Büyük oyunlar oynanıyor, bölgesel bir savaşın fitilinin ateşlenmesi için birileri devreye giriyor.
Birilerinden gizemli bir şey aramayın. Daha önce Türkiye’de patlayan bombalar konusunda da karışık bir tablo yoktu. Kaos, kaotik süreç adıyla aslında Türkiye’de askeri bir darbenin koşulları yaratılmak isteniyordu ve 15 Temmuz’da FETÖ’cü darbe girişimiyle yaşananlar yerli yerine şimdi oturabiliyor.
Şimdi İran hedefte. İran’ın kalbine bundan bir hafta önce büyük bir saldırı gerçekleştirildi. Meclis binası silahlı ve bombalı saldırıya maruz kaldı, İran’daki bugünkü rejimin kurucusu Humeyni’nin mezarı bombalandı. Bu saldırıları IŞİD üstlendi. Bugün Musul ve Rakka’da ABD ile savaşan IŞİD’in, ABD’nin karşısına aldığı İran’a bu saldırıları yapması düşündürmelidir.
Tıpkı Filipinler’de olduğu gibi. Filipinler devlet başkanı, Rusya ile silah anlaşması yapmak üzere iken, Filipinler’de IŞİD’in saldırılar düzenlemesi gibi…
Emperyalizm bir kez daha uyuyan hücreleri devreye sokmuştu. Hep söylediğimiz gibi siyasal İslam’ın ipleri emperyalizmin elinde. Bu bağlantı yıllar önce kurulmuştu. Müslüman Kardeşler’in arkasında İngilizler olduğu biliniyor. Arap Baharı adıyla Mısır ve Suriye başta olmak üzere Arap ülkelerinde “ayaklanan” bu hareketin kime hizmet ettiği açık olmalı. Yeşil Kuşak projesiyle yıllardır gericiliğin emperyalizm tarafından desteklendiği ve büyütüldüğü ve bugün devreye her noktasıyla sokulduğu nasıl yazılamaz?
Katar’a ayar veriliyor bugün. Nedenleri başka bir yazının konusu. Ancak “Müslüman Kardeşler’e, Hamas’a ve El Nusra’ya destek verme