Süleymancılar'da utanma yok: İtfaiyeyi suçladılar
Geçtiğimiz gün Adana Aladağ'da yaşanan yangınla ilgili Süleymancılar tarikatına bağlı çalıştığı bilinen dernekten skandal bir açıklama geldi.
Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği, 10’u öğrenci, 1’i çocuk, 1’i de eğitmen toplam 12 kişinin hayatını kaybettiği kız öğrenci yurtlarında çıkan yangına ilişkin açıklama yaparak, olaya müdahale eden itfaiye ekiplerini suçladı.
Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği adına yazılı açıklamada bulunan Avukat Bayram Sayar, şu görüşlere yer verdi:
“Adana ili Aladağ ilçesindeki kız öğrenci yurdumuzda 29 Kasım tarihinde meydana gelen, 12 canımızı kaybettiğimiz elim hadise, tüm milletimizi olduğu gibi bizleri de tarifi imkansız derin üzüntülere sevketmiştir. Derneğimiz 1976 yılından beri yöremizde yaşayan eğitime muhtaç öğrencilere hizmet vermektedir. Bugüne kadar yurdumuzda binlerce öğrenciye hizmet verilmiş, derneğimizin tüzüğü doğrultusunda ülkemizin örf, adet ve inançları ile barışık, milli ve manevi değerlerle mücehhez, ülkesini ve vatanını seven bir gençlik yetiştirilmesine ve topluma kazandırılmasına vesile olunmuştur. Derneğimiz ve buna bağlı olarak hizmet veren yurdumuz yürürlükteki mevzuata göre gereken ruhsatı haizdir. Yangın duyulur duyulmaz Aladağ ilçe halkımız çocukların kurtarılmasında ve yangının söndürülmesinde can siperane çalışmışlar ve bu sayede birçok yavrumuz kurtulmuştur.
Suçu itfaiye atarak kendilerini aklamaya çalışıyorlar
Açıklamanın devamında itfaiyenin yetersiz olduğu vurgulanarak şu ifadelere yer verildi: “Üzülerek ifade edelim ki; olaya ilk müdahale eden itfaiyemizin sepetli yangın merdiveninin olmaması, itfaiye personelinin yetersiz ve eğitimsiz oluşu, gaz maskelerinin ve yangın esnasında yüksekten atlayanları kurtarmak için kullanılan brandasının bulunmaması, itfaiye aracımızın bina yangınını değil orman yangını söndürmeye elverişli olması gibi önemli teknik yetersizlikler can kayıplarımızın artmasına sebebiyet vermiştir.”
Gericilik her türlü yalanı meşrulaştırıyor
Olaydan sonra hazırlanan bilirkişi ön raporunda yangın merdiveninin kapı kolu olmadığı ve binanın elektrik sisteminin çok problemli olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen, çocukların ölümünden sorumlu olan tarikat olayı başka yönlere çekerek, kendileri üzerinden dine küfredildiğini söyleyecek kadar skandal ifadeler kullanarak olaydan sıyrılmaya çalışıyor.
Yine olayda kendi suçları olmadığını ifade eden tarikat aynı zamanda devlet görevlilerinin kendilerinin yanında olduğunu da söyleyerek “aslında arkamız sağlam” mesajı vermeye çalışıyor.
Açıklamanın kalan kısmı şu şekilde:
“Medya organlarında sıklıkla dile getirilen yangın merdiveninin kapısının kapalı olduğu yönündeki iddia gerçek dışıdır. Zaten yangının bir anda binayı sarması ve yoğun duman oluşması sebebiyle kimse yangın merdiveninin olduğu mahalle gidememiş, herkes bulunduğu odadaki pencerelere zor ulaşmış, sağ kurtulanlar da pencerelere uzatılan merdivenlerle kurtarılmışlardır. Maalesef olay mahallinde bulunan iki merdiven, üç katlı binanın ancak ikinci katına kadar ulaşabildiğinden bir ve ikinci kattakiler kurtarılmış üçüncü kata dışarıdan merdiven uzatılamamıştır. Bu sebeple can kayıplarımız da üçüncü katta olmuştur. Bununla birlikte, Aladağ ilçemizde son dört günde elektrik tesisat ve trafolarından kaynaklanan dört yangın olayının gerçekleştiği bilinmekte olup, Valilik makamının da dikkatini çeken bu durumun sebepleri konusunda adli ve idari makamların soruşturmaları devam etmektedir. Bu elim hadiseyi bahane ederek yüce dinimize, milletimizin milli ve manevi değerlerine olan düşmanlığını fütursuzca medya organlarında ortaya dökenleri acımızı derinden hisseden yüce milletimizin takdirlerine sunuyoruz. Acımız çok büyüktür ancak acımızın büyüklüğü yaşananlardan ders almamıza engel değildir. Tespit edilecek eksiklikler giderilecek, yaşanan felakette sorumlu olanlar adli soruşturma sonunda ortaya çıkarılıp hak etikleri cezayı alacaklardır. Bu olay esnasında ve akabinde daima yanımızda gördüğümüz devlet yetkililerimize, bütün kamu kurum ve kuruluşlarımıza minnet ve şükranlarımızı sunuyor, cenab-ı hakk’tan bir daha bu tür acılar göstermemesini niyaz ediyoruz.”