Reklam
Kategoriler: İç Açı

KONDA’nın sahibi Tarhan Erdem: Seçimler meşru değil, artık oy vermem

Reklam

KONDA’nın sahibi Tarhan Erdem, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin gayrimeşru olduğunu ifade ederek bundan sonra oy kullanmayacağını ifade etti.

Türkiye’nin önemli toplumsal araştırmalar şirketi KONDA’nın sahibi Tarhan Erdem, T24’te yazdığı yazısında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi demokratik seçimlerden mahrum bıraktığını belirtti. Erdem, “7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri bana göre, yasal ilkelere uyulmadan yapılmış, sonuçlarının yasal kurullarca irdelenmesi engellenmiş seçimlerdir. Bunlar meşru seçim değildir, bugünkü fiili durum ve yürütülen anlayış sürdükçe yapılacak hiçbir seçim de, ‘eşit seçim’ olmayacaktır.” dedi.

Erdem’in yazısının ilgili bölümü şöyle:

“1 Kasım Seçimleri savaş devam ederken yapıldı.

Cumhurbaşkanı her gün kime oy verilmesi, kimlere oy verilmemesi gerektiğini anlatıyordu; “cumhurun başıydı”, “Millete doğruları söylemeliydi” O da milletine “doğruyu” söylüyordu!

Toplantıları, afişleri, adaylarıyla seçim yapılıyordu fakat seçimim temel ilkesini kimse umursamıyordu. 1950’den beri milletvekili seçimi, “genel, eşit, gizli oyla” yapılır. Bu ilke, 1961 Kanunu’nda, “eşit, tek dereceli genel oy esası” olarak tanımlanmıştı.

1950’den beri kanuna göre “Seçim işleri, seçim kurullarınca yürütülür.”

1961 ve 1982 Anayasalarında, “seçimlerin yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılacağı” yazılıdır. Belki, “Bugünkü yargı kanunlarıyla seçim işlerini hakimler yürütse ne olacak, yürütmese ne olacak?” diye soruyorsunuzdur!

Yukarda özetlediğimiz ilkeler, Ocak 2012 Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu ile başlayıp 2014 Cumhurbaşkanı seçimleri ve sonrasında, fiilen yürürlükten kalkmıştır.

Türkiye’deki seçimlerin “eşitlik ilkesi korunarak” yapıldığını iddia eden bir kişi kaldı mı bilmiyorum!

1 Kasım seçimlerinde, gerçek dışı ve eşit olmayan propaganda sayesinde Ak Parti bu oyu alabilmiştir.

Tanıtım faaliyetlerinde, haber ve her türlü yayında …, “kim ne yaparsa yapsın eşitlik bozulmaz” veya “bunlar zaten etkisiz şeylerdir” deniyorsa, seçimlerde eşitlik ilkesini başa da sona da yazmanın bir anlamı yoktur. Propagandanın ne kadar etkili olduğu, Cumhurbaşkanının her gün konuşmasından belli değil mi?

Ak Parti’nin devlet imkânlarını, tanıtım çalışmalarında pervasız kullanması da eşitliğin kalmadığını göstermeye yeter.

Yargıçlarla ilgili son kanun da, “seçim işlerinin seçim kurullarınca” nasıl yürütüleceği hususunda önemli tereddütler yaratmıştır. Yüksek Seçim Kurulu’nun Cumhurbaşkanı Seçim Sonuçlarını 14 Ağustos 2014 tarihinde ilanından bu yana, seçim kurulları kararlarının bütün devlet kurumlarını ve kişileri bağlayacağı kuralının uygulanması engellenmiştir.

Eğer Anayasa maddesi ve kurul kararları geçerli olsaydı Sayın Erdoğan’ın 14 Ağustos’ta Ak Partisi’yle ilişkisi kesilmiş, milletvekilliği ve dolayısıyla da “başbakanlık” sıfatı düşmüş olurdu.

Oysa Cumhurbaşkanlığı andını meclis kürsüsünde okuyuncaya kadar Erdoğan başbakan, milletvekili ve Ak Parti genel başkanlığı görevlerini elinde tuttu, bu sıfatlarıyla konuştu, toplantılar düzenledi, kararlar verdi, resmi evrak imzaladı, … ve saire.

Cumhuriyet Başsavcısı Ak Parti’ye bu zatın kaydını silin mi dedi? Veya Başbakanlığa görevin devri için yazı mı yazdı? Cumhurbaşkanı Başbakanlığı mı uyardı? Meclis Başkanı Ad Defteri’nden adını mı sildi? Ankara İlçe Seçim Kurulu “partisiyle ilişkisi kesilmiş olan” bir kişinin kongreyi nasıl açtığını ve konuştuğunu mu sordu? Bunların hiçbiri olmadı, olmayınca da O zat “Anayasa fiilen değişmiştir” dedi!

Evet, Sayın Erdoğan seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır.

Ancak seçildiği an, Anayasa’nın açık hükümlerini çiğnemiş, sonra gelişen siyasal olayları yozlaştırmış, sonraki seçimlerde seçim kanunlarının ilkelerini bertaraf etmiş, memleketini demokratik seçimlerden de mahrum bırakmıştır.

7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri bana göre, yasal ilkelere uyulmadan yapılmış, sonuçlarının yasal kurullarca irdelenmesi engellenmiş seçimlerdir.

Bunlar meşru seçim değildir, bugünkü fiili durum ve yürütülen anlayış sürdükçe yapılacak hiçbir seçim de, “eşit seçim” olmayacaktır.

Yurttaş olarak hiçbir şey değişmeden “seçim sonucu” olarak açıklanacak gayri meşru ilanları tanımayacağımı açıkça beyan ediyorum.

Seçim denilecek oyunda ne oy veririm, ne de sonuçlarına saygı gösteririm.”

Bu haber en son değiştirildi 10 Temmuz 2016 12:56 12:56

Reklam

Önceki Haberler

Boykot çağrısı yaptığı için işten atılan Eruslu işçisi haklarını alacak

Boykot çağırısı nedeniyle tazminatsız şekilde işten atılan Eruslu işçisi Cüneyt Tişkaya, fabrika yönetimiyle yaptığı görüşme…

9 Nisan 2025 18:31

Laiklik Meclisi’nden 168 kapsamlı başlıkta dikkat çeken laiklik ihlalleri raporu

Laiklik Meclisi tarafından hazırlanan Laiklik İhlalleri Mart 2025 raporu, 168 kapsamlı başlıkta karşı devrim sürecinin…

9 Nisan 2025 18:26

Mahir Polat hakkında ev hapsi kararı

Cezaevinde tutuklu bulunan ve ciddi sağlık sorunları yaşayan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat hakkında…

9 Nisan 2025 18:01

AKP’nin istibdat rejimine direnen gençlerin ailelerine tehdit: Çocuğunuz okuldan atılabilir

Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını protesto eden öğrencilerin aileleri polis veya KYK yetkililerince aranıyor. Aileler, çocuklarının 'yurttan…

9 Nisan 2025 17:32

Kızılay eski başkanının kızı yine kaza yapmış

Önceki Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık Demir'in kullandığı ve 17 yaşındaki Batın…

9 Nisan 2025 17:20

BMGK, İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarını görüşmek için acil oturumla toplanacak

BMGK, İsrail'in Suriye'deki işgalini derinleştirmesini ve son saldırılarını görüşmek için yarın acil oturumda toplanacak.

9 Nisan 2025 17:09
Reklam