Mültecilerin 'can yelekleri' ile imtihanı
Mültecilerin umut yolculuklarında ölümden korunmak için kullandıkları can yeleklerinin havuz ya da deniz kıyısında kullanılan yüzme yardımcısı olduğu ortaya çıktı.
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir ve İzmir’de kıyıya vuran 31 cansız bedenin çoğu kadın ve çocuklardı. Kıyıya vuran cenazelerin tamamında can yeleği olmasına rağmen işe yaramadığı da ortaya çıkarken can yeleklerinin içini açan yetkililer, atık malzemelerle doldurulmuş olduğunu gördü.
Böylece, mültecilerin umut yolculuklarında ölümden korunmak için kullandıkları can yeleklerinin havuz ya da deniz kıyısında kullanılan yüzme yardımcısı olduğu ortaya çıktı. Gerçek can yeleklerinde kumaştan, ışığa, düdükten, hipotermi için kafa koruyucusuna kadar onlarca detayı bulunuyorken ancak yüzmeye yardımcı olacak nitelikte malzemelerin can yeleği gibi pazarlandığı söyleniyor.
Ülkelerindeki, savaş ve iç karışıklıklardan kaçan mültecilerin, Avrupa ülkelerine geçişlerinde ağır kış koşullarında, Ege Denizi’ni aşmaya çalışmalarıyla, peş peşe insanlık dramları görülüyor. Denizde yaşamlarını yitiren mültecilerin, kendilerini su üstünde tutup koruması için giydikleri can yelekleri ise standart dışı malzemelerden yapılıyor. Kullanılan can yeleklerinin, hayat kurtarmaktan çok denizde mültecileri ölüme götürdüğü görülüyor.
Mültecilere verilen yelekler hiçbir standarda uymuyor
Sahte ile gerçek can yelekleri arasındaki en önemli farkları deniz ekipmanları üretimi yapan Ali Karakurt anlattı. Karakurt, mültecilerin çoğunun üzerinde bulunanların ya da onlar için üretilenlerin, havuz gibi kapalı ve korunaklı alanlar ile deniz kıyılarında kullanılan ‘yüzme yardımcıları’ olduğunu söyledi.
Yüzme yardımcısı şeklinde üretilen bu yeleklerin, kumaşından içindeki köpük polietilen malzemenin kalite durumuna, hipotermi için gerekli boyunluklara kadar hiçbirisinin bulunmadığını vurgulayan Karakurt, şöyle devam etti: “Bu can yeleklerinin kumaşları standart dışı, su geçirgenliği çok fazla. Ayrıca üzerinde, tehlike durumunda kullanılacak malzemeler bulunmuyor. Hepsinden önemlisi, şimdi kışın soğuk havalarda, kaçak geçişler oluyor. İnsanların hipotermiden korunmaları lazım. En çok hipotermi kafadan başlar, kafayı korumak lazım. Bunlarda onlar da yok. Oysa gerçeklerinde, kumaşın suya dayanıklılığının yanı sıra içerisinin teflonla kaplı olması lazım. Emniyet kemerinin sağlam olması lazım. Düdük ve ışık gibi uyarıcıların da yine bulunması gerekiyor. Ayrıca hipotermiden kafayı korumak için özel boyunluklar da var.”
Karakurt, bu şekilde insan hayatıyla oynanmasının üzücü olduğunu söyledi. Standartlara uygun can yeleklerinde 50-120 lira arasında değişen etiket bulunurken, mülteciler için merdivenaltında üretilenler 20-30 liradan satılıyor.