“Yaşamın olduğu her yerde savaşmak istiyorum...” İyi ki doğdun Clara Zetkin
Clara Zetkin 5 Temmuz 1857'de Almanya-Wiederau’da doğdu
5 Temmuz 1857’de Almanya-Wiederau’da doğan Clara Zetkin, okul yıllarından itibaren yapılan siyasi toplantıları takip etmeye başlar. 1878’de eyalet polis müdürlüklerine sosyal demokrat partileri, sendikaları ve işçi eğitim derneklerini yasaklama yetkisi veren “Sosyalistler Yasası”nın yürürlüğe girmesiyle Almanya’yı terk ederek önce Paris’e sonra (1882’de) Zürih’e gider. Burada 6 ay kaldıktan sonra, Paris’e, Ossip Zetkin’in [Almanya Sosyal Demokrat Partisi üyesi (SPD) – Clara’nın ilk eşi] yanına gider. Burada yoksulluk içinde yaşayan Clara, Almanca kursları vererek ve çeviri yaparak geçimini sağlamaya çalışır.
1883 ve 1885’de iki oğlu, Maksim ve Kostya dünyaya gelir. Her ne kadar yoksulluktan dolayı evsiz kalsalar da Ossip ile beraber Fransız işçi hareketine katılırlar ve işçi mücadelelerinde aktif rol alırlar. Almanca dışında Fransızca, İngilizce ve İtalyanca biliyor olması işçiler ile temas kurmasını kolaylaştırır. Bunun yanında özel olarak emekçi kadınların konumlarıyla ilgilenen Clara, Bebel’in “Kadın ve Sosyalizm” kitabının yayınlanmasından sonra düzenlenen toplantılara katılır.
Zetkin, 1889’da II. Enternasyonal’in Kuruluş Kongresi’ne katılır ve hem tercümanlık yapar hem de kadın sorununa ilişkin bir konuşma yapar. Bu dönemde Dietz Verlag adlı yayınevinin ona çeviri işi vermesinin devamında 1891’de SPD’nin kadın gazetesi “Gleichheit”ı (Eşitlik) çıkarma imkânı tanınır. Başlarda tek başına çıkardığı gazete yayın hayatını 25 yıl sürdürür.
“1905 Rusyası” Zetkin’i oldukça heyecanlandırır. Ağır derecede hastalığa yakalanmasına rağmen 1907 yılında Uluslararası Kadınlar Konferansı’na katılır ve konferansı yönetir. 1910’da Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da II. Enternasyonal’e bağlı toplanan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, Clara Zetkin’in önerisiyle 8 Mart “Emekçi Kadınların Mücadele Günü” olarak kabul edilir.
1915’te Almanya Sosyal Demokrat Partisi derin bir ayrılık yaşar. Liebknecht, Luksemburg ve Mehring öncülüğünde Spartaküs grubunu kurulur. Zetkin, hastalık nedeniyle grubun kuruluş kongresine katılamaz.
1917’nin 29 Haziran’ında “Gleichheit” dergisinden ayrılır. “Leipzig Halk Gazetesi”nin kadın sayfalarının sorumluluğunu alır. 1917’de Rusya’da gerçekleşen devrim Zetkin’i derinden etkiler. Bunu da şu ifadeler ile dile getirir: “Her şey beni Rusya’ya çekiyor. Rusların arasında yeni vatanımı buldum, politik açıdan, insanlık açısından, onların arasında sonuna kadar çalışmak ve savaşmak istiyorum”. Bolşevik Devrimi’nin tarihsel rolünü, değerini 1920’de Lenin ile yaptığı görüşmeyi kaleme alarak anlatır (Lenin’le Kadın Sorunu Üzerine makalesi).
1918’de Almanya Komünist Partisi (KPD) kurulur. 1919 yılına gelindiğinde ise yakın arkadaşları ve KPD’nin önderleri olan Rosa Luksemburg ve Karl Liebknecht’in katledilmesi onu fazlasıyla etkiler. 1919 yazında bütün gücünü toplayarak KPD’nin inşa çalışmasına girişir ve “Komünist Kadın” dergisini çıkarır. Ancak KPD 1923 yılında yasaklanır.
Clara Zetkin kadın sorunuyla özel olarak ilgilendi. Kadın yoldaşlarının problemlerini dinledi, işçi kadınların yaşam koşullarını yakından takip etti. Komünist Enternasyonal Kadın Sekretaryası’nda Batı Avrupa sorumlusu olarak yer aldı. “Rusya Açlık Çekiyor” yardım kampanyasının yöneticiliğini yaptı. Komünist Enternasyonal Yürütme Kurulu’nda faşizm tehlikesi vb. önemli sorunlarda çalışmalarda bulundu, konuşmalar yaptı. Birleşik Cephe konusundaki üç uluslararası toplantıda Komünist Enternasyonal’in temsilciliğini yaptı.
20 Temmuz 1923’te Komünist Enternasyonal kongresinde faşizme karşı konuşmasını oturarak yapmak zorunda kalır. Artık yürüyemez durumdadır. Rusya’da tedavi gören Clara Zetkin bir taraftan da boş duramaz ve burjuvazinin kışkırtmalarına karşı, Bolşeviklerin Kafkaslarda terör uyguladıkları yalanlarını yaymalarına karşı bir kitap yazmaya başlar.
1925’den itibaren Enternasyonal Kızıl Yardım’ın başkanlığını üstlenen Zetkin, 1927 yılında Almanya’ya yeniden döner. Hastalığının giderek ağırlaşmasına rağmen mücadeleyi hiç bırakmaz. Ekim 1928’de Sovyetler Birliği’ne geri dönerek Doğu Kadınları Konferansı’na katılır.
1932 yılında Reichstag’ın en yaşlı üyesi olarak yaptığı açılış konuşmasında faşizmi teşhir eder. Zetkin, 20 Haziran 1933’te, 76 yaşında hayata veda eder…
Clara Zetkin, kadın sorununun reformlarla çözülemeyeceğini, bunun büyük toplumsal sorunun bir parçası olduğunu söyler. Çünkü kadın işgücüne katılmakla kapitalist sömürü sistemine de girmektedir. Onunla mücadele ederek özgürleşebilir. Zetkin, kadınları proletaryanın kapitalizmin iktidarına karşı mücadele edebilecekleri tüm örgüt ve organlarda, işçi sınıfı partilerinde mücadeleye çağırmış “iktidara karşı iktidar” istemiştir. Zetkin diğer yandan proletarya devriminin kadınlar olmadan başarılamayacağını söyler. Ancak üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin kaldırılması ile kadın toplumda eşit haklı ve özgür bir birey olabilir. Bunu da şöyle tarif etmiştir: Kadının özgürlüğü, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, yalnızca emeğin sermayenin boyunduruğundan kurtulmasıyla gerçekleşecektir…
Çalışkanlığıyla, aklıyla, vicdanıyla, mütevazılığıyla “Yaşamın olduğu her yerde savaşan” Zetkin, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor… Hâlâ…