Yerine AKP eliyle yeni bir rejim kurulmuştur. Bugün bu rejimin yerleşme , meşruiyet ve legalleşme sorunu bulunmaktadır. Anayasa tartışması ve başkanlık meselesi tam da buraya oturmaktadır.
AKP eliyle kurulan bu rejimden geri dönüş mümkün müdür? Ya da 1923 paradigmalarına dönmek? Bize göre gemi çoktan su almıştır. Yapılması gereken yeni bir cumhuriyet mücadelesidir. Laik, emekten yana, sosyalist bir cumhuriyet mücadelesi!
Bunu programına yazmayan bir muhalefetin ancak ve ancak düzenin düdüklü tenceresi olmasının ötesine geçmeyeceğini iddia ediyoruz. CHP’ye küfretmek derdinde değiliz ancak düzenin düdüklü tenceresinden gerçek muhalefet olmaz. Düzen sıkıştıkça, düdüklü tencere misali ses çıkaracaktır; o kadar.
Bugün AKP iktidarının önü biraz da böylesi bir muhalefet tarafından açılmıştır.
Erdoğan’ın milletvekili yapılmasında Baykal’ın rolünü kim inkar edebilir ki?
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, yani bir gericiyi Erdoğan’ın karşısında çıkartarak AKP’ye büyük bir meşruiyet sağlayan bizzat CHP’den başkası değildi.
7 Haziran seçimlerinden sonra koalisyon görüşmeleri yaparak AKP eliyle kurulan rejime bizzat CHP dayanak olmuştur. Unutulsun mu?
Muhalefet olmak dik durmakla olur! Şimdi mangalda kül bırakmayan sözlerle kimseyi kandırmayın!
CHP’ye akıl verecek değiliz. Liberalizm sarmış her tarafını… Kendi düşen ağlamasın!
Ancak büyük laflar edecekseniz hakkını vereceksiniz!
Seçimleri boykota var mısınız? Meşruiyeti olmayan bir adama meşruiyet katmak istemiyorsanız buyrun!
AKP iktidarı kanla gelmiştir, sayın Kılıçdaroğlu!
Ali İsmaillerin, Berkinlerin, Abdolar, Mehmetlerin kanları ortada duruyor.
AKP’nin yolu siyasi cinayetlerle açılmıştır. Hrant Dink’in kanı Şişli’de, kaldırımda kırmızı kırmızı parlıyor.
AKP iktidarı, Soma’da ve Ermenek’te toprak altında soluksuz kalan işçilerin ölümleri üzerine ayakta duruyor. Çünkü sermayeyi koruyan ve kollayan bir parti olarak arkasında burjuvazinin çıkarları bulunuyor.
AKP, iktidarını bombalı katliamlara borçlu. Çok kan döküldü Kılıçdaroğlu, çok. Ankara’da, Diyarbakır’da, İstanbul’da, Gaziantep’te, Bursa’da yaşanan bombalı katliamlar, AKP’nin ekmeğine yağ sürdü. Bu ülke bombalarla şekillendirildi, şekillendiriliyor. Kilis’te bombalar, Cizre’de, Silopi’de, Sur’da yaşanan yıkımlar ve ölümler üzerine kuruluyor AKP rejimi.
AKP iktidarı kanla gelmiştir, kanla ayakta kalıyor, kanla iktidarını kuracaktır!
Haklısınız Kılıçdaroğlu ancak yanlışsınız!
Bu yanlışta sizin de rolünüz var!
Ancak hiçbir şey bitmiş değildir. Bu ülke ne karanlıklar gördü, ne katliamlar gördü, ne büyük acılar gördü. Bütün bunların da üstesinden gelecektir. Bu karanlık AKP rejimi kanla kurulduysa, ölenlerin ahı üzerinde olacaktır, bundan herkes emin olmalı.
Yeni anayasası mı, başkanlık mı? Hepsini geçirebilirler, ancak asla haklı ve meşru olamayacaklar. Çünkü bu ülkeye dar geliyorlar, o yüzden kanla ayakta durabilirler.
Ancak hiçbir iktidar, bu şekilde iktidarını sürdüremez, bunu biliyoruz; bugün değilse yarın!
Kimsenin kuşkusu olmasın. Yeter ki, örgütlü bir toplum ortaya çıksın. O zaman er mi yaman bey mi yaman herkes görecek.
Şimdi yapılması gereken mangalda kül bırakmayan konuşmalar yapmak ya da buradan umut beslemek değil, toplumu örgütlemektir.
17 aydın tarafından imzalanan başkanlık anayasasına hayır imza metninin her yerde örgütlenmesidir.
İşe buradan başlayacağız.