Dün, ABD tarafından Suriye Ordusu’na ait Su-22 savaş uçağının düşürülmesi üzerine Suriye’den sert bir açıklama gelirken, açıklamada Suriye askeri güçlerinin Rakka’nın güneybatısında IŞİD hedeflerine dönük operasyon esnasında bu saldırının gerçekleştiği ifade edildi.
Buna karşı olarak, ABD’nin bölgedeki askeri faaliyetlerini yürüten Combined Joint Task Forces (Birleşik Ortak Görev Gücü) tarafından yapılan açıklama ise şu şekilde:
“Suriye yerel saatiyle 16.30’da Suriye rejimine ait güçler Tabka’nın güneyinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündenki Jadin kasabasına saldırarak çok sayıda SDG gücünü yaraladı. Koalisyona ait hava kuvvetleri kendini gösterdi ve saldırıyı durdurdu. Rus güçler ile saldırının durdurulması için telefon görüşmesi yapıldı.
18.43’te SDG güçlerini Tabka’nın güneyinde bombalayan Suriye’ye ait Su-22 uçağı düşürüldü. Koalisyonun görevi IŞİD’i Irak ve Suriye’de yenmek. Koalisyon Suriye rejimi, Ruslar ve onu destekleyen güçler ile savaş niyetinde değil. Ama koalisyona bir saldırı olduğu takdirde kendini savunmaktan çekinmeyecektir.”
Bu açıklama ile birlikte Rakka operasyonunu YPG ve SDG’yi silahlandırarak devam ettiren ABD’nin, Suriye Ordusu’nun Rakka çevresindeki operasyonlarına tahammülü olmadığı ve bu durumda müttefiki olan Kürt güçlerini çekinmeden, Suriye Arap Ordusu ile çatışmaya sürebileceği görülmüş oldu. Bölgeden gelen son haberler de Suriye Ordusu ile SDG arasında Tabka’nın güneyinde çatışmaların yoğunlaştığı yönünde.
Çünkü geçtiğimiz günler içerisinde Suriye Ordusu ve müttefikleri tarafından gerek Rakka’nın güneyinde IŞİD’ın kontrol ettiği bölgelerde, gerekse Suriye’nin güney çöllerinde Deyrezzor’a doğru kazanılan mevziler dikkat çekmeye başlamıştı. Özellikle, Suriye Ordusu’nun Deyrezzor’a dönük hamlesi ile birlikte Rakka’nın doğu bölgelerinin ve özellikle Suriye Irak sınırının Suriye iktidarının kontrolüne geçme ihtimali ABD tarafından en son istenecek başlıklardan birisi olarak görülüyor.
Dolayısıyla, ABD’nin verili durum üzerinden SDG’yi sahaya sürerek ve Suriye Ordusu ile karşı karşıya getirerek var olan mevzilerini korumaya çalışması ve Suriye Ordusu’nun önünü kesmeye çalışması, emperyalizmin yönelimleri açısından anlamlı görülebilir. Bu noktada da sürekli “Suriye Ordusu, müttefikimize saldırdı” propagadasına ağırlık vereceklerdir.
Geçmişte yaşanan ve ABD tarafından Suriye Ordusu’nun bombalandığı iki örnek bu bahsedilenin olasılığını kuvvetlendiriyor. Hatırlanacağı üzere bundan aylar önce, ABD uçakları Deyrezzor’da Suriye Ordusu’nu vurmuş ve altmıştan fazla Suriye askeri ölmüştü. ABD, Suriye Ordusu’nun Deyrezzor’a ilerlediği bir dönemde yapılan bu saldırının ‘yanlışlıkla’ olduğunu söylemişti.
İkinci örnek ise, İdlib’in Han Şeyhun kasabasında yapıldığı iddia edilen kimyasal silah saldırısı sonrasında, ABD’nin Tomahawk füzeleri ile Suriye’nin askeri bir havaalanını vurması olarak hatırlanacaktır. Han Şeyhun’daki kimyasal silah saldırısının yapılıp yapılmadığı, eğer yapıldıysa bunun Suriye Ordusu tarafından yapıldığı ise asla kanıtlanamadı. O dönem Suriye Ordusu’nun iddiası ise, cihatçılara ait bir kimyasal silah deposunun patladığı yönündeydi.
Ancak bu örnekte de, ABD ortada herhangi bir kanıt olmadan saldırı düzenlemişti. Dolayısıyla emperyal çıkarlar için sizin savunduğunuz değerlerin bir önemi bulunmuyor. Onların çıkarları ile çelişen herhangi bir durum olduğunda acımasızca müdahale edebiliyorlar.
Önümüzdeki günlerde, SDG’nin ABD’nin çıkarları için Suriye Ordusu’nun önüne daha fazla çıkıp çıkmayacağını ise yaşayarak göreceğiz.
Bu haber en son değiştirildi 21 Haziran 2017 13:39 13:39
Metro İstanbul’da Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde işveren tarafından herhangi bir teklif sunulmaması üzerine Demiryol-İş Sendikası'na…
Tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep eden üniversite öğrencileri Kadıköy Festival Park'ta dayanışma sahnesi kurdular
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi tarafından düzenli periyotlarla hazırlanan Laiklik İhlalleri Raporu'nun Şubat 2025 dönemine ait…
ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye Büyükelçisi adayı Thomas Barrack, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonunda yaptığı…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından süren eylemlere katılan…
İBB'ye yönelik operasyonların ardından başlayan protestolarda tutuklanan öğrencilerden birinin cezaevinde saldırıya uğradığı iddia edildi. Yaşananları…