Kılıçdaroğlu: Şeriat gelse kolu kesik bir AKP grubu olacak

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada AKP'yi hedef alarak "şeriat gelse kolu kesik bir AKP grubu ile karşılacağız" ifadelerini kullandı

Kılıçdaroğlu: Şeriat gelse kolu kesik bir AKP grubu olacak

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasının “dokunulmazlık” tartışmalarıyla ilgili bölümünde “Bakanların da, eski bakanların da dokunulmazlığı kalkmıyor. Kuran’la dalga geçenler şimdi onların yanında saf tutuyor. Bunların dokunulmazlığı kalkmıyor. Çünkü hırsız hırsızı korur.” ifadelerini kullandı. İsmail Kahraman’ın laiklik karşıtı sözlerine de gönderme yapan CHP lideri, “Bunların abisi var ‘Şeriat gelsin’ diyor. Vallahi şeriatın gelmediğinden en çok bunlar memnundur. Şeriat gelse, kolu kesik bir AKP grubu ile karşılaşacağız.” dedi

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Kimler bizden önde, basın özgürlüğünde? Afganistan… Çad, Uganda, Kenya, bizim önümüzde. Bu ayıptan Türkiye’yi ancak ve ancak CHP kurtarabilir. Bakınız, Türkiye’nin değişik yerlerinden vatandaşlarımız buraya geldiler. Hepsini yürekten kutluyorum. Bizi dikkatle dinlemelerini istirham ediyorum. Ülkemizi seviyoruz, insanımızı seviyoruz, hiçbir ayrım yapmıyoruz. Yaşam tarzı ne olursa olsun, insana sadece ve sadece insan olarak bakıyoruz ve sorunlarını çözmek için çaba harcıyoruz. Vatandaşımızın derdini kim dile getirecek. Gazeteler mi, televizyonlar mı dile getirecek? Belli televizyon kanalları kapatılıyor. Gazeteciler tutuklanıp hapse atılıyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre 33 gazeteci şu anda hapiste. 15’i tutuklu, 18’i hükümlü. Yazık günah değil mi bu ülkeye? Kalemini satmayan gazeteciler başımızın üstünde. İktidardan yana olup kalemini kiralayanlara CHP asla ve asla gazeteci gözüyle bakmıyor. İşsiz gazetecilerin sayısı 7 bini buldu. 7 bin kişi, haber yapan, halkın gözü ve kulağı olmaya çalışan gazeteciler görev yapamıyor. İster destek verin, ister vermeyin. CHP iktidarında özgürce yazacaksınız. Tek isteğim var, kaleminizi satmayın, kiraya vermeyin. O kadar. 7 bin gazetecimiz işsiz dedim. 7 bin… 1 Mayıs emek bayramını kutladık. Emek bayramını, dayanışma bayramını kutlamak istediler. Emek en yüce değerdir deriz. Neden emek en yüce değerdir? Emekle üretirsiniz. Emekle çalışırsınız. Emeğinizle saygınlık kazanırsınız. Emek alın teri demektir, birilerine muhtaç olmamak demektir. Emek düşünmek demektir. Karşısındaki kişiyi dinlemek demektir. İnsana saygı demektir. Emek en yüce değerdir. Evinde kadın çalışır, emeğiyle çalışır.

Emeğe gören hakkı olan karşılığı veriyor muyuz? Hayır, binlerce, milyonlarca çocuğumuz işsiz. Emek diyoruz, bu çocukların çalışması, üretmesi lazım. Bu çocukların evine helal ekmeği götürmeleri lazım. Bu insanlara değer vermiyoruz. Genç çocuklarımız taşı sıksa, suyunu çıkaracak. Bütün kötülüklerin anası işsizliktir. 2001, krizin en yoğun olduğu dönem. İşsizlik oranı, yüzde 8,4. 2016, işsizlik oranı, yüzde 18. Üniversite mezunlarında yüzde 27,3. Her dört üniversiteliden biri işsiz ve bu çocuklar üniversiteye giderken anneleri babaları hangi umutlarla gönderdi. Ama sanmayın ki bütün çocuklar işsiz, Ankara’daki beylerin çocuklarının bir eli yağda, bir eli balda. Sana sözüm söz Mehmet Efendi. Önce senin çocuğuna iş bulacağım. Daha turizm sektörü tam açılmadı. Bütün turizm sektörü yöneticileri şunu söylüyor. Bu yıl turizm açılmazsa 500 bin işsizimiz daha olacak. Bu çocuklar ne olacak? Kim sahip çıkacak? Kim iş bulacak? Kim işsizlerin elinde tutacak?

“Turist niye gelmiyor?”

Diyorlar ki, işsizlik var ama turistler gelmiyor, patlayan bombalar nedeniyle. Turist niye gelmiyor? Antalya’dan ve değişik illerden yurt dışına gidiyorlar. Bizim turizmciler gidiyorlar. Türkiye uygar bir devlet olmaktan çıktı, kendi içinde savaşan bir Ortadoğu ülkesi haline geldi. O yüzden Batılı turistler Türkiye’ye gelmiyorlar.

