Kılıçdaroğlu: Saldırganı neden canlı yakalamadınız?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, haftalık grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu

Kılıçdaroğlu: Saldırganı neden canlı yakalamadınız?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, haftalık grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Rus Büyükelçi Karlov’a yönelik saldırıya ilişkin değerlendirmesinde, saldırganın etkisiz hale getirilmesinde izlenen yöntemi eleştirerek, “Kimse yok, niye canlı yakalamıyorsun?” diye konuştu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Terörü önleyecekseniz radikal cihatçılara kucak açmayacaksınız

Terörle mücadele edeceksiniz, devleti terör örgütüyle muhatap kılmayacaksınız. Oslo’da, Hamur’da masaya oturdunuz. İmralı’da masalar kurdunuz. Faturayı kim ödüyor? Bu beylerin çocukları mı ödüyor, hiçbirisi askere gitmiyor. Babalar fidan gibi çocuklarını mezara veriyorlar. Vicdanım sızlıyor. Böye bir devlet yönetimi olamaz. Yüzlerce insanımız hayatını kaybetti. 20 Temmuz’dan bu yada 843 güvenlik görevlimiz şehit oldu. Bu işin sorumlusu kim; bakkal mı, manav mı, sanayici mi? Hiç kimse sorumluluk almıyor. Terörü önleyecekseniz, radikal cihatçı gruplara kucak açmayacaksınız, arkasında durmayacaksınız.

Niye canlı yakalamıyorsun?

Dün akşam Rusya’nın Büyükelçisi hain bir saldırıyla hayatını kaybetti. Yakışmıyor Türkiye’ye. Öldüren kişinin bir polis olması ayrıca üzerinde durmamız gereken bir noktadır. O kişinin canlı yakalanmayıp da öldürülmesi üzerinde durmamız gereken ayrı bir noktadır. Kimse yok, niye canlı yakalamıyorsun? Bu büyükelçi Türkiye-Rusya ilişkilerinin düzelmesi için yoğun çaba harcamıştı. Kendisine ve Rus halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Hiçbir yabancının kendi ülkemizde suikasta kurban gitmesini istemiyoruz. Bunun faillerini mutlaka bulun, yargının önüne çıkarın.

Mahalli’yi tutuklayanlar hakim değil

Geçen hafta Necip Hablemitoğlu’nun anma gecesi vardı. Hablemitoğlu da faili meçhul cinayete kurban gitti. Tıpkı Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı gibi. Dosya açılmalı, failler bulunmalı.

Tüm bunları konuşurken Hüsnü Mahalli de hapse atıldı. Saatlerce, günlerce bekletiyorsunuz, sonra tutuklanmasına karar veriyorsunuz. Yargıcın namusu adaletli davranmaktan geçer. Siyasi iktidarın sopası konumuna gelen kişilere hakim denilmez. Onlar hakim değiller. Dolayısıyla hepimizin duyarlı olması lazım.

2016 yılında 3 darbe oldu.

Ankara’daki beylerin niyetleri ve amaçları farklı. Onların bir tek derdi var, nasıl birisini başkan yapacağız? 2016 yılında 3 darbe oldu. 4 Mayıs 2016 darbesi, yüzde 49,5 oy alan Davutoğlu kapının önüne konuldu. Bu mudur demokrasi? 15 Temmuz darbe girişimi, hep birlikte mücadele ettiğimiz için başarıya ulaşmadı. Ama birisi çıktı dedi ki, ‘Bu darbe girişimi Allah’ın lütfu’ dedi. 20 Temmuz’da üçüncü darbe süreci başladı, OHAL ilan edildi. Parlamento tümüyle devre dışı bırakıldı, onbinlerce memurun işine son verildi, gazetecileri hapse attılar. Yüzyıllık kurumları kapattılar, askeri okulları, hastaneleri kapattılar. Biz tarihimizi yok ederek bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

Dikta rejimiyle, bir kişi yetkili olacak diyorlar

Her darbeci geleceğini güvence altına almak ister. 20 Temmuz darbesinden sonra şimdi başkanlık uygulanmasıyla darbeciler teminat altına alınıyor. ‘Biz partili cumhurbaşkanlığı sistemini getiriyoruz, sistem değişikliği yapıyoruz’ diyorlar. Her şey bir kişinin iki dudağına bağlı, bir diktatöre bağlı. 14 yıldır tek başına hükümetsin, 14 yılda isteyip de geçiremedikleri hangi kanun var? Her şeyi yaptılar. Her şeyi yapıyorsanız, tek başına iktidarsanız, neden bir dikta yönetimine parlamentoyu teslim ediyorsunuz?

16 Temmuz darbeden bir gün sonra TBMM’de bir bildiri yayınlandı. 7 Ağustos Yenikapı’da demokratik parlamenter sistemin altını çizdik. Dikta rejimiyle, bir kişi yetkili olacak diyorlar. Partinin genel başkanı da olacak, milletvekillerini de ben seçeceğim diyor, seçim propagandalarına ben katılacağım diyor, seçimden sonra da Meclis’te tarafsız cumhurbaşkanı olacağım diye and içecek.