ANALİZ | Yeni "Çekiç Güç" mü geliyor?
ABD'nin Suriye'de "güvenli bölge"ye işaret ettiği açıklamanın nelere karşılık gelebileceğine dair bir değerlendirme.
Türkiye Suriye politikasındaki değişiklikler her gün yeni bir uç verirken gündeme gelen son tartışmalar ABD’nin başını çektiği koalisyonun Irak’a Kuveyt’i işgal etmesi gerekçe gösterilerek yapılan ilk müdahaleden sonra göreve başlayan “Çekiç Güç” kuvvetlerini getirdi.
Türkiye’nin son politika değişikliği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından “El Bab’da bundan sonraki süreçte süratle mesafe almak suretiyle oradaki işi bitirmek, daha derinliğine gitmemek lazım” sözleri oldu. Türkiye’nin 5 aydır sürdürdüğü “Fırat Kalkanı” harekatının uzunca bir süredir El Bab önünde kalmış olmasının Türkiye’de sorgulanmamasına rağmen yapılan bu açıklama bir politika değişikliğine işaret ediyor.
Erdoğan daha önce çeşitli büyüklüklerde toprak parçalarında güvenli bölgelere işaret eden konuşmalar yapmıştı. Yine bir konuşmasında El Bab’dan sonra Menbiç’i hedef gösterirken “Fırat Kalkanı” harekatının nihai hedefini de ifade ediyordu.
Şimdi söylenen bu sözler iki açıdan Türkiye’nin Suriye’deki politikasında Amerikan tezlerini kabullendiği ihtimalinin açıkça doğduğu anlamını taşıyor. Birincisi, kırmızı çizgi denen Fırat’ın batısı, yani Menbiç’teki Suriye Demokratik Güçleri ve PYD üzerine yapılacak operasyondan vazgeçilme ihtimali dillendirilmiş oluyor. İkincisi, zaten başlamış olan Rakka operasyonunda SDG ve PYD’nin rolünün ortadan kalkmayacağı da anlaşılıyor.
Bu konuşmanın üzerine ABD’nin yeni Başkan Donald Trump’ın hem bir röportajda hem de bir başkanlık emri taslağında Suriye’de ABD ordusu gözetiminde güvenli bölgeler kurulması açıklaması oldu. Erdoğan’ın yıllardır güvenli/tampon/uçuşa yasak bölge gibi çeşitli adlarla ileri sürdüğü bu fikrin ABD Başkanı tarafından şimdi dillendirilmesi dikkat çekiyor.
Tüm bu açıklamaların sonuçları arasında sadece Suriye ile sınırlı kalmayacak çok çeşitli ihtimaller bulunmakla birlikte akla ilk gelen ihtimal Kuzey Suriye oluyor.
Hatırlanacağı üzere, ABD’nin Kuveyt işgali sonrasında Irak’ın Kürt ve Şii bölgelerinde uyguladığı uçuşa yasak bölge uygulaması ile birlikte Kuzey Irak’ta “Çekiç Güç” adıyla bir güvenlik kuvvetini de bulundurmaya başlamıştı. Çekiç Güç hem Kuzey Irak’ta bugün şekillenen bölgesel yönetimin yolunu açarken, hem de Türkiye’de PKK üzerinden pek çok tartışmaya neden olmuştu.
Şimdi Suriye’de Amerikan ordusu kontrolünde güvenli bölgeler denilince de akla ilk gelen ABD üslerinin de bulunduğu Kürtlerin kontrolündeki Kuzey Suriye oluyor. AKP’nin milliyetçiliği arkasına alıp ilerlemeye çalıştığı bir dönemde PYD ve SDG’nin kontrolündeki bölgelerde bir “Çekiç Güç” ihtimali doğmuş bulunuyor. Üstelik kimilerince El Bab’da ABD ile savaştığı iddia edilen kimilerince emperyalizmin devirmek için mühendislik ve manipülasyon çalışmalarına daldığı Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük bir sakinlikle El Bab’dan daha derine gitmemeyi söylüyor.
Referandum sürecini belirleyebilecek kadar önemli soru artık masada duruyor: Kuzey Suriye’ye “Çekiç Güç” mü geliyor?