Türkiye, kadına yönelik şiddete karşı yeterli önlemleri almadığı için bir kez daha hüküm giydi. AİHM, Türk makamlarının pasif ve ayrımcı tutumunun, kadına yönelik şiddeti teşvik ettiğine dikkat çekti. İstanbul’da yaşayan kadın, 2006 yılında kocasından kaçıp, ağır şiddete maruz kaldığı şikâyetiyle savcılığa başvurdu. Kadının ifadesi alındı, ancak kocası ancak beş ay sonra ifade vermeye çağrıldı. Kocaya yönelik davanın açılması ise beş buçuk yıl sürdü.
Boşanmanın ardından da kocası tarafından sürekli şiddet ve hatta ölümle tehdit edildi, ancak resmi makamlar devreye girmedi. Bunun üzerine kadın çocuklarıyla birlikte yıllar boyunca gizli bir ikamette eski kocasından saklanmak zorunda kaldı. Kadının maruz kaldığı fiziksel şiddet kapsamlı olarak belgelenmiş olmasına rağmen Türkiye’deki mahkemeden hala karar çıkmış değil. Fiziksel yaralanmaların yanı sıra depresyon da geçiren kadın, halen kronik ‘travma sonrası stres bozukluğu’ yaşıyor.
AİHM’ye başvuran kadın davacı şikâyetinde, kocasından kaçışı ve boşanma sürecinde de sürekli korku içinde yaşadığını, resmi makamların kendisini yeterince korumadığını belirtmişti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), salı günü açıkladığı kararda yıllar boyunca şiddet ve korkuyla yaşamak zorunda kalan kadının şikâyetini haklı bularak, Türkiye’nin kadını korumaya yönelik yeterli önlemler almadığına hükmetti.
“Genel ve ayrımcı pasiflik”
AİHM kararında Türk yargısının söz konusu vakada pasif ve yavaş davrandığını belirterek, kadının kocasından boşandıktan sonra da korku içinde yaşamak zorunda kalmasının işkence olarak değerlendirilebileceğini kaydetti. Kararda, “Türkiye’de soruşturma makamlarının ‘genel ve ayrımcı pasifliği’, kadınlara karşı şiddeti teşvik edici bir iklim oluşturmaktadır” ifadesine yer verildi. AİHM, davayı kazanan kadına 19 bin 500 euro tazminat ödenmesine hükmetti.
Kararda yargı makamlarının bu tür vakalarda yıllarca beklemesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlali olduğuna da dikkat çekildi.
AİHM, yargı makamlarının beş buçuk yıl boyunca pasif kalarak hiçbir şey yapmaması sonucu kadının insani olmayan, aşağılayıcı muameleye maruz bırakıldığını belirterek, ev içi şiddet vakalarında mümkün olduğunca hızlı bir şekilde harekete geçilmesinin yükümlülük olduğunu hatırlattı.
Kararda ayrıca Türkiye’de devletin koruma önlemleri için hukuki altyapının sadece evliler için mevcut olduğuna, boşanmış kişileri kapsamadığına da dikkat çekilerek, bunun ayrımcılık olduğu belirtildi.
AİHM, şubat ayında açıkladığı bir başka kararda da Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin yaşam hakkının garanti altına alınması ile ilgili 2’nci maddesini ihlal ettiğine hükmetmişti. Kocası tarafından sokak ortasında 22 bıçak darbesiyle öldürülen bir genç kadının çocuklarının 2011 yılında yaptığı başvuru sonucu açılan davada AİHM, ‘eşi için ciddi bir tehdit oluşturduğuna dair ciddi kanıtlar ve şikâyetler bulunmasına rağmen genç kadının yaşamının korunamamasında devletin suçu bulunduğuna’ hükmetmişti.
Bu haber en son değiştirildi 23 Mart 2016 18:31 18:31
Yenidoğan davası, duruşmanın altıncı gününde devam ediyor. Örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı savunma…
NNA’daki habere göre “Kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok…
Türkiye Komünist Hareketi Tunceli İl Örgütü ,Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanması üzerine bir açıklama…
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…