Şili’de faşist darbenin 43. yıldönümü
Şili’nin sosyalist devlet başkanı Salvador Allende 43 yıl önce bugün Amerikancı bir darbe ile katledilmişti.
43.yıl önce bugün Şili’nin ilk sosyalist devlet başkanı Salvador Allende Amerikancı bir darbe ile katledildi. Ölümünün 43.yılında Allende’yi anıyoruz.
11 Eylül 1973 tarihinde Şili’nin sosyalist başkanı Salvador Allende’nin, General Pinochet tarafından Amerikancı bir darbeyle devrilmesinin ve Allende’nin katledilmesinin 43. yıl dönümü bugün.
Pinochet, tamamiyle Amerikan’ın desteğiyle yaptığı bu darbe ile, seçimle başa gelen ilk sosyalist hükümet olan Halkın Birliği (Unidad Popular)’ni devirmiş, yerine ise 17 yıl sürecek faşist bir diktatörlük kurmuştur.
11 Eylül 1973 günü Pinochet komutasındaki ordu yönetime el koyduğunu duyuruyordu. Başkanlık sarayı La Moneda, Şili hava kuvvetleri tarafından bombalandı. Ardından sarayın etrafını tanklar ve askerlerden oluşan kara birlikleri sardı.
Allende, yanında bulunan dostlarının teslim olma önerilerine rağmen teslim olmayacağını belirtti ve ardından katledildi.
Allende katledilmeden önce Şili Komünist Partisi’nin radyosu olan Radyo Magallanes’e telefonla bağlanarak son konuşmasını yapmıştı.
Gazete Manifesto okuyucuları için Allende’nin La Moneda’dan yaptığı son konuşmasını sizlerle paylaşıyoruz:
“Dostlarım,
Hiç şüphe yok ki, bu sizlere seslenmek için son fırsatım. Hava Kuvvetleri Magallanes Radyosu’nun vericilerini bombaladı. Sözlerim sitem değil, hayal kırıklığı yüklü. Umarım, ettikleri yeminlerine ihanet edenler, Şili’nin askerleri, birer unvandan ibaret başkomutanları, kendi kendini Donanma Komutanı ilân eden Amiral Merino ve daha dün Hükümet’e sadakatini ve bağlılığını sunan, bugün ise kendini Carabinero’ların [paramiliter polisin] başı ilan eden General Mendoza ahlâken cezalarını bulurlar. Bu gerçekler karşısında bana kalan tek şey işçilere şunu söylemek: teslim olmayacağım!
Bu tarihî geçiş sürecinde halka olan sadakatimin bedelini hayatımla ödeyeceğim. Ve onlara, binlerce Şililinin tertemiz vicdanına serptiğimiz tohumların kuruyup gitmeyeceğinden şüphem olmadığını söylüyorum. Güç onların elinde ve bize üstün gelecekler, ancak toplumsal dönüşümler ne suçla ne de güçle bastırılabilir. Tarih bizimdir, tarihi toplumlar yapar.
Ülkemin işçileri: adalete olan büyük özleminizin ancak bir sözcüsü olan, Anayasa’ya ve kanunlara bağlı kalacağına söz vermiş bu adama gösterdiğiniz sadakat için teşekkür ederim. Sizlere seslenebildiğim bu son anda, yaşadıklarımızdan ders çıkartmanızı diliyorum: yabancı sermaye, emperyalizm, gericilikle birlikte, Silâhlı Kuvvetler’in kendi geleneğinden kopmasına varan iklimi yarattılar. Bu geleneğin kurucuları General Schneider ve Komutan Araya da, bugün dışarıdan aldıkları yardımla, kendi kârları ve imtiyazları üzerindeki korumayı sürdürmek adına iktidarı yeniden ele geçirmeyi ümit eden aynı toplumsal kesimin kurbanlarıdır.
Her şeyden önce size sesleniyorum, ülkemin mütevazı kadınlarına, bize inanan köylü kadınlarımıza, çocuğunu esirgediğimizi bilen annelere… Size sesleniyorum, Şili’nin fikir işçilerine, kapitalist toplumun avantajlarından bahsedip duran meslek örgütleri ve sendikalar tarafından yaratılan kargaşaya karşı çalışmaya devam eden yurtseverlere…
Ülkemin gençlerine, bu toprakların şarkılarını söyleyenlere, bize neşelerini ve mücadele ruhunu verenlere sesleniyorum. Size sesleniyorum, ülkemizde faşizmin saatlerdir iş başında olması sebebiyle zulüm görecek olan Şili’nin insanlarına, işçilere, köylülere, aydınlara… Harekete geçmesi gerekenlerin sessizliği karşısında faşizm, terörist baskınlar düzenliyor, köprüleri havaya uçuruyor, demiryollarını kesiyor, gaz ve petrol borularını imha ediyor.
Hepsi bu suçlara ortaktır. Tarih onları yargılayacaktır!
Şurası kesin ki Magallanes Radyosu susturulacak. Sakin ve metalik sesim sizlere ulaşamayacak. Sorun değil. Sesimi duymaya devam edeceksiniz. Her zaman yanınızda olacağım. En azından, onurlu ve ülkesine sadık bir adam olarak hatırlanacağım.
Halkım kendisini savunmalı, ancak kurban etmemelidir. Halkım, kendisinin yok edilmesine veya kurşunlarla delik deşik edilmesine izin vermemeli, ancak aşağılanmaya da müsaade etmemelidir.
Ülkemin işçilerine, Şili’ye ve yazgısına inanıyorum. Başka insanlar, ihanetin galebe çaldığı bu karanlık ve acı anı yenecekler. Şunu aklınızdan çıkartmayın, önünüze er ya da geç gene büyük yollar açılacak ve özgür insanlar, yeni bir toplum inşa etmek için o yollardan yürüyeceklerdir.
Yaşasın Şili!
Çok yaşa halkım!
Yaşasın işçiler!
Bunlar benim son sözlerim, kendimi feda edişimin boşuna olmadığından eminim. Sonunda, en azından, bu fedanın bir ahlâk dersi olarak, işlenen ağır suçu, alçaklığı ve ihaneti cezalandıracağından eminim.
Santiago Şili, 11 Eylül 1973”