Liberal yüzsüzlük bitmiyor: AKP 2010 referandumunda kabul edilen yasaları kaldırıyormuş
Liberal "yetmez ama evet" dalgasının aktörlerinde yüzsüzlük devam ediyor. Haberdar internet sitesinde yazan Yavuz Baydar, "Yetmez ama evetçiliği" hakaretlerle savundu.
Liberal “yetmez ama evet” dalgasının aktörlerinde yüzsüzlük devam ediyor. Haberdar internet sitesinde yazan Yavuz Baydar, “Yetmez ama evetçiliği”, “Madem çok kötüydü referandum sonucu, AKP neden onun kilit kazanımlarını imha etti ve etmeye devam ediyor?” diye savundu.
“Bütün sorunlar ‘yetmez ama evet’çilerin yüzde 2’lik oyundan mı çıktı?” başlıklı yazısında Baydar, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı o referandumla geldiğini söyleyerek “yetmez ama evetçileri” rahat bırakmayan solculara kin kustu.
Ülkenin azgın bir iktidar partisi ile yılgın ve pusulasız bir muhalefetin zımni işbirliği yüzünden uçurumun dibine yuvarlandığını söyleyen Yavuz Baydar, “yetmez ama evetçilerin” AKP’ye koltuk değneği olmalarına rağmen bugün AKP karşıtlığı üzerinden siyaset sahnesine geri dönme çabalarına karşı duranlara “cehalet timsali bir güruh”, “betonarme budala”, “kirli vicdansız elit”, “ahmak papağan sürüsü” diye hakaretler yağdırarak “hala ‘herşey bu yetmez ama evetçiler yüzünden’ diye papağan gibi söylenip durmakta” olmakla suçladı.
Liberallerin ahlaksız bir ikiyüzlülükle Haziran Direnişi’ne giden süreçte AKP ile olan ittifaklarını ve sonrasında Haziran Direnişi ile ortaya çıkan tepkinin sola yönelmesini engellemek için yaptıklarını unutturmak için her türlü fırıldaklığı mübah gördüğü bu yazıyla bir kez daha gözler önüne serildi.
2013 Haziranı’ndan sonra halkın tepkisini “tatava yapma bas geç”, “en güçlü adayda birleşelim”, “AKP’yi geriletiyoruz” diyerek sandığa gömen düzen partilerine yönelen liberallerin timsah gözyaşlarını dökmek de Yavuz Baydar’a nasip oluyor.
Baydar yazısında, “ABD, Hindistan, Güney Afrika, İspanya, Cezayir, Brezilya, nereye bakarsanız bakın, geçiş süreçlerinde mutlaka bir öncü aydın grubu var, ama aynı zamanda onların sırtını dayadığı, kitleleri umut etrafında peşine takmış, ülkenin sosyolojik gerçekleri ile gerçekçi bağ kurmuş, güçlü bir muhalefet hareketi de var. Başka türlüsü olmuyor.” diye yazarak bu timsah gözyaşlarını somutluyor.
Bu satırların insanı daha da öfkelendiren yanı ise, bu liberal yüzsüzlüğün “öncü aydın grubu” denilerek halkın öncüleri olduklarını iddia edebilecek bir noktaya kadar varabilmesinde.
Muhalefete çatan Baydar, akademisyenlerden Dündar-Gül davasına, Koza-İpek grubundan Zaman-Cihan Haber Ajansı’na el çabukluğu marifetiyle liberaller ile Fethullah Gülen cemaatinin kavgalarını da halkın kavgası haline getirmeye çalışıyor.
Baydar’ın ve diğer liberallerin iyi bilmesi gerekiyor. Türkiye’de cumhuriyetçi bir damar var ve bu damar elbette bir gün emekçilerle buluşacak. Ama asla bu liberal yüzsüzlüğe alet olmayacak.