Tiyatrolarda 'kiralık oyuncu' dönemi!
Tiyatroların özelleştirilmesi kapsamında proje bazlı sözleşmeli oyuncularla oyunlar sahnelenecek.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen tasarı kapsamında, Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları’nda ‘proje bazlı’ oyuncu dönemi başlayacak.
Cumhuriyet’ten Ceren Çıplak‘ın haberine göre, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen tasarı kapsamında Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün özelleştirilmesinin önünün açılmış olması yurttaki tüm Şehir Tiyatroları ile diğer ödenekli tiyatro kurumlarını da doğrudan etkiliyor.
Devlet Tiyatroları sanatçıları gibi, Şehir Tiyatroları sanatçıları da 5441 sayılı kanuna bağlı çalışıyor; dolayısıyla DT’nin özelleştirilmesi durumunda DT’nin sanatçı ve teknik çalışanlarının mağduriyetlerini ŞT’nin sanatçı ve teknik kadrosu da yaşayacak. Çünkü, özelleştirme kapsamında 5441 sayılı yasanın lağvedileceği belirtiliyor. Bu kapsamda 5441 sayılı kanuna bağlı çalışan Şehir Tiyatroları sanatçıları da etkilenecek. Şehir Tiyatroları mülk olarak özelleştirilemiyor fakat özelleştirme yasası kapmasında kurumun sanatçı ve teknik kadrosu bağlı oldukları yasanın lağvedilmesi halinde doğrudan etkileniyor.
Peki, 5441 sayılı yasanın lağvedilmesi ne anlama geliyor? Öncelikle kadrolu sanatçı kavramı ortadan kalkacak. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda (İBBŞT) ABC kategorilerinde yaklaşık 450 kadrolu sanatçı yer alıyor. Bu kadrolardan 100’ü boş.
Yeni kadro alımları olmayacağı için emekliler oldukça kadrolu sanatçı zamanla bitecek. Kurum, böylece sözleşmeli sanatçı almaya başlayacak. Proje bazlı sözleşmeli oyuncularla oyunlar sahnelenecek. Kurumun kendisine ait sanatçıları olmadığı için proje bazlı sanatçı kavramı ortaya çıkacak. Zaten Şehir Tiyatroları yönetimi tüm taleplere rağmen uzun yıllardır kadro alımı yapmıyor.
Bu durumda ŞT’de kim, hangi oyuncuyu nasıl, neye göre seçecek? Ne tür bir yönetmelikle proje bazlı sanatçı çalıştırılacak? Sanatçıların hakları, sanatçı seçimleri, repertuvar ve ücretler nasıl belirlenecek? Bu durum piyasa odaklı bir vizyon oluşmasına neden olacak. Tiyatro kurumlarında özelleştirmenin yolu açıldığında aslında devlet sanatçısı diye bir kavram da ortadan kalkmış olacak.
‘Kadrolu sanatçı kalmayabilir’
Avukat S. Sera Kadıgil konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Meclis komisyonunda kabul edilen kanun tasarısına göre 100’den fazla kuruma varlıklarını ve ticari hisselerini Özelleştirme İdaresi’ne devretme ve bu şekilde özelleştirme yolu açılmış durumda. Bu kurumlar arasında ne yazık ki DT ve DOB da bulunuyor. 5441 Sayılı Devlet Tiyatrosu Kuruluşu Hakkında Kanun’un ortadan kaldırılması yönünde bir işlem henüz yapılmış değil.
Ancak bu kurumun özelleştirilmesi halinde ilgi kanunun da değiştirilmesi ve hatta toptan lağvedilmesi gündeme gelebilir. Bu durum da doğrudan Şehir Tiyatrolarını etkileyecektir çünkü İBBŞT Yönetmeliği 3. maddesinin (k) bendi, İBBŞT’de çalışan tüm memurların 5441 kapsamında olduğunu açıkça hüküm altına almış durumda. Yani DT’nin özelleştirilmesi ve bu kapsamda 5441’in lağvedilmesi yahut istihdama ilişkin maddelerinde değişikliğe gidilmesi halinde İBBŞT’nin Yönetmeliğinde de değişikliğinin yapılması zaruri hale gelecek ki son yönetmelik değişikliği ile Darülbedayi gibi bir kurumu getirdiği hal aşikâr olan Belediye meclisinin bu durumu nasıl fırsata çevirebileceği hususunda ne yazık ki az çok tecrübe sahibiyiz.
Uzun süredir İBBŞT’ye kadro verilmediği, on yıllık oyuncuların dahi taşeron sistemi ile istihdam edildiği, münhal kadroların sanatsal yönetimin talebine rağmen ısrarla doldurulmadığı bilinen bir gerçek. Bir de özelleştirme kapsamında mevcut kadroların dayanak maddelerinin iptal edilmesi halinde çok değil on yıl sonra İBBŞT’de kadrolu yani o kuruma aidiyet hisseden sanatçı kalmayabileceği son derece öngörülebilir bir risk olarak karşımızda duruyor…”