Salih Müslim: AKP, IŞİD yerine Demokratik Suriye Güçleri’ni tercih etmeli

Hürriyet gazetesinden Tolga Tanış, Brüksel’de PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’le yaptığı görüşmeyi bugün köşesine taşımış.

Salih Müslim: AKP, IŞİD yerine Demokratik Suriye Güçleri’ni tercih etmeli

Hürriyet gazetesinden Tolga Tanış, Brüksel’de PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’le yaptığı görüşmeyi bugün köşesine taşımış.

Görüşmenin notlarına geçmeden önce Tanış, “İmralı Tutanakları” olarak bilinen Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’ndaki görüşme notlarının yayınlandığı  “Demokratik Kurtuluş Ve Özgür Yaşamı İnşa” adıyla basılan kitaptan da bazı bölümlere değiniyor.

Tutanaklarda PYD Lideri Salih Müslim’in isminin 20 kez geçtiğini belirten Tanış, 21 Temmuz 2013’te Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu heyetle görüşmesinde (sayfa 111) Öcalan’ın Müslim’e iletilmesi için “Salih Müslim de öyle ikide bir sadece Kürtler adına açıklama yapmasın, birlik adına konuşsun.” İfadeleriyle 17 Ağustos 2013’teki görüşmede (sayfa131), “Salih Müslim’e selam söyleyin, o da toyluk yapmasın. Bayrağı indirdik, özerklik niyetimiz yok falan demesine ne gerek var.(…) Özerkliği niye istemesin? İsteyecek tabii. (…) Pratik deneyimlerinizi biraz Salih Müslim’le paylaşın.” sözlerine ve 4 Şubat 2015’teki görüşmede (sayfa 398) heyetin bu kez Öcalan’a “Salih Müslim’in de size selamları var. Bir telefon görüşmesi yaptık. Kobani’de artık yeni bir durumun olduğunu ve sizin perspektifinize bir ihtiyaç olduğunu söyledi” mesajına yer veriyor.

Tolga Tanış, “Suriye Demokratik Güçleri”nin geçtiğimiz Ekim ayında kuruluşu konusunda da İmralı Tutanaklarındaki bilgilerde yer alan 2 yıl önce Abdullah Öcalan’ın ortaya koymuş olduğu ifadelere işaret ediyor.

Müslim ve ABD Dışişleri Suriye Özel Temsilcisi Michael Ratney’nin görüşme sıklığına da değinen Tolga Tanış, Suriye’de paradigmanın değiştiğine ve Ankara’nın değişen bu paradigmaya uygun politikalar üreterek içeride de Kürt meselesine dair çözüm sürecini yeniden başlatacak adımlar atması gerektiğini ifade ediyor.

Tanış’ın Müslim’le söyleşisinde Kobani ile Afrin birleşmesiyle ilgili olarak “O bölge muhakkak kurtarılacak” diyen PYD lideri, Türkiye ile yaşanan gerilimin nasıl çözüleceğini bilmediğini söylüyor.

“Eşme olayı sırasında koordinasyonu sağlamak için Türkiye’deydim”

Türkiye’de istikrarın oluşması için çalıştıklarını söyleyen Müslim “Türkiye’ye geçtiğimde kaç defa da söyledim. İstenirse biz arabuluculuk da yapabiliriz. Arabuluculuk yapabilmek için de taraf tutmamak gerekiyor. Türkiye ısrarla “Benim tarafımı tutacaksın.” Değil. Kınayacaksam bütün şiddet olaylarını kınıyorum yani. Değil mi? Hepsini kınamak gerekiyor.” ifadelerini kullanırken, Türkiye’de en son “Eşme olayı” olarak ifade ettiği 22 Şubat 2015 tarihinde Süleyman Şah Türbesi’nin tahliyesinde bulunduğunu açıklıyor.

Süleyman Şah Türbesi’nde bulunan 38 TSK personeli ile Süleyman Şah ve iki muhafızının naaşlarının Suriye’nin Eşme köyüne getirildiği 22 Şubat 2015 tarihinde, Türk yetkililerle koordinasyon için Türkiye’de bulunduğu sırada başta Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu olmak üzere, çeşitli düzeylerde bakanlık yetkilileriyle görüştüğünü belirten PYD lideri, “Onlar inkâr edebilir. Ama operasyon için oradaydım. İstanbul’daydım. Ankara’da bir ekip oluşturulmuştu. Ama istediğim zaman hem Kobani’yle hem onlarla konuşabilirdim. Telefonları bendeydi. Kriz masasıyla ilişkideydim o zaman. (Tahliye) Bittikten sonra kriz masasıyla konuştum. Onlar haber verdiler. Bitti diye.” sözleriyle AKP’nin inkâr ettiği operasyon sürecine ilişkin de açıklık getiriyor.

Türkiye’ye 28 Şubat 2015 Dolmabahçe Mutabakatı sonrasında “Masayı devirdikten sonra gitmedim.” Diyen Müslim Türkiye tarafıyla telefonda birkaç kez görüştüğünü ancak ziyareti konusunda olumlu bir cevap almadığı için gelmediğini belirtiyor.

“PKK Türkiye’nin iç meselesidir ama yaşanan sorun bizi etkiliyor.”

Türkiye’deki Kürt meselesine ilişkin olarak “PKK onları ilgilendiriyor. Türkiye’nin iç meselesidir, bizi niye ilgilendirsin.” diyen Müslim, Ankara ve PKK arasında yaşanan sorunun Suriye’de kendileri üzerindeki etkisine ilişkin bir soruya “Çok etkiliyor. Ben Kürtleri kabul ediyorum, özgürleşmelerini kabul ediyorum dedikten sonra her şey değişir. Şimdi özellikle Rojava’yı kuzeyden koparamazsın. Neden? Çok aşiretler var. Parçalanmış köyler, ovalar var. Ben Kobani’de oturuyorum Kobaniliyim. Suruç’taki akrabama ne diyeceğim. Değil mi? Düşman gözüyle mi bakacağım. Yapamam. Bizim yönetimimiz başkadır ama ben akrabama düşman olamam. Türkiye’nin buna saygı göstermesi gerekiyor.” sözleriyle cevap veriyor.

Müslim, Azez’de Kürt güçlerin ilerlemesiyle ilgili AKP iktidarının IŞİD veya Suriye hükümeti yerine tercih etmesi gereken gücün YPG’nin merkezinde yer aldığı Demokratik Suriye Güçleri olması gerektiğini “Türkiye’nin oranın hakkında karar vermesini uygun görmüyoruz. Bu bir. İkincisi orada DAEŞ oturuyor. DAEŞ de halen insanları öldürüyor. Sen DAEŞ’in kalmasını mı istiyorsun? Yoksa rejimin girmesini mi istiyorsun? Orada insanlar bizim halkımız. Bizim kurtarmamızı mı istiyorsun? Hangisi? Türkiye o bölgelerden ne istiyor?” sözleriyle belirtiyor.

YPG’nin Azez Koridoru’ndaki ilerleyişine ilişkin durumu açıklarken “Bir taraftan rejim güçleri ilerliyordu bir taraftan da bu Nusra Cephesi filan vardı. Şimdi oraların rejimin eline geçmemesi için… YPG’den ziyade Demokratik Suriye Güçleri’nden (DSG) bahsediyoruz. DSG, bu Miniğ (hava üssünün olduğu yer) tarafını filan rejim ele geçirmeden önce biz ele geçirelim dedi, o bölgeleri ele geçirdi. Hatta rejimin ele geçirdiği bazı yerler vardı, mesela Ahras (Mare’nin güneyi) filan. Onları da rejimin elinden aldı.” sözlerini kullanan Müslim çatışmaların kapsamına ilişkin de,  “Çatışma oldu. Tabii. Rejim taraftarlarıyla oldu.” diyor.

“Hedef, merkeziyetçi olmayan yeni bir Suriye. Biz o yeni Suriye’nin parçasıyız.”

Suriye’deki sürece ilişkin ise DSG’nin ve bileşeni grupların hedefinin “Demokratik Suriye” olduğunu belirten Salih Müslim, “Hem rejime karşı hem de cihatçı gruplara karşı laikliği savunan güçler artık birleşiyor.”  derken, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın açıkladığı seçimin kantonlarda yapılıp yapılmayacağına ilişkin de “Yok sanmıyorum. Sanırım bir bildiri de çıktı. “Bu seçim dedikleri bizi ilgilendirmez” diye. Bizim seçimlerimiz başka olmalı. Rejimin önce yaptığı seçimlere de hiçbir zaman katılmadık.” sözleriyle cevap veriyor.

Bunun ise bir kopuş olmadığını iddia eden Müslim “Oradaki rejim zaten bütün Suriye halkını temsil etmiyor. Onun için zaten DSG, Demokratik Suriye Meclisi için mesele sadece Kürt meselesi değil. Demokratik Suriye Meclisi’nde Dara’dan olan var. En güneyde biliyorsunuz. Şam’dan var. Her yerden var. Meşruiyet artık buradadır. Bunlar artık halk güçlerini temsil ediyor diye düşünüyoruz. Onun için Baas Rejimi’nin kararlaştırdığı her şey Suriyelilerin iradesini temsil etmiyor. O yüzden isyan etmek kopuş demek değildir.” derken Cenevre Süreci’nin her şeyi değiştireceğini söylüyor.

Müslim Cenevre Süreci’nden beklentilerine “Rejim de gidecek. Demokratik bir Suriye oluşacak. Bizim dediğimiz merkeziyetçi olmayan bir Suriye olacak. Yani yeni bir Suriye çıkacak. Şimdi biz o yeni Suriye’nin parçasıyız. Kalkıp eski Suriye’den bahsetmiyoruz.” sözleriyle açıklık getiriyor.

“Rusya’yla da, ABD’yle ilişkilerimiz iyi”

PYD’nin ABD ile ilişkilerine dair ise “ABD Suriye Özel Temsilcisi Michael Ratney her yerde görüşüyoruz. Geçenlerde Lozan’da görüştük. Her gün telefonda görüşüyoruz. İlişkimiz tamdır.” ifadelerini kullanan PYD lideri,  ABD Yönetimi’nin, Kürt güçlerini Azez’de ilerlememeleri konusundaki ikna çabalarına dair de  “Konuşuyoruz. İşte ilerlerseniz kötü olur. En fazla bu Türkiye meselesidir. Bazı tavsiyeleri oluyor.” açıklamasını getiriyor.

Washington’la ABD’nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford üzerinden, sonrasında ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi Daniel Rubinstein ve askeri konularda Beyaz Saray IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’le ilişkileri olduğunu açıklayan Salih Müslim,  PYD’nin Washington’a ofis açma başvurusunda bulunmadığını, ancak Moskova’daki Demokratik Özerklik Yönetimi ofisini açan Sinem Muhammed’in Berlin’de, Paris’te ve Washington’da da temsilcilikler açacağını belirtiyor.

Hareketin Moskova temsilciliği ve Rusya’yla ilişkilerine dair de konuşan PYD lideri temsilcilik ofisinin açılmasının Moskova’yla 4 yıldır süren “iyi” ilişkileri sonucunda gerçekleştiğini “Bizim PYD olarak dört seneden beri orada bir temsilcimiz vardı zaten. Şimdi biz de buna yardımcı olduk. En sonunda bu yönetim (Demokratik Özerklik Yönetimi) orada açtı. Üç ay önce açılması gerekiyordu. Yani uçak meselesinden (24 Kasım 2015’te Rus uçağının Türk F-16’ları tarafından düşürülmesi) önce açılması gerekiyordu. Ancak teknik nedenlerle, biraz ertelendi. Yoksa bu normal bir süreçti.” sözleriyle açıklık getirirken “Biz bu plana göre hareket ediyoruz. (…) Rusya’yla ilişkilerimizin iyi olması için üç senedir bunu planlı bir şekilde sürdürüyoruz.” diyor.

Bütün ifadeler ise Rusya ve ABD arasında Suriye’deki geçiş sürecine ilişkin anlaşmanın Suriye halkının direncine rağmen bir federasyon veya özerklik modeli konusunda uzlaşmayı kapsayıp kapsamadığına dair de ipuçlarını barındırıyor.