Baykal 'pişman değilim' dedi: Erdoğan'ın yolu nasıl açılmıştı?
Deniz Baykal, 2002 yılında Tayyip Erdoğan'a milletvekilliği yolunu açan desteğiyle ilgili açıklama yaptı.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, partisinin başında olduğu 2002 yılında Tayyip Erdoğan’a milletvekilliği yolunu açan anayasa değişikliğine desteğiyle ilgili “hiç tereddüt etmeden doğru olduğu kanısındayım” ifadesini kullandı.
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ANSİAD) konuğu olarak geldiği Akra Otel’de patronlara hitap eden Deniz Baykal, burada kendisine yönelik “Özellikle son 15 yıllık siyasi hayatında ‘keşke’ diyebileceği bir durum olup olmadığı” sorusuna yanıt verdi. Soruyla ilgili olarak, Erdoğan’ın milletvekili seçilme yasağının kaldırılmasına yönelik verdiği desteğin ima edildiğini söyleyen Baykal, şu yanıtı verdi:
“Adam seçime girmiş, yüzde 34 oy almış”
“Pişman mısınız diye sorarsanız; hayır, pişman değilim. Bugün yaşadığımız sorunları Tayyip Bey’e milletvekilliği seçilme hakkı verilmesinden dolayı kaynaklandığını zannetmek kadar naif, gerçeklikten kopuk, hayali bir değerlendirme olamaz. Adaylar oluşmuş, bütün oy pusulalarında adı yazılmış, seçime girmiş bütün illerde miting yapan, millet bunun adının etrafında partiye oy vermiş ve adam yüzde 34 oy almış. Meclisin üçte 2’si neredeyse onun kontrolünde. Şimdi bunu sen milletvekili seçtirmeyeceksin. Bu demokrasiye de, siyasi ahlaka da, hukuka da aykırı, sürdürülebilir değil. Bu nereden çıktı, Atatürk zamanında, İnönü zamanında, Bayar, Menderes, Ecevit, Turgut Özal zamanında var mı, hayır hiç birisinde yok. Ne zaman geldi bu olay, Kenan Evren zamanında geldi. Kenan Evren 12 Eylül’de böyle bir uygulama koymuş, ‘Bundan sonra düzen böyle olacak’. Hani Kenan Evren nerede şimdi? Siz bırakın, İmralı’ya siyasi hak verileceği tartışılıyor. Adam seçime girmiş, yüzde 34 oy almış, milletvekili yapmayacaksın ve halka bunu kabul ettireceksin. Hiçbir ciddiyeti yok bu işin, yani eğer oysa soru ‘Keşkeniz var mı’ diye, inançla, hiç tereddüt etmeden doğru olduğu kanısındayım.”
Erdoğan’a yol nasıl açıldı?
2001 yılında AKP’nin kurulmasının ardından 2002’de Anayasa Mahkemesi, Tayyip Erdoğan’ın TCK’nın 312. maddesinden mahkum olduğu gerekçesiyle “milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmadığını” belirterek parti kurucusu olamayacağını hükme bağlamıştı. YSK da Anayasa’nın milletvekili seçilme yeterliliğini düzenleyen 76. maddesinde yer alan “ideolojik ve anarşik eylemlere katılma” hükmünü gerekçe göstererek, Erdoğan’ın 3 Kasım 2012 seçimlerinde adaylığını kabul etmemişti. Seçimlerden yüzde 34 oyla çıkan AKP’nin ilk hükümetini Abdullah Gül kurdu. Ancak seçimden sonra, 5 Kasım 2002’de Erdoğan’ı ziyaret eden dönemin CHP lideri Deniz Baykal, “Kanaatim, bir insanın siyasi suç niteliğinde mahkum olmasının ömür boyu siyasetten mahrum edilmesine gerekçe olmamalıdır” deyiverdi.
YSK’nın AKP’nin başvurusu üzerine 4 Aralık’ta Doğanköy’deki seçimde usulsüzlük olduğuna karar verilerek Siirt seçimlerinin tekrarlanmasına karar vermesi, Erdoğan’ı parlamentoya taşıyan sürece start verdi. AKP, Anayasa’nın 67, 76 ve 78. maddeleriyle ilgili değişiklik teklifini Meclis’e sundu. AKP’nin anayasa değişiklik teklifinde, Anayasa’nın milletvekili seçilme yeterliliğini düzenleyen 76. maddesinde yer alan “ideolojik veya anarşik eylemlere” ifadesi ile “affa uğramış olsalar bile” tabiri çıkarılarak yerine, “terör eylemi” tanımlamasının getirilmesi öngörüldü. Anayasa’nın 78. maddesinde öngörülen değişiklik ile de Erdoğan için ara seçim yolu açılması hükme bağlandı. Madde metnindeki “Ara seçim her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden 30 ay geçmedikçe ara seçime gidilemez” ifadesi çıkartılması hükme bağlandı.
CHP’den mutlak destek
13 Aralık 2002’de TBMM’de AKP ve CHP’nin oylarıyla anayasa değişiklik teklifi kabul edildi. 19 Aralık 2002’de ise dönemin Cumhurbaşkanı Sezer, düzenlemeyi veto ederek TBMM’ye iade etti. CHP parti grubu 20 Aralık’ta, vetoya rağmen Anayasa değişikliğine desteğini sonuna kadar sürdürme kararı aldı. Meclis, CHP’nin desteğiyle Anayasa’nın öngördüğü üçte iki çoğunluğun (367) üzerinde 437 oyla 26 Aralık’ta teklifi aynen benimsedi. Bunun üzerine Meclis’in aynen gönderdiği Anayasa değişikliğini 31 Aralık’ta Sezer onaylamak durumunda kaldı.
9 Mart 2003’te tekrarlanan Siirt seçimlerinde, AKP’li Mervan Gül, Erdoğan’ın seçilmesine olanak sağlamak amacıyla adaylıktan çekildi. Tekrarlanan seçimde AKP Genel Başkanı Erdoğan milletvekili seçildi. Erdoğan’ı önce milletvekili ardından Başbakan yapan bu süreçte Erdoğan-Baykal ikilisinin İstanbul’da bir gizli buluşma gerçekleştirdikleri iddiası da tartışma konusu oldu. CHP kaynakları bu görüşmenin Sezer’in anayasa değişikliğini veto ettiği 19 Aralık 2002 tarihinde yapıldığını öne sürerken, AKP’ye yakın kaynaklar ise görüşmenin Anayasa değişikliğinin ardından 23 Şubat 2003’te yapıldığını savundu. Baş başa görüşmenin ayrıntıları ‘muamma’ olarak kaldı.
Teşekkür tutanaklarda…
Erdoğan’a vekillik ve Başbakanlık yolunu açan Anayasa değişikliğinin Sezer’in vetosunun ardından Meclis’te yeniden görüşülmesine ilişkin TBMM tutanakları ise CHP’nin düzenlemeye desteğini ve bu destek nedeniyle AKP’nin CHP’ye teşekkür ettiğini somut olarak ortaya koydu. 26 Aralık 2002 tarihli TBMM tutanaklarında, düzenlemenin 437 oyla benimsenmesinin ardından dönemin Anayasa Komisyonu Başkanı ve halen AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu’nun CHP’ye teşekkürü şu ifadelerle yer aldı:
“Hakikaten, iki maddelik de olsa,Türk demokrasisinin önünü açacak olan bu kısa pakete tam destek verdi gerek iktidar ve gerek muhalefet partilerimiz. Özellikle muhalefet partimize teşekkür ediyorum; sağ olsunlar, sonuna kadar, hakikaten verdikleri sözün arkasında durdular, son gelişmelerden de etkilenmediler. (…) İnşallah, daha sonraki büyük paketlerde, yine, elbirliği, işbirliği içerisinde, demokrasinin önünü açmak durumunda kalacağımızı bildiriyorum ve muhalefet partimizin desteğini, bundan sonra, inşallah, candan yine bekliyoruz.”
CHP’nin desteği Livaneli’nin yazısında
Erdoğan’a milletvekilliği ve başbakanlık yolunun açılmasında CHP’nin ve dönemin CHP lideri Deniz Baykal’ın rolüne ilişkin en çarpıcı belgelerden biri de, AKP’nin %47 oyla ikinci kez tek başına iktidara geldiği 22 Temmuz 2007 seçimlerinin hemen ertesi günü o dönem Vatan gazetesinde köşe yazarlığı yapan Zülfü Livaneli tarafından kaleme alınan yazı olmuştu.
Livaneli, Abdullah Gül liderliğinde 58. Hükümet’in kurulmasından 1 ay sonra, yani 19 Aralık 2002 günü Baykal, kendisi ve bazı CHP kurmaylarının dönemin CHP milletvekili Mehmet Sevigen’in evinde bir araya geldiğini açıklayarak şöyle yazmıştı:
“Türkiye’nin kaderi o akşam o evde değişti, çünkü siz ‘Tayyip Erdoğan başbakan olacak!’ diye tutturdunuz.
Sizi ‘Çok tehlikeli bir oyun bu!’ diye uyaran parti dışından önemli şahsiyetlere kızdınız, ‘Hayır!’ dediniz ‘İki ay dayanamaz. Göreceksiniz iki ay dayanamaz.’
Sizin bu iddianıza karşılık ben ne dedim:’‘Erdoğan herhangi bir kişi değil, bütün tarikatların birleşerek Erbakan’ın yerine seçtiği siyasetçi arkasında Amerika, Avrupa desteği de var. Program Türkiye’yi ılımlı İslam cumhuriyeti yapma programı. Sizin dediğiniz gibi iki ayda gitmeyecek tam tersine, bu odada bulunan herkesin siyasi hayatını bitirecek.’
İki ay dayanamaz iddianızı, ‘görüşleri gereği IMF ile anlaşma yapmaz, ekonomiyi zora sokar ve dayanamazlar.’ tezine oturttunuz.
Ama bunların hepsi bahaneydi çünkü siz iki partili rejimin işinize yaradığını anlamış ve seçim sonuçlarına sevinmiştiniz. Çünkü size ana muhalefet partisi lideri olmak ve soldaki rakiplerinizi yok etmek yetiyordu. Bu iş birliğini daha sonra da sürdürdünüz.
O zaman ben sizin Tayyip Erdoğan’la seçim öncesinde Beylerbeyi’nde gizlice buluştuğunuzu ve bir anlaşma yaptığınızı bilmiyordum.”