Baykal ve MHP'lilere dönük 'kaset komplosu' ile ilgili önemli iddia
Deniz Baykal ve MHP'lilere dönük 'kaset komplosu' ile ilgili yeni iddia.
Aralarında eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın da olduğu siyasilere yönelik ‘kaset komplosuna’ ilişkin polis fezlekesi yeni ayrıntıları ortaya çıktı. Buna göre, dönemin istihbarat müdürleri, ABD’ye giderek söz konusu görüntüleri Gülen’e izletti ve kasetler bundan sonra servis edildi.
Habertürk’ten Fevzi Çakır’ın haberine göre, CHP’li Deniz Baykal ve MHP’li vekiller Recai Yıldırım, Metin Çobanoğlu, Mehmet Ekici, İhsan Barutçu, Deniz Bölükbaşı gibi siyasetçilere ‘kaset komplosu’ kurulmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı’nın hazırladığı fezlekede önemli tespitlere yer verildi.
“FETÖ’nün menfaatleri doğrultusunda siyasete dizayn”
Şüphelilerin 18 kişiye yönelik 11’i ev 2’si işyeri olmak üzere toplam 13 adrese dinleme cihazı ve kamera yerleştirdiği, teknik araçlarla da izleme-dinleme yaptıkları belirtildi. Şüphelilerin, kaset skandalları ile “FETÖ’nün menfaatleri doğrultusunda iktidar, ana muhalefet ve muhalefet partilerini kontrol altına alarak, siyaseti dizayn etmek istediği” belirtildi.
Fezlekede, İstihbarat Dairesi C Şubesi ile Ankara Emniyet İstihbarat Şubesi’nde görevli emniyet müdürleri ile istihbarat polisinin komplonun merkezinde yer aldığı ve hedef kişileri adım adım takip ettikleri kaydedildi. Bu takibi ortaya koyan grafiklerde, FETÖ’cü polislerin siyasetçileri hem dinledikleri hem de izlediklerine ilişkin telefon sinyal kayıtları da eklendi.
Şüphelilerin, 2008’den 2012’ye kadar kesintisiz biçimde bu eylemlerini sürdürdükleri, görevlerinin sağladığı nüfuz ve güçle yasadışı örgütlenme oluşturdukları ifade edilen fezlekede, komployu kurduğu belirtilen dönemin istihbarat müdürlerinin, ABD’ye gittiği, söz konusu görüntüleri Fethullah Gülen’e götürdükleri, bu süreçten sonra kasetlerin servis edildiği kaydedildi.
Gülen’in arşivi varmış
Örgütün devlet yapılanması içindeki en güçlü olduğu alanların başında, güçlü bir istihbarat ağına sahip olması geldiği kaydedilen fezlekede, şu değerlendirme yer aldı: “Kamu kurumlarında çalışan örgüt mensupları elde ettikleri bilgileri örgüte aktarmakta ve toplanan bütün bilgiler yukarıda birleştirilerek büyük bir havuz oluşturulmaktadır. Örgüt hedeflerine ulaşmak için bu havuzdaki bilgi ve belgeleri amaca uygun hale getirerek hasım cephedeki kişi ve kurumlar aleyhinde kullanmaktadır.
Örgütün istihbarat ağı ya da gücü konusunda bahsedilmesi gereken bir husus da Gülen’in sahip olduğu arşivdir. Bu yasadışı arşivde, örgütün yasadışı adli ve önleme dinlemeleri, kendine ait gelişmiş cihazlarla yaptığı teknik takip, telefon ve ortam dinleme kayıtları, kamu personeline yönelik fişlemeler ile örgütle teması olan öğrencilerin ve ailelerinin bilgileri bulunmaktadır.”