Yargıçlar Sendikası Başkanı: Menzilciler, Hakyol ve Süleymancılar yargıya alınıyor
Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, yargıda tasfide edilen Gülencilerin yerine başka cemaatlerin yerleştirildiğine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, darbe girişiminin ardından binlerce kişinin tasfiye edildiği yargıda yeni alınanların ise yine Gülen Cemaati gibi cemaat ve tarikatlardan seçildiğini, ‘Hakyol, Süleymancılar ve Menzilciler’ tarikatlarından birçok adayın alındığına dair ciddi bilgiler geldiğini açıkladı.
Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’a konuşan Karadağ, atanmak isteyenlerin referans bulmaya çalıştığını belirterek, “Yargıç savcı adaylığı mülakatında şu ana kadar dört kere yazılıda ilk 100’e girmiş insanların elendiğini gördük. Bunları Adalet Bakanlığı ve Yargıda Birlik üzerinden konuşmak gerekiyor. Yargıda Birlik yönetiminde olan müsteşar yardımcısının yazılı sınavı kazanmış yargıç adayına ‘her şey tamam, ama siyasi referansın eksik’ dediği biliniyor” dedi.
Karadağ’ın röportajından bazı kısımlar şöyle:
– Cemaatin yargı içindeki pratiği nasıldı?
AKP’nin ilk dönemi için yapılan çok temel bir değerlendirme hatası olmuştu. Avrupalıların görüşleri de bu hatayı beslemişti. Yetmez ama evetçi arkadaşların da görüşü de buydu. AKP iktidara geldikten sonra demokratikleşme süreci başladı denildi. Biz bunu demedik. Bizim gördüğümüz bambaşka bir şeydi ve ilk yansımasını Ergenekon, yani Silivri davalarında gördük bunun. AKP’nin de nihayetinde Cumhuriyet’le bir hesabı vardı, cemaatin de vardı. Hedefleri aynıydı. Bu yüzden ortaklaştılar. Karşı devrim sürecini beraber yürüttüler. Amaç farklılıkları olmadığı gibi yöntem farklılığı da yoktu. Sadece, cemaatçiler hükümetçilerden daha donanımlıydı, bu nedenle sürekli onlar yönetti. AKP lojistik destek sağladı bunlara. Sahte delil üretmelerine olanak verdi. Cemaatin istediği yasaları, kararnameleri çıkarttı. Fizik olanaklarını verdi. Bu şekilde beraber yürüdüler. Ne zamanki taşeron, yani cemaat, ‘bütün işleri ben yapıyorum, ben riske atıyorum kendimi, daha çok pay istiyorum’ deyince ortaklık bozuldu. Patron, yani hükümet bunu kabul etmedi…
– Üst yönetimin itirafçı olması konusunda hükümetin devreye girdiğini mi düşünüyorsunuz?
Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Yine 2010 HSYK’sını oluşturan kilit isimlerden biri olan İbrahim Okur’la bir aydır konuşulduğu söyleniyor. Dedikodu olarak da geçen hafta ifade verdiği söyleniyor. Ama bir taraftan da Okur’un meslekten ihracı kesinleşti. Yeniden inceleme talebinin reddine karar verildi. Okur zaten kendisi söylemişti 2010 HSYK’sının oluşturulma sürecini. İşte oy potansiyeli olanlar önerildi diye… Keza, Hamsici’nin 2010’dan beri yaptıkları belli. Bunlar konuşulduğu zaman, cemaatle hükümet ortak yaptı her şeyi. Cemaat TCK’da, CMK’da da değişiklikler istedi ve bunlar yapıldı. Hepsi cemaatin talebi üzerine hükümet tarafından yapıldı. Biz kişisel olarak Başbakanı, Adalet Bakanını, HSYK Başkanvekilini saflıkla nitelendirebiliriz ama bir yasama organı saftı diyebilir miyiz? Bunu düşünmek lazım. Bunlar ortaya dökülürse hükümetin yargı bürokrasisi çok ağır zarar görecek. Başka bir bilgi…MİT’in HSYK ya 500 civarında yargıç ve savcıyı içeren Bylock listesi getirdiği, bunların 100’den fazla HSYK bürokratı olduğunun görülmesi üzerine HSYK’nın ‘bunları ayıklayın getirin’ dediği gibi dedikodular var. Bunları HSYK ve Adalet Bakanlığı bir şekilde açıklamalı…
– Yargıda FETÖ’cülerden boşalan kadrolara başka cemaatlerden insanların geldiği söyleniyor.
Bizzat benim bildiğim yargıç atama hikayesi var. İnsanlar atanmak için referans almak istiyorlar. Yargıç savcı adaylığı mülakatında şu ana kadar 4 kere yazılıda ilk 100’e girmiş insanların elendiğini gördük. Bunları Adalet Bakanlığı ve Yargıda Birlik üzerinden konuşmak gerekiyor. Yargıda Birlik yönetiminde olan müsteşar yardımcısının yazılı sınavı kazanmış yargıç adayına ‘her şey tamam, ama siyasi referansın eksik’ dediği biliniyor. Bu ciddi bir konuşma. Hakyol, Süleymancılar ve Menzilciler tarikatlarından çok sayıda aday alındığı söyleniyor. Yeni alınan 4 bin civarındaki yargıç ve savcıya baktığımızda da ne yazık ki bu dedikodulara inanmak zorunda kalıyoruz. Tabii içlerinde tarikatlara mensup olmayanlar vardır ama en azından adayların içinde mütedeyyinlerin ve özellikle Süleymancılar ve Menzilcilerin tercih edildiğine dair ciddi bilgiler var.