Köpekleşmek, Samar Yazbek ve uluslararası edebiyat ödülleri
Cengiz Kılçer yazdı: Köpekleşmek, Samar Yazbek ve uluslararası edebiyat ödülleri
Önceki gün Suriyeli yazar Samar Yazbek Fransa’nın ‘Prix du Meilleur Livre Étranger’ı (En İyi Yabancı Kitap Ödülü) kazandı. Herhalde “önemli” bir yazardır, biz niye atlamışız, kimdir nedir diye araştırmaya başlayınca Orhan Pamuk’un adıyla karşılaşıyoruz. Meğer 2002 yılında “Benim Adım Kırmızı” romanıyla ona da aynı ödülü vermişler. “Prix du Meilleur Livre Étranger” ödülünü alan yazarlar arasında sayısı oldukça fazla ünlü isim var. 1978 yılında ise aynı ödülü yine ülkemizden bir yazara Yaşar Kemal’e “Ölmez Otu” adlı romanı için vermişler.
Peki, kim bu Samar Yazbek? 1970 Jableh doğumlu, üniversitede Arap Edebiyatı eğitimi almış ve roman, kısa öykü, senaryo, televizyon dramaları, film ve televizyon eleştiri gibi başlıklarda ürünler vermiş, “gazetecilik” yapmış bir yazar Samar Yazbek. Kadın hakları ve insan hakları savunucusu olarak tanınıyor. İlk romanı 2011 yılında “Heavenly Girl” adıyla İngiltere’de yayınlanmış.
Yazbek çok geçmeden İngiltere’ye göç etmiş. 2012 yılında İngiltere’de yayınladığı “Çapraz Ateşte Bir Kadın” adlı romanıyla PEN Cesaret Ödülü’ne değer görülmüş. İroni midir bilinmez ama o tarihteki Habertürk gazetesi bunu “Esad karşıtı Suriyeli yazar ödülü kaptı!” olarak haberleştirmişti.
Samar Yazbek aslen Nusayri olmakla beraber en son seçimlerde (2014) oyların yüzde 88.7’sini alarak üçüncü kez devlet başkanı seçilen Beşar Esad’ın baş düşmanlarından. Yazbek, bu yeminli ve bilinçli olarak vatanına ihanetinden dolayı akrabaları ve çevresi tarafından hain damgası yemiş ve sürekli ölüm tehditleri alırmış meğer.
Pazarlamacılarının dediğine bakarsanız Yazbek “cesaretini ve onurlu duruşunu kaybetmeden “devrime” sürekli destek olmaya çalışmış. Bilfiil “devrim” koordinasyonlarında yer almış.”
Samar Yazbek’in pazarlamacılarından biri de kendisi gibi Suriyeli olan 1971 yılında Almanya’ya göçmüş Rafik Schami. Schami de meşru Suriye hükümetini “katil bir rejim” olarak suçluyor ve Samar Yazbek’in kitabı “Çapraz Ateşte Bir Kadın – Suriye Devrim Günlükleri” adlı kitabını şöyle övüyor: “Samar Yazbek, 15 Mart 2011’de devrimin başlamasından çok önce, cesur eylemlere girdi. Bu durum, Esad’la doğrudan karşı karşıya gelmesine yol açtı. Yazbek, hiç tereddüt etmeden protesto hareketine katıldı. Ama onun bu gözü pekliğinden daha etkileyici olan, kendi mezhebine, Alevîlere, Suriye’nin yönetici azınlığına karşı takındığı (siz ihanet diye okuyun) tavırdır. Hayatı için asıl tehlikeyi yaratan da onlara karşı sergilediği bu duruş olmuştur.”
Samar Yazbek’in bu kitabı New York Times’a göre “korkunç cepheleşmeyi en acı ayrıntılarla tasvir ediyor”.
The Guardian’a göre “Çapraz Ateşte Bir Kadın, isyanın ilk dört ayında yaşanan kâbusu sıcağı sıcağına anlatan bir günlük”.
Washington Post’a ise “Suriye devriminde ne olup bittiğini anlamak için aktivist Samar Yazbek’e kulak vermelisiniz” öğüdünde bulunuyor.
Le Monde da boş durur mu, soruyor: “Suriye’de yaşanan katliam sizi rahatsız ediyor mu? Bu krizin perde arkasını görmek sizi ümitsizliğe mi sürüklüyor? Samar Yazbek’i okuyun.”
Bunlar yalanlar.
Gerçekler ne peki?
2012 yılında Suriye’nin büyük şairi Adonis, (Ali Ahmet Sait Eşber) “Arap Baharı”nın geldiği noktadan rahatsızlığını belirtiyor, sürecin bir uyanış değil, tarihsel bir gerileme olduğunu düşünüyordu.
Köpekleşmek deyimi bizim dilimizde “Onurunu yitirip yaltaklanmak” anlamındadır. Arapçada ‘Köpekleşmek’ deyiminin karşılığını merak ediyoruz elbette ve kuşkusuz vardır. Muazzam bir dildir Arapça, mutlaka vardır.
Samar Yazbek’in doğduğu kadim topraklara, ailesine, inançlarına, halkına ihaneti sanat edebiyat maskesiyle emperyalizme köpekleşmesi tam anlamıyla ve inkâr edilemeyecek bir gerçek.
Kısaca söylemek gerekirse…
Hem Türk matbuatı hem de uluslararası medyanın Suriye meselesindeki haberlerinin son derece taraflı, külliyen meşru yönetim karşıtı, nesnel temellerden yoksun, yalan ve karalamalarla dolu olduğu artık biliniyor.
Suriye’de ise tam bir insanlık dramı yaşanıyor. Müsebbibi elbette emperyalizmdir.
Bugün Suriye ve Irak’ta gerici terör örgütü IŞİD’in ve hempalarının emperyalizmin müdahalelerine zemin oluşturduğu ise başka bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.
Suriye’de emperyalist devletlerin desteklediği, yönettiği ve silahlandırdığı gerici terör örgütlerinin başlatmış olduğu savaş milyonlarca insanın göç etmesi ve on binlerce insanın ölümü pahasına devam ediyor.
Bunlar gerçekler.
Suriye Ordusu Halep’teki ilerleyişini sürdürüyor. Büyük bir ihtimalle Halep özgürleşince Suriye de özgürleşecek.
Daha bugün Suriye Ordusu Şam’a 15 kilometre mesafedeki Han el Şih ilçesinde ve buna bağlı 13 köyde kontrolü ele geçirdi. Yaklaşık 2 bin yobaz militan silah bırakmayı ve aileleriyle birlikte İdlib’e gitmeyi kabul etti. Emperyalist saldırının en önemli unsurları olan cihatçı katillerin saflarında çözülme yaşanıyor.
Gündelik hayatın en ufak ayrıntısından ekonomik bağlara, politik süreçlerden insan ilişkilerine, sanat ve edebiyattan spora dek birçok alanda emperyalizmin temel belirleyici öğe olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Samar Yazbek ve Rafik Schami gibi figürler, Suriye halkının düşmanı kalleş ve alçak yazarlar olarak tarihe çoktan geçtiler.
ABD, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın Suriye’de desteklediği cihatçılar neyse Samar Yazbek, Rafik Schami gibi yazarlar da odur.
Hâlâ emperyalizmin diliyle yazsınlar, okusunlar, ödül alsınlar; emperyalizmin gönüllü kulları, uşakları tetikçileri oldukları gerçeğini hiçbir şey değiştirmeyecek.
Bitirirken bir okuma önerisi: Frances Stonor Saunders’ın “Parayı Verdi, Düdüğü Çaldı” kitabı önemlidir, faydalıdır.