Maduro'dan Küba Komünist Partisi 7. Kongre'sine mektup
Maduro, 16-19 Nisan tarihleri arasında yapılan Küba Komünist Partisi’nin 7. Kongresi'ne bir mektup gönderdi.
Geçtiğimiz yıl Demokratik Birlik Masası adlı Amerikancı koalisyonun seçimleri kazanmasının ardından, karşı devrimci neoliberal saldırıların odağında bulunan Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, 16-19 Nisan tarihleri arasında yapılan Küba Komünist Partisi’nin 7. Kongresi’ne bir mektup gönderdi.
Gazete Manifesto olarak mektubun önemli kısmını sizler için çevirdik.
Küba Komünist Partisi 7. Kongresi’ne,
Sevgili kadın ve erkek yoldaşlar,
Lütfen, Simon Bolivar ve Hugo Chavez’in topraklarından hayranlık, dayanışma ve sevgi dolu, iki Devrim ve iki halk arasındaki kardeşliği yeniden pekiştiren selamımı kabul edin.
Tarihsel olarak Nisan ayı Büyük Anavatan için mükemmel bir ay. Caracas 19 Nisan 1910’un üzerinden iki yüzyıl, Playa Giron’un üzerinden 55 yıl, Nisan 2002’nin üzerinden ise 14 yıl geçti. Nisan ayı, onları hatırlayıp yola devam etmemiz için yapılmış fedakarlıklarla ve mücadelelerle doludur.
Küba Komünist Partisi’nin 1975 yılında yapılan ilk kongresinin üzerinden 40 yıldan fazla bir zaman geçti. 7. Kongre, Küba Devrimi’nin gücünü göstermek, Komutan Fidel’in tutarlı savunucusu olduğu, 19. yüzyılda Jose Marti’nin gösterdiği adaletli ve onurlu geleceği tayin etmek için oldukça önemli. Bugün, KKP Genel Sekreteri ve Küba Devlet Başkanı Raul Castro bu mirası mükemmel bir şekilde sahiplenmekte.
Fidel, Fidel, Fidel. Bugün bu kongreye, Komutan Chavez’in sevgi dolu selamlarını ulaştırıyorum.
Fidel’i ve bizleri uyandırmak için halklarımız arasında yaptığı uzun yolculuklarına saygı duyuyorum. Fidel bir asker, düşçü, hiç kuşkusuz ki bizim, Latin Amerika’nın, Karayiplerin ve dünyadaki bütün savaşçılar için bir örnektir.
Bu 7. Kongre’de diğer kongreler gibi, ekonomik krizi aşmak, onurlu bir şekilde büyümeye ulaşmak ve devrimci ilkelere özveri gösterip sosyalizmi savunmayı amaçlıyor. Ancak 6. Kongre’den bugüne geçen 5 yılda, tehditler ve zorluklar çoğaldı. Ekonomik, toplumsal ve çevresel sorunlar hem bölgemizde hemde dünyada daha karmaşık hale geldi.
Kıtamız, farklı araçlarla neoliberal restorasyonu amaçlayan, ilerici ve halkçı hükümetlere saldıran, yeni ve çok boyutlu bir sömürgeci saldırısıyla karşı karşıya.
KKP’nin 7. Kongre’si, Latin Amerika ve Karayiplerde bağımsızlık ve birlik projesine karşı girişimlerde bulunanlarla yüzleşmek için toplumsal, politik ve ideolojik bir kaledir.
Komutan Fidel 1999 yılında, Komutan Chavez görevine başladığında Caracas’a yaptığı ziyarette şunları söylemişti:
“Eğitim vermek, farkındalık yaratmak ve fikirleri yaymak zorunda olduğumuz zamanlarda dayanışma ruhunu ve cömert enternasyonalist ruhu aşılamasaydık, halkımız direnecek gücü bulamazdı”
Venezuela’ya karşı destabilizasyon ve acımasız ekonomik ve medya saldırılarının yapıldığı bugünlerde aynı şeyi söyleyebiliriz. Tartışmasız olarak Küba, hepimiz için, imparatorluğa karşı bir direniş sembolüdür. Chavista ve Bolivarcı onur ve güç ile direniyoruz, üstesinden geleceğiz.
Bir kez daha tarih karşımıza büyük zorluklar çıkarıyor. Birlik ise bunların üstesinden gelmek için en büyük gücümüz. Bolivarcı Devrim, halklarımıza mutluluğu getirecek dönüşümleri tamamlamak için, Küba Devrimi ile en derin ve en üretken birliği onaylıyor.
Birlikte, bağımsızlığımızı, Devrimlerimizi ve sosyalizm yolumuzu savunacağız. Birlikte, devrimcilerimizin düşlediği Büyük Anavatanı inşa edeceğiz.
Küba yalnız değildir, Küba asla yalnız kalmayacaktır. Bolivar’ın ve Chavez’in Anavatanı ile Marti ve Fidel’in Anavatanı değiştirilemez bir biçimde birliktedir.