Selvi 12 saatte 'hizaya' geldi: FETÖ'nün uyuyan hücreleri...

Abdulkadir Selvi, Karlov suikastine ilişkin kendi kendini yalanlanmayı başardı.

Selvi 12 saatte 'hizaya' geldi: FETÖ'nün uyuyan hücreleri...

Hürriyet’in AKP’li yazarı Abdulkadir Selvi, Karlov suikastine ilişkin dün yaptığı açıklamayı yine kendi köşesinden yalanlanmayı başardı.

Saldırı sonrası televizyondaki yorumunda, “Aydın Sökeli olduğu bilgisi var. Örgüt bağlantıları araştırılıyor. El Nusra sloganı atmış. El Nusra bağlantısı var. Bu ihtimal, üzerinde duruluyor” diyerek diğer yandaşlardan ‘farklı’ bir değerlendirmede bulunan Selvi, bugün ise köşesinde ise “FETÖ” parmağı olduğunu yazdı.

İşte Selvi’nin köşe yazısının bir kısmı:

Darbe girişiminden sonra, FETÖ’cülerin bir daha 15 Temmuz türünde bir darbe yapma kabiliyetleri kalmadı. Ama “Uyuyan hücrelerini harekete geçirip, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere stratejik hedeflere yönelik suikastlar düzenleyebilirler” deniliyordu. İntihar eylemlerinden endişe ediliyordu. Büyükelçi Karlov’a yönelik suikast bunu gösterdi. PKK bir süredir ikiz eylemler yapıyor. Aynı hedefe yönelmiş olan FETÖ ise ikiz senaryolarını hayata geçirmeye başladı. FETÖ’cü yayın organı Today’s Zaman’ın Ankara Temsilcisi Abdullah Bozkurt, 16 Aralık tarihinde attığı tweet’te, ”Büyükelçilerin bundan böyle güvenliği yok” demişti. Bunun ne anlama geldiğini Karlov suikastıyla öğrenmiş olduk. FETÖ’cü uyuyan hücreler harekete geçti. Yeni hedeflerinin kim ya da kimler olduğu ise meçhul.

 

Suikastı düzenleyen Mevlüt Mert Altıntaş’ın iyi yetiştirilmiş olduğu anlaşılıyor. Sadece Türk-Rus ilişkilerinin en kritik aşamasında suikast düzenlemekle kalmıyor. Arapça olarak El Kaide ya da  El Nusra imajı oluşturmaya özen gösteriyor. Altıntaş, Ankara çevik kuvvette 2 yıllık polis memuru olarak görünüyor ama profesyonel bir suikastçı olduğu anlaşılıyor.

Mevlüt Mert Altıntaş’ın suikast talimatını kimlerden aldığı, hangi imama bağlı olduğu, emrin kendisine ne şekilde tebliğ edildiğini öğrenebilecek miyiz bilmem. Çünkü sağ olarak ele geçirilemedi. 15 Temmuz’da rapor alması, KPSS soruşturmasının şüphelisi ve Körfez Dershanesi çıkışlı olması suikastçının FETÖ bağlantısına yönelik ipuçları veriyor.

Ankara’da Rus uçağının düşürülmesi sürecini yakından takip etmiştim. O gün Ankara nasıl bir sorunla karşı karşıya olduğunun farkında değildi. Hamaset vardı. 24 Kasım’dan sonra Rusya ile sorun yaşamanın neye mal olduğunu anladık.

Bu kez herkesin yüreğini ağzına getiren ihtimal, ”Eyvah 24 Kasım sürecine mi dönüyoruz” oldu. Ancak hem Ankara, hem Moskova buna izin vermedi. Süreç büyük ülkelere yakışan bir soğukkanlılık ve vakarla yönetildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk olarak Rusya Devlet Başkanı Putin’i aradı. Putin, 24 Kasım’dan sonra, “Erdoğan’ın NATO’dan önce beni aramasını beklerdim” demişti. Bu kez o tür bir değerlendirmeye fırsat verilmedi. Ayrıca iki devlet başkanı, suikastın soruşturulması için Türk ve Rus polislerinin birlikte çalışması kararını aldılar.

15 Temmuz’da FETÖ’cülerin kanlı darbe girişimini yakından izleyen biri olarak Putin’in, kendi cumhurbaşkanını öldürmeye çalışan bir yapının Rus Büyükelçisi’ne suikast düzenleyebileceğini anlamakta zorlanmayacağını düşünüyorum.

http://gazetemanifesto.com/2016/12/19/selvi-saldirgan-el-nusraci-bir-polis/