“Çocuğun işsizse herkes huzursuzdur”

İşsizlik üzerinde duruyorum, haklısınız. İşsizlik üzerinde bu kadar durulur mu diyeceksiniz. Eğer çocuğunun işi varsa ailede herkes memnundur. Çocuğu işsizse onlar da huzursuzdur, akrabaları da huzursuzdur. İstanbul’da geri dönüşüm işçileriyle bir araya geldik. Caddelerde, sokaklarda, parklarda gezersiniz. İşte onlar geri dönüşüm işçileri, sahibi olmayan işçiler bunlar. Gencecik, pırıl pırıl çocuklar bunlar. Çankaya Belediyemiz çok güzel bir proje başlattı. Bunların tamamını sigorta yaptırıyor.

“Fabrikayı kapattılar, işçileri de kapıya koydular”

İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Doğu’da et kombinaları, Bitlis sigara fabrikası kapatıldı. 25 bin aile bundan etkilendi. Fabrikada 600 işçi çalışıyordu. Fabrikayı kapattılar, işçileri de kapıya koydular. Yazık değil mi? Tatvan et kombinasını kapattılar, işçileri kapıya koydular. Yem fabrikası, Sümerbank tesisleri, her şeyi satıp kapattılar. Arazilerini de birilerine peşkeş çektiler. O bölgede işsiz kalan gençlerin tamamına yakını dağa çıktı. İşsizliğin olduğu ülkede toplumsal barışı sağlayamazsınız.”

3 milyon 750 bin hanenin geliri günlük 3 doların altında. Çocukları yatağa aç giriyor. Peki Ankara’daki beylerin çocuklarının böyle bir sorunu var mı?

“Diyarbakır halkına sitem etmeyeceğim de kim edecek?”

Diyarbakırlılara da bir sözüm var. 2005’te Başbakan Diyarbakır mitinginde fabrika isteyen gence ‘Buralara fabrika yapmayacağız, hapishane yapacağız’ dediğinde alkışlayıp oy verdiler. Ben Diyarbakır halkına sitem etmeyeceğim de kim sitem edecek? Ben fabrika açalım diyorum, o fabrikaları kapatıp cezaevi açacağız diyor. Bu iktidar terör örgütüne yardım ve yataklık etmiştir.”

CHP iktidarında Güneydoğu’da özel sektörün önünü açıp önemli yatırımlar yapcağız. Eğer özel sektör gitmiyorsa, devlet oralarda istihdam yaratacak yatırımlar yapacak.

“33 katrilyon kayıp kaçak bedeli aldılar”

“Bugünlerde Meclis’te büyük bir ahlaksızlığın hazırlığı var. Elektrik faturalarınızda ‘Kayıp kaçak bedeli’ yazıyor. Peki ne yapılıyor? O bedel gariban vatandaşa kesiliyor. Bu ahlaksızlığın daniskası değil mi? Tüketici mahkemeleri kayıp kaçak bedelini haksız buldu. Yargıtay’a itiraz ettiler. O da reddetti. Vatandaştan 33 milyar lira, eski parayla 33 katrilyonu sizden bizden aldılar. Şimdi Meclis’ten kanun çıkartıyorlar. O kayıp kaçak bedelinin geri ödenmesini engellemek için. Bunun bedelini sormazsak namerdim. Çoğunlukları ile bunu çıkartırlar. Önce Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz, eğer oradan sonuç alamazsak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceğiz.”

“Doğalgaz fiyatları düştü, faturanız düştü mü?”

“Sürekli petrol fiyatlarına zam yapıyorlar. Petrolü dışarında alıyoruz, petrol fiyatları artınca zam yapıyoruz’ diyorlar. Peki petrol fiyatları düşüne Türkiye’de düşüyor mu? Haziran 2014’te petrolün varili 115 dolar. Bufün 35 dolar. 3 kat ucuzlamış. Peki benzin fiyatı ucuzladı mı? Hani zam gelince zam yapıyordun, neden ucuzlayınca ucuzlatmıyorsun. Bunun faturasını, taksici, kamyoncu, çiftçi ödüyor.”

“Doğalgaz fiyatları da düştü, peki faturanız düştü mü? Hayır. Ocak ayında çalışma yaptıklarını söylediler. Mart ayında arkadaşlarımız sordu neden bitmedi o çalışma diye. Çalışmamızdevam ediyor dediler. Bugün mayıs ayındayız. 5 ayda bu jesabı yapamayan hükümet devleti yönetemez. O hesabı Eskişehir’deki bakkal Mehmet Amca’ya verin, 10 dakikada yapar size verir. İsmet İnönü’nün de dediği gibi,”ahlaklılar da en az  ahlaksızlar kadar cesur olmalı.”

“İslam ülkeleri ne kadar islami” diye bir çalışma yapıldı. Onun sonuçlarını haftaya sizlerle paylaşacağım.

“Emevi Camii’nde namaz kılacaklardı, şimdi kendileri kaçacak yer arıyor”

“Anneler artık haber izleyemiyor. Şehitler geliyor, anneleirn yürekleri yanıyor. Annaler terör konusunda ne kadar dertliyse, biz de o kadar dertliyiz. Rahmetli Ecevit’ten ülkeyi devraldıkları zaman ülkede terör yoktu. Aradan 14 yıl geçti, Doğu ve Güneydoğu’da şehirler silah deposuna dönüştürüldü. Her gün şehit haberleri geliyor. Sadece ülke içinden değil, Suriye’den de roket geliyor. Bugün Kilis yaşanamaz duruma geldi. Türkiye’yi bu hale kim getirdi? 14 yıldır bu ülkeyi yönetenler bu hale getirdi. Emevi Camii’nde namaz kılacaklardı, şimdi kendileri kaçacak yer arıyor. Siz Suriye’nin içişlerine neden karışıyorsunuz deidk, dinlemediler. Şimdi CHP’yi suçluyorlar.

“Valilere talimat verdiler”

“Şehirler silah deposuna dönüştürülürken valilere ‘sakın dokunmayın’ diye talimat veridler. Kendileri söylüyor, PKK 200 ton patlayıcı yerleştirildi diye. Siz ne yapıyordunuz o zaman. Ülkeyi kim yönetiyordu. Şehir meydanlarında kamyonlarla kalaşnikof dağıtıldı, polisin müdahale etmesini engellediler. Bunun hesabını kim verecek? Biz suç duyurusunda bulunduk. Şehitlerin hesabını soracak, namuslu ve yürekli bir savcı arıyorum”

“Gaziantep bütün ortadoğuyu besliyordu, terör yoktu. Şimdi Gaziantep’in göbeğinde bomnalar patlıyor. O güzelim kenti terörbataklığına sürüklediler. Orayı da Kilis’e çevirecekler. Konuşşmayla bu işler çözülmez, akılla çözülür.”

“Gönderdiğiniz silahlar bizi vuruyor”

TIR’larla silah gönderdiler, müslüman müslümanı öldürsün diye. Şimdi o silahlar döndü bizi vuruyor. Efkan Ala, AKP’nin PKK ile doğrudan görüştüğünü söyledi. Neden bir savcı fezleke hazırlayıp göndermiyor. Neden korkuyorsun, sen cumhuriyet savcısısın.”

“Bir dokunulmazlık kavgasıdır gidiyor”

Meclis’te bir dokunulmazlık kavgasıdır gidiyor. AKP ilkeli bir parti eğildir. Şimdi diyorlar ki, bütün dokunulmazlıkları kaldıracağız. Davutoğlu’nun dokunulmazlığı kalacak, benimki kalkacak. Kaldırmazsanız namertsiniz. Sen neden korkuyorsun be etkisiz eleman. Hani hodri meydan diyordun. Benim de dokunulmazlığımı kaldırın diyebiliyor mu diyemiyor. Çünkü abisi izin vermiyor. Bakanların da eski bakanların da dokunulmazlığı kalkmıyor. Kuran’la dalga geçenler şimdi onların yanında saf tutuyor. Bunların dokunulmazlığı kalkmıyor. Çünkü hırsız hırsızı korur. Davutoğlu’na sesleniyorum. Namuslu bir adamsan, yolsuzluklardan rahatsızsan gel bunların dokunulmazlıklarını kaldıralım.. Bunların abisi var ‘Şeriat gelsin’ diyor. Vallahi şeriatın gelmediğinden en çok bunlar memnundur. Şeriat gelse, kolu kesik bir AKP grubu ile karşılaşacağız.

“Gazilik sektör oldu dediler”

Vuradan bütün siyasi parti liderlerine sesleniyorum. Sizin bir çalışmanız yok. Biz CHP olarak şehit ailelerini ve gazilerimizi kotrumak istiyoruz. Dediler ki, bedelliden gelecek para, şehit ailelerine ve gaziilere ödenecek. Bedelli paralarını başka yerlerde kullandılar. Şehit ve gazi ailelerine iş vereceğiz dediler, sadece şehit ailelerine verildi, gaziler unutuldu. Şehit ve gazi ailelerinin yakınlarına ücretsiz ulaşım hakkı vereceğiz dediler, o hak zaten vardı. Vatan için kolunu bacağını veren gaziler için ‘Gazilik sektör oldu’ dediler. Eğer sektör oluysa göndersen oğlunu askere. Şehit aileleri 450 bin lira tazminat, gaziler de 6 bin lira maaş alıyor’ dediler. Sizin allah korkunuz yok mu? Biz şehit ve gazi aileleri için bir teklif hazırladık. Bütün sağlık hizmetlerinin tamamen ücretsiz karşılanması için. Devlet gazinin 10 bin 250 liralık sandalyesinin 2 bin 500 lirasını karşılıyor. Bunu ödemeyeceksin de neyi ödeyeceksin. Çocuğuna gemi mi alacaksın? Alt üst sadece 8 diş devlet tarafından karşılanır’ diyorlar. Biz devlet olarak gazilerin bütün sağlık giiderlerinin tamamının ücretsiz karşılanması için teklif hazırladık. Milletvekilleri sağlık yardımlarından hangi koşullarda faydalanıyorlarsa, ek ücret ödemeksizin aynı haklardan yararlanacaksınız.