AB kendi katkısını unuttu: AB Polonyalı faşistlerden endişe duydu
Avrupa Birliği Polonya’da gerçekleştirilen neo-Nazi yürüyüşünü endişe verici buldu.
Polonya’da geçtiğimiz hafta 60 bine yakın faşistin katılımıyla gerçekleşen “bağımsızlık yürüyüşü”, Avrupa’da son yıllardaki en büyük faşist yürüyüşlerden biri oldu. Polonya hükümetinin de desteklediği faşist ve ırkçı hareket, AB’nin çeşitli ülkelerinde ise “tehlike verici” bulundu. Ana akım medyada çıkan haberlerde yürüyüşün Neo-Nazi karakterini öne çıkartılırken, aynı yürüyüş geçtiğimiz yıllarda yalnızca “milliyetçi duygularla yapıldığı” söylenmişti.
AB destekçisi yayın organlarında çıkan yorumlarda yabancı düşmanı olarak adlandırılan yürüyüş, faşist sembollerle süslendiğine dikkat çekildi. Durumu “endişe verici” bulan ana akım medya, eski sosyalist ülkelerde milliyetçi akımları destekleyen konumunu unutmuşa benziyor. Özellikle Alman medyasında ve siyasetinde Polonyalı faşist gruplar fonlanırken, bu grupların etkinlikleri “yansız” bir dille veriliyordu.
Katolik Kilisesi, CIA ve AB’nin paltosundan çıkan faşistler
Polonya’da faşist hareket özellikle sosyalizmin çözülüş sürecinde önemli bir rol oynadı. Katolik Kilisesi ve CIA’in örgütlediği Leh Welesa’nın yönetimindeki Dayanışma Sendikası her türlü sağcı grup için çatı görevi görmüştü. Polonyalı faşistler bu çatı altında örgütlenirken, AB süreciyle beraber “yasal örgütlenme” imkanları bulmuştu. Özellikle NATO ve AB’nin genişleme konsepti çerçevesinde Polonya kritik bir rol üstlenirken, ülkede tarihsel olarak Rus karşıtlığının canlı tutulması için faşist harekete özel bir rol verilmişti.
Bugün Avrupa Birliği içinde eski sosyalist ülkeler içinde ırkçı ve faşist hareketlerin özel bir ağırlığı bulunuyor. AB kullanıma soktuğu faşistlerden bugün endişe duyarken, bir yandan da sosyalizmin faşizme karşı kazandığı zaferin izlerini de silmeye çalışıyor.