Teoman'dan Erdoğan'a sert sözler: Türkiye zıvanadan çıktı
Sanatçı Teoman, son dönemki gelişmelere dair çarpıcı net açıklamalarda bulundu.
Rock müziğinin önemli isimlerinden Teoman, “Erdoğan’ın en büyük eksiği iyi bir arkadaşı olmaması. Ona kendisiyle ilgili gerçekleri söylerdi” ifadesini kullandı.
Yaptığı şarkıları bir kitapta toplayan Rock yıldızı Teoman, Cumhuriyet Gazetesi’nden Ceren Çıplak’a konuştu. Hayata dair değerlendirmelerde bulunan Teoman, kendisine gündeme dair sorulan soruları cevapladı. Türkiye’nin zıvanadan çıktığını söyleyen Teoman, “Herkesin mutlu olabileceği bir Türkiye olabilirdi, uzlaşmazsak hiçbir zaman huzur gelmeyecekti bu ülkeye” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi’ne konuşan Teoman’ın söyleşisinin ilgili bölümü şöyle:
* Bugünkü Türkiye gündemi malum… O yüzden “Sus Konuşma” yerine bugün “Susma Konuş” diyebilir miyiz? Ülkede olan biteni nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir gökdelenin tepesinden Türkiye’ye baksanız ne görürsünüz?
Türkiye iyice zıvanadan çıkmış bir yer. Nuray Mert’in bir yazısı “Berbat iktidar, berbat muhalefet” diye bir başlıkla çıktı. Aynen katılıyorum. Üniversitedeki ilk yıllarımdan itibaren İslamcı tabir edilen öğrencilerle ilişkim olmuştu, beni sever, bazı toplantılarına filan çağırırlardı. Mert, dürüst, ahlaklı çocuklardı, çok saygı duyardım onlara. Ayrıca, muhafazakârların hakir görülmesi oldum olası beni rahatsız ederdi, ahlaksızca bulurdum. Herkesin mutlu olabileceği bir Türkiye olabilirdi, uzlaşmazsak hiçbir zaman huzur gelmeyecekti bu ülkeye. Bir de şimdi kendini İslamcı/muhafazakâr sayan bloğa bakın. Aslında Bülent Arınç niye rahatsız biliyor musunuz? Ömrünü verdiği onurlu davasının kendini kepaze edişine tanıklık ediyor diye. O bile olanlardan tiksiniyor.
* Liseliler ‘yandaş değil çağdaş idare’, çağdaş eğitim için art arda bildiriler yayımlamaya başladı. İstanbul Erkek Lisesi’nin diploma töreninde okul müdürü konuşurken tüm öğrencilerin sırtlarını dönerek protesto etmelerinin fotoğrafını görünce ne hissettiniz?
Mutlu olmadım, bana büyük bir problemi hatırlattı. Türkiye’de eğitim halihazırda berbat durumda. Sınav sonuçlarına baktığımızda ortaokul ya da lise sınavlarında öğrencilerin başarı ortalamaları yerlerde sürünüyor. Fen bilimlerinde dünya sonuncularıyla yarışıyoruz. Bunlara bir de bütün okulların imam hatipleştirilmesi eklendi. Sünni İslam bütün çocuklara dayatılmaya çalışılıyor. Bunun ahlaken çok yanlış olduğu çok açıkken hem de. Devlet dini eğitim almak isteyen vatandaşlarına bunu tabii ki sunmalı ama bu zorlama hangi mantığa sığıyor? Şimdi de müfredatın değişmesinden bahsediliyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında bir sürü saçmalık yapıldı, güneş-dil’ler, milli tarih yazımı vs. Şimdi de muhafazakârların saçmalama sırası mı? Nasıl bir tarih uyduracağız acaba kendimize bu sefer? Baştarihçimiz Kadir Mısıroğlu mu olacak? Çocuklarımızı kindar yetiştirelim diye, nefret duygusunu mu körükleyeceğiz? Yeni Osmanlılık imkânsız ve boş bir hayal değil mi? Recep Tayyip Erdoğan’ın halife olma ihtimali, Hollywood’a gidip Brad Pitt’ten daha ünlü bir aktör olma ihtimalinden daha düşük.
Lise öğrencilerinin başkaldırmasını önemsiyorum, haklılar. Trigonometri öğrenmek isteyen çocuklara, zorla Hz. Ebubekir’in hayatını öğretemezsiniz.
*Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yine ses getiren bir demece imza attı. “Anneliği reddeden kadın eksiktir, yarımdır” dedi. “Yarım kadın” demeci size neler düşündürdü?
Binali Yıldırım’ın bir fotoğrafı var; iki tane upuzun masa yan yana. Birinde Binali Yıldırım bir sürü erkekle beraber oturuyor, diğer masada karısı tek başına yemek yiyor. İşte AKP’nin ve ait olduğu kültürün kadına bakışı. Erkekler iş yapar, yaşarlar, kadınlar da onların arkasını toplar, ayak işlerini yaparlar, erkeklerle eşit değillerdir. Geçmiş yüzyıllardan miras kalan gelişmemiş muhafazakâr anlayış kadını kendi başına bir varlık olarak görmüyor. Hatta eğer bir erkeğin yanında değilse ya da çocuk -elbette ki erkek çocuk- üretmezse işlevi bile olmadığını düşünüyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok, kuzenim, Bedia ablama kızım olduğunu söylemiştim telefonda. “Olsun” dedi “Kızı veren Allah, oğlanı da verir inşallah!” Ben de güldüm tabii. Neyse, dünyadaki her konuda, her şeyi bilen Erdoğan bu konudaki fikrini de söylemiş işte. Hiç şaşırmadım. Erdoğan’ın en büyük eksiği iyi bir arkadaşı olmaması. Ona kendisiyle ilgili gerçekleri söylerdi…