Manifesto Özel | Bana Alabed'in gerçek hikayesi
Alev Doğan yazdı: Bana Alabed’in gerçek hikâyesi
Alev Doğan
Bana Alabed’in hikâyesi emperyalist güçlerin 7 yaşındaki bir kız çocuğunu bile kirli propagandalarına nasıl alet edebildiklerini gözler önüne sermesi bakımından tarihte çoktan yerini aldı. Bugün hemen hemen herkesin ismini bildiği Bana aracılığıyla söylenmeye çalışılan yalanların nasıl iflas ettiğini yaşayarak gördük. Ancak emperyalizmin taşeronu cihatçı çeteler, kaybettikleri her mevzinin ardından bu yalana sarılmaktan vazgeçmeyecekler gibi duruyor. Tekrara düşmek pahasına Bana Alabed’in gerçek hikâyesini güncel gelişmeler ışığında Gazete Manifesto okurlarıyla paylaşıyoruz;
Vatan Gazetesi’nin internet sitesinde 20 Aralık 2016 tarihinde yayımlanan “Halep’in küçük sesi artık özgür” başlıklı haber, Suriye’de neler yaşandığına dair en ufak bir enformasyona sahip olmayanlarca yürek burkan bir hikâyenin kapılarını aralar gibi görünse de aslında hem gerçeğin nasıl çarpıtıldığına dair iyi bir örnek hem de emperyalistlerin ve onun taşeronu cihatçı örgütlerin kendi emellerine ulaşmak için 7 yaşındaki bir kız çocuğunu kullanacak kadar alçaklaştığını göstermesi açısından ibret vericidir. Önce bir haberimize bakalım;
“Ateş altındaki Halep’in sesini dünyaya duyuran 7 yaşındaki Bana Alabed, Türkiye’nin çabalarıyla bölgeden çıkarıldı. Küçük Bana ve ailesi İdlib yakınlarındaki güvenli bir bölgeye götürüldü.
Savaşta babasını kaybeden Bana, İngilizce öğretmeni annesi Fatma ile kardeşleri 5 yaşındaki Muhammed ve 3 yaşındaki Nur’la birlikte Doğu Halep’in Katırcılar Mahallesi’ndeki evlerinden Halep’te yaşananları Twitter aracılığıyla 3 aydır dünyaya duyuruyordu.
Bana’nın annesi Fatma Alabed de şunları söyledi: “Vatanımızı bıraktığımız için çok üzgünüz. Biz kendi toprağımızda özgürlük istiyorduk. Çocuklarımızın evlerinde, okullarında yetişmesini ve vatan sevgisini öğrenmelerini istiyorduk. Mecburen çıktığımız vatanımıza bir gün mutlaka döneceğiz. Beni takip eden herkese çok teşekkür ederim. Bu hesap, Halep’teki çocukların sesini dünyaya ulaştırmak için vesile oldu. Bu hesapta Halep’te durumu anlatmaya çalıştık. Rus uçaklarının okullarına ve evlerine saldırarak, çocukların dünyalarını nasıl yıktığını göstermeye çalıştık. Şükürler olsun ki mesajımız tüm dünyaya ulaştı.”
Bana, tahliye edildikten sonra AA’ya konuştu ve ‘Orada hep bombardıman vardı. Evimiz vuruldu ve enkazın altından çıktık. Kimse bizimle ilgilenmiyordu’ dedi.
Anne ve kızın yaklaşık 320 bin takipçisi bulunuyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Halep’teki katliamı dünyaya sosyal medya üzerinden duyuran 7 yaşındaki Bana’nın ailesiyle birlikte Türkiye’ye getirileceğini söyledi.”[1]
Bana ve ailesi Kaçak Saray’da
İlgili haberin servis edilmesinin ardından, tam iki gün sonra küçük Bana’nın ve ailesi Erdoğan tarafından Kaçak Saray’da kabul edilir. Ancak bir fazla ile. Zira Bana’nın bombardımanda öldüğü iddia edilen babası da bu ziyarette yerini almıştır. 22 Aralık 2016 tarihli Güneş gazetesinde yer alan haberi ‘gözyaşları’ ile okur okuyucu;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin Halep kentindeki katliamı dünyaya sosyal medya üzerinden duyuran 7 yaşındaki Bana Alabed ve ailesiyle görüştü. Halep’ten attığı Twitter mesajlarıyla bütün dünyanın tanıdığı ve son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na yardım mesajı gönderen Bana 3 gün önce Halep’in doğusundan tahliye edilmişti. Bugüne kadar sığınmacılara kapılarını açan ve yaşama tutunmaları için seferber olan Türkiye, Bana ve ailesini de bağrına bastı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırladıkları Bana Alabed’in annesi Fatemah Alabed, babası Ghassan Alabed ve iki kardeşinden Halep’te yaşadıkları zorlu süreci dinledi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da katıldığı görüşmede, Bana Alabed, Erdoğan ile ilk karşılaşmasında ailesine yardım ettiği için teşekkürlerini iletti. Halep çocukları adına selam getirdiğini ifade eden Bana Alabed’e, Erdoğan da ‘Ve aleyküm selam’ karşılığını verdi.
Bana Alabed, Halep çocuklarına desteğinden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek, şunları söyledi: “Sizi çok seviyoruz. Bizi Halep’ten çıkarttınız. Orada çok büyük sıkıntılar, acılar çektik. Evimiz bombardımana uğradı, başımıza yıkıldı. Otobüste de çok büyük sıkıntı yaşadık, gıdasız kaldık, aç kaldık. Her şey için çok teşekkür ediyoruz.” Alabed, “Her gün bombardıman devam ediyordu, sokağa çıkmaya bile korkuyorduk” diye konuştu.[2]
Öncelikle yaklaşık 320 bin takipçisi olan ve annesinin yönettiği malum Twitter hesabına. Dünyada kimse aynı yalana defalarca inanacak kadar aptal olmamalı. Olmamalı ki doğruyu yanlıştan, gerçeği yalandan ayırt edebilsin. Malum insan denen tür canlılar arasında kendi bilinci üzerine düşünebilen tek örnek. Bu avantajı kullanmak varken, aksi konusunda ısrarcı olmak neden?
7 yaşındaki bir kız çocuğunun, son derece akıcı bir İngilizce ile Suriye’de uçuşa yasak bölge isteyenlerin ağzı ile konuşmasını ‘normal’ karşılayanlardan değilseniz bir sorun vardır ortada. Bu belki de emperyalistlerin yalan söylemek konusunda kendilerine duydukları güven ile doğrudan alakalı bir durumdur. Nasıl olsa onlar ne söylerse söylesinler bu yalanların alıcısı muhakkak ortaya çıkacaktır.
Ölü baba bir anda diriliyor
Söylenen bir başka yalan ise Bana’nın babasının Helep’te Suriye ordusunun saldırıları sonucu öldüğü yönünde idi. Ancak Erdoğan’ın davetine, Alabed ailesi, Bana’nın öldüğü iddia edilen babası Ghassan Alabed’in de katılımı ile maaile teşrif edecekti. Asıl önemli olan iddia ise Ghassan Alabed’in cihatçılar safında savaşan bir militan olduğu yönünde idi. Odatv’nin konu ile ilgili 22 Aralık 2016 tarihli haberine göz atacak olursak;
“Halep operasyonunun ‘simgesi’ haline gelen ve dün ailesiyle birlikte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ziyaret eden Bana Alabed’in babasının ‘terörist’ olduğu iddia edildi.
Suriye’nin Halep kentinde yaşananları Twitter paylaşımlarıyla dünyaya duyurmasıyla gündeme gelen 7 yaşındaki Bana Alabed, Beştepe’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ı ziyaret etti.
Ancak ziyaretin ardından, Bana’nın babası Ghassan Alabed’in, Halep’te cihatçı gruplara mensup bir militan olduğunu gösteren fotoğraflar sosyal medyadan paylaşıldı. Tartışma yaratan fotoğraflarda, Alabed’in elinde silah olduğu görülüyor.
Suriye’nin Halep Milletvekili Fares Shehabi, baba Ghassan Alabed’in hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la, hem de cihatçılarla çekilen fotoğraflarını Twitter’da bir arada paylaşarak “Bana! Bir terörist babanın kurbanı! Batıdaki sempatizanlarına soruyoruz; Şimdi ne düşünüyorsunuz!” diye yazdı.”[3]
Ancak Batılı medya bununla yetinmeyecekti. Trump’ın başkanlık koltuğunu devralmasından hemen önce, Bana’yı yeniden kullanacaklardı. 25 Ocak 2017 tarihli NTV’de yayımlanan haberde Bana’nın Trump’a yazdığı mektuba yer verilecekti;
“Sayın Donald Trump
Benim adım Bana Alabed, Halep’te yaşayan 7 yaşında bir kız çocuğuyum. Geçtiğimiz aralık ayında kuşatma altındaki Doğu Halep’i terk edene kadar tüm yaşamımı Suriye’de geçirdim. Suriye’deki savaştan zarar gören Suriyeli çocuklardan biriyim. Artık Türkiye’deki yeni evimde huzurluyum. Halep’te okula başladım ancak kısa süre sonra okulum bombardımanda yıkıldı. Bazı arkadaşlarım hayatlarını kaybetti. Onları kaybettiğim için çok üzülüyorum, eğer yanımda olsalardı hep birlikte oyun oynardık. Halep’te oyun oynayamıyordum çünkü ölüm şehri olmuştu.
Şimdi Türkiye’de dışarı çıkabiliyor ve eğlenebiliyorum. Henüz başlamadım ama okula da gidebilirim. İşte bu nedenle barış herkes gibi benim için de çok büyük önem taşıyor.Fakat Suriye’deki milyonlarca çocuk benim kadar şanslı değil. Ülkenin farklı bölgelerinde acı içinde yaşıyorlar. Üstelik bu acıyı yetişkinler nedeniyle çekiyorlar.
ABD başkanı olacağınızı biliyorum. Lütfen Suriye’deki çocukları ve insanları kurtarabilir misiniz? Suriye’deki çocuklar için bir şey yapmalısınız, çünkü onlar da sizin çocuklarınız gibi barışı hak ediyorlar. Suriye’deki çocuklar için bir şeyler yapacağınıza söz verirseniz, beni yeni arkadaşınız bilin. Suriye’deki çocuklar için yapacaklarınızı görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.”[4]
Sonuç yerine
Bana’nın hikâyesi başta söylediğimiz gibi, dünyanın en aşağılık kirli propaganda yöntemlerinden biri. Dünyada başka bir örneği daha yoktur ki, 7 yaşındaki bir kız çocuğunu kullanacak kadar alçalan bir irade herhangi bir savaşın galibi olsun.
Suriye halkı 6 yıldır büyük fedakârlıklar ile savunduğu ülkelerini eninde sonunda cihatçı çetelerden temizleyecek.
İşgalciler her zaman olduğu gibi yine kaybedecek.
[1] http://www.gazetevatan.com/halep-in-kucuk-sesi-artik-ozgur–1019236-gundem/
[2] http://www.gunes.com/gundem/cumhurbaskani-erdogan-turkiye-her-zaman-kardeslerinin-yaninda-747326
[3] http://odatv.com/dun-saraydaki-isimle-ilgili-soke-eden-iddia-2212161200.html
[4] http://www.ntv.com.tr/dunya/suriyeli-banadan-trumpa-suriyeli-cocuklar-icin-bir-sey-yapmalisiniz,L_xvdHvyn0eVJC5DGRXs9g