Putin: Türkiye'nin uçağımızı düşürmesi savaş suçu
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Almanya'nın Bild gazetesine verdiği röportajın, Türkiye ve Suriye ile yaşanan krize ilişkin bölümü yayınlandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Almanya’nın Bild gazetesine verdiği röportajın, Türkiye ve Suriye ile yaşanan krize ilişkin bölümü yayınlandı.
Türkiye’nin kendi hava sahasını ihlal etmeyen bir Rus uçağını düşürmesini ‘savaş suçu’ olarak tanımlayan Putin, şunları söyledi: “Teröristleri hedef alan bombardıman uçağımızı düşürerek gerçekleştirdikleri savaş suçu için bize bir açıklama yapmayı denemek yerine Türk hükümeti kendisini koruması için NATO karargahına koştu. Bu, hem çok garip hem de Türkiye için küçük düşürücü.”
Bu davranışın Türkiye’nin NATO üyesi olmasıyla da açıklamayacağını söyleyen Putin, “Zira kimse Türkiye’ye saldırmıyor. Türkiye’nin dünyanın herhangi bir yerinde, yakınındaki ülkelerde belirli çıkarları varsa, bu, NATO’nun tüm bu çıkarları koruyacağı anlamına mı geliyor?” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte Türkiye’nin uçağı düşürmesi nedeniyle gerçek anlamda bir çatışma yaşanmamasını umduğunu da belirten Putin, Rusya’nın bir tehdit karşısında güvenlik çıkarlarını mümkün olan her yöntemle koruyacağını herkesin anlaması gerektiğini de vurguladı.
“Hem Esad’ı hem de muhalif grupları destekliyoruz”
Putin, Rusya’nın Suriye’deki terörist gruplara yönelik hava operasyonları hakkındaki sorulara da yanıt verdi.
Rusya’nın bu operasyonlarda hem Suriye ordusunu hem de muhalif grupları desteklediğinin altını çizen Putin, “Hem Esad’ın ordusunu hem de silahlı muhalif grupları destekliyoruz. Bu gruplardan bazıları bunu açıkça söylüyor, kimileri ise sessiz kalmayı tercih ediyor. Ancak böyle bir desteğimiz var” diye konuştu.
“Suriye’de muhalifleri ve sivilleri hedef aldığımızı söyleyenler yalan söylüyor”
Rusya Devlet Başkanı Putin, Rus hava güçlerinin Suriye’de muhalifleri ve sivil tesisleri hedef aldığına dair iddiaları ise kesin bir dille reddetti. “Bu konuda yalan söylüyorlar” diyen Putin, şöyle devam etti:
“Bu tezlerine dayanak olarak gösterdikleri video görüntüleri, pilotlarımızın teröristlere yönelik hava saldırıları gerçekleştirmeye başlamasından önce ortaya çıkmıştı. Bunlar doğrulanmış veriler. Ancak bizi eleştirenler bunları görmemeye çalışıyor.”
NATO’ya bağlı ABD uçaklarının Ekim ayında Afganistan’ın Kunduz kentinde Sınır Tanımayan Doktorlar’a ait bir hastaneyi vurduğunu da hatırlatan Putin “İnsanlar öldü, doktorlar yaralandı. Batı medyası ise bunu sessizce geçiştirmeye çalıştı, her şey çabucak unutuldu” dedi.
“Suriye halkına fikrini söyleme hakkı vermek gerek”
Diğer taraftan Putin, gerekli olması hâlinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a sığınma hakkı verebileceklerini söyledi:
“(Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu’nun (NSA) izleme ve dinleme faaliyetlerini ifşa eden eski istihbarat görevlisi) Edward Snowden’a sığınma hakkı verdik. Bu, Esad’a sığınma hakkı vermekten daha zor bir işti. Ancak öncelikle Suriye halkına fikrini söyleme hakkı vermek gerek. İnanın bu demokratik bir biçimde yapılırsa belki de Esad’ın hiçbir yere gitmesi gerekmeyecek. Devlet Başkanı olup olmamasının da önemi yok.”
Öte yandan Putin, Suriye’deki amaçlarına dair bir soru karşısında da bu ülkede ne olmasını istemediklerini anlattı: “Suriye’de tam bir güç boşluğu oluşmasını istemiyoruz. İstemediğimiz tam olarak bu: Suriye’de Irak ya da Libya senaryosunun tekrarlanmasını istemiyoruz.”
“Süper güç olmaya çalıştığımız da söylenemez”
Bunların yanı sıra Putin, ülkesinin uluslararası arenadaki konumuyla ilgili soruları da cevapladı. Rusya’yı ‘bölgesel güç’ olarak niteleyen ABD Başkanı Barack Obama’yla aynı fikirde olmadığını belirten Putin şunları ekledi: “Süper güç olmaya çalıştığımız da söylenemez. Zira bu rol hem çok masraflı hem de çok anlamsız.”
Obama, mart ayında Lahey’de düzenlenen bir nükleer zirvesinde Rusya’nın, ‘yakın komşularından bazılarını tehdit eden bölgesel bir güç’ olduğunu savunmuştu.
Putin ise Obama’nın bu tanımlamasına dair soru karşısında da, “Başka ülkeler hakkında spekülasyon üretmek ve onlardan saygısızca bahsetmek, bunu yapan ülkenin kendisini istisna olarak gördüğü anlamına gelir, ki bu da bana göre yanlış bir tutumdur” ifadelerini kullandı.