AKP iktidarının “Cuma Genelgesi” kararı sonrasında bir araya gelen demokratik kitle örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri ve aydınların bir araya gelerek oluşturdukları Laikliğe Çağrı Birlikteliği dün ilk basın toplantısını gerçekleştirdi.
İlk çağrısını “Cuma genelgesi” kararından sonra 9 Ocak günü yapan grup, aynı toplantıda, “Cuma Genelgesi” kararı alan Ahmet Davutoğlu ve diğer hükümet yetkilileri hakkında Anayasaya aykırı genelge yayınlamaktan dolayı suç duyurusunda bulunarak aynı gerekçelerle yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’a başvurmuştu.
Birlikteliğin yürütmesini oluşturan Eğitim-İş MYK Üyesi Dilek Yurdugül, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Vakfı Başkanı Murtaza Demir ve Mahmut Aslan ile birlikte çok sayıda kitle örgütü temsilcisinin katıldığı basın toplantısında “Anayasamızda “demokratik laik sosyal hukuk devleti” olarak tarifini bulan cumhuriyet rejimi, 1920’lerden bugüne en büyük tehditle karşı karşıyadır. Tehdidin kendisi ise, bizatihi “laiklik karşıtı siyasi parti” olarak hüküm giyen ve halen Yürütme Organı durumunda bulunan AKP Hükümetidir.” dendi.
Laikliğe Çağrı Birlikteliğinin açıklamasında hükümetin, bütün gücüyle laikliğe karşı konumlandığı, Anayasa’nın laik değerlerini koruyan 2., 10. ve 24. maddelerinin içinin boşaltılması ve şekli yasa durumuna gelmesi için her fırsatı değerlendirdiği belirtilirken siyasi iktidarın farklı inançtan yurttaşlarını kucaklayıcı olmaktan kaçındığı, yurttaşlar arasında taraf olarak, tarafgirliğini kamusal alanın tamamında en etkili şekilde uygulamaya koyduğu vurgulandı.
“Ülkemizdeki bombalı saldırıların arkasında AKP’nin cihatçı çetelerle yakınlığı yatmaktadır”
AKP hükümetinin Suriye ve Ortadoğu’daki konumlanışına ilişkin “Türkiye’nin çeşitli kentlerinde, son olarak da Ankara’da yaşanan bombalı saldırıların arka planında hükümetin, selefi, vahhabi, cihatçı temelli örgütlere olan yakınlığı ve onlara ülkemizde örgütlenme rahatlığı sağlaması gerçeği yatmaktadır. Hükümet, neredeyse tüm komşularımızla olan dostluğumuzu, selefi, vahhabi, cihatçı örgütlere olan yakınlığına feda etmiş, sınırlarımızda bir tek dost ülke bırakmamış, geleceğimiz risk altına girmiştir.” ifadeleri yer aldı.
“Diğer yandan hükümet, ülkemizde farklı inançlardan milyonlarca yurttaşımızın barış içinde yaşamalarını temin eden, demokratik-çoğulculuğun en değerli teminatı olan laikliğe kastetmiştir. Ortak yaşam, irade ve kararlılığımızın dengelerini altüst etmiş, mezhep farklılıklarını tetiklemeyi siyasetinin ana teması saymış, en nihayetinde “Suriye coğrafyasındaki vahhabi saldırganlığına karşı” bahanesiyle, bu örgütleri korumak istercesine Suudi Arabistan-Kuveyt ve Katar cephesinden yana tutumunu sürdürmüştür.” sözlerinin devamında bölge ülkelerinde görülen durumun çağımızın başat sorununu ortaya koyduğu, bu nedenle de laikliğin, salt siyasetin sorumluluğuna bırakılamayacak kadar değerli olduğu belirtildi.
“Dini faaliyetler devlet hazinesinden finanse ediliyor”
Cuma günlerinin ve Cumhurbaşkanının doğum gününün tatil günü olmasının istendiği belirtilen açıklamada “Dinsel simge olduğu kuşku götürmeyen türban, bu siyasetin simgesi olarak kamusal alanda serbest bırakılmış, öğretmenler hatta kimi yargıçlar, görev sırasında türban takmaya başlamışlardır. Tüm ilk ve orta öğretim okullarında din dersi öğretmenlerinin tamamına yönetici sıfatı verilmiştir” sözleri yer aldı.
Dini faaliyetlerin, devlet hazinesi tarafından finanse edildiğine dikkat çeken Laikliğe Çağrı Birlikteliği, imam ve cami giderlerinin devlet hazinesine yüklendiğine, devlet bürokrasisinin mezhepsel aidiyetlere göre şekillendiğine ve demokrat, laik ve insan haklarından yana olan memurların, bürokrasiden tasfiye edildiğine dikkat çekerken, “En kötüsü ise Hükümetin hiçbir iyi niyetli uyarıyı dikkate almaması, “dediğim dedik çaldığım düdük” demeye devam etmesidir.” dedi.
Açıklamada “Unutulmamalıdır ki, imamın maaşı öğretim üyesinden, Diyanetin bütçesi, en eski ve en başarılı 16 üniversitemizin toplam bütçesinden daha yüksektir. Bu veriler, hükümetin nasıl bir Türkiye, nasıl bir dünya tasavvur ettiğinin ve o dünyada bizlere yer olmadığının en net kanıtı ve geleceğimizin kara habercisidir.” ifadelerine yer verildi.
“AKP’nin “Yeni Türkiye”si, “tüm kazanımlarımızın tasfiyesi, mezhep savaşını toplumsal zemine taşıma ve İslami rejim inşa etme çabasıdır”
Laikliğe Çağrı Birlikteliği AKP iktidarı eliyle kurulmaya çalışılan “Yeni Türkiye”ye ilişkin de uyarıda bulunarak “Hükümetin “Yeni Türkiye” inşa etme kararlılığının, “demokratik-laik tüm kazanımlarımızı tasfiye ederek mezhep savaşını toplumsal zemine taşımak ve bir çeşit İslami rejim inşa etmek çabası” olduğunu biliyoruz. Gerek komşu ülkelerde gördüğümüz örnekler gerekse ülkemizde ortaya çıkan bu tablo son derece kaygı vericidir.” dedi.
Laikliğe Çağrı Birlikteliği açıklamasında “Halkımızı bu yakın tehditten haberdar etmek, ülkemizde hala laik yaşam tarzına sahip çıkan milyonların olduğunu göstermek, mezhep boğazlaşmasını ülkemizden uzak tutmak üzere güçlü bir laik cephe örmek, kurumlarımızın ve aydınlarımızın görevleri arasındadır. Görevidir çünkü laiklik, devlet düzeninin ve toplumsal yaşamın akla ve çağdaş bilime dayanmasını sağlayan temel ilkedir. Yüzyıllar boyu şeriat kurallarının egemen olduğu bir imparatorluğun mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti’nde laiklik, Batı’da taşıdığından çok daha kapsamlı bir anlama ve işleve sahiptir.” sözleriyle ilerici kurumları ve aydınları da göreve çağırdı.
Birlikteliğin planladığı çalışmalar ve hedefler
“Ancak siyasi sürece itiraz eden kurum, aydın, akademisyen ve kişilerin bu imzalardan ibaret olmadığının da bilincindeyiz ve bu bilinçle çağrımızı yineliyoruz; demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti talep ediyorsak, Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıkıyorsak neden ayrı duruyoruz; bunca tehdit, tahrip ve imha karşısında dahi bir olamıyorsak, ne zaman bir olacağız?” ifadelerinin yer aldığı açıklamada Laikliğe Çağrı Birlikteliği, planladığı çalışmalarını ve hedeflerini ise şu şekilde sıraladı:
Laikliğe Çağrı Birlikteliği bileşenleri kimler?
Birinci toplantısından itibaren birlikteliğin her geçen gün büyüdüğü ve güçlendiği, çok sayıda kurumun sorumluluk aldığı belirtilen açıklamada kamuoyuna, laiklik için bu birlikteliği güçlendirme çağrısı yapan grubun bileşenleri de alfabetik olarak şöyle:
ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği), ABF (Alevi Bektaşi Federasyonu), Acırlı Köyü Derneği, Aydos Dernekler Federasyonu, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Büro-İş Sendikası, CUMOK Ankara (Cumhuriyet Gazetesi Okurları), ÇAGEP, ÇAĞDEP, Çorum Hitit Dernekler Federasyonu, ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği), Divriği Vakfı, Enerji-İş Sendikası, Eğitim-İş Sendikası, Halkçı Gençlik Derneği, Genel Sağlık-İş Sendikası, İKD (İlerici Kadınlar Derneği), Kavaklıderem Derneği, Karaözü Şahruhlular Platformu, KARSFED (Kars ve Çevre İlleri Demokrat Dernekler Federasyonu), Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı, Kültür Sanat-İş Sendikası, Kültür Sanat Emekçileri Derneği, HEKDER (Hacıbektaş Eğitim Kültür Derneği), Ozan-Der, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Vakfı, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Tarım Orman-İş Sendikası, Tapu Çevre Yol-İş Sendikası, Tiyatro Pembe Kurbağa, TİHAK (Türkiye İnsan Hakları Kurumu), Tuncelililer Vakfı, Tüketici Hakları Derneği, Tüm Yerel-Sen Sendikası, UM:AG (Uğur Mumcu Araştırma Gazetecilik Vakfı), Ulusal Eğitim Derneği, Varto Derneği, YARSAV, Yargıçlar Sendikası, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Ankara Şubesi, Yozgat Demokrat Dernekler Federasyonu.
Bu haber en son değiştirildi 1 Mart 2016 15:38 15:38
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis…
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eski basın danışmanı Ahmet Sever, Mustafa Varank’ın açtığı 'Ak trol' davasından…
"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan gazeteci Fatih Altaylı, "Olağan ve alışık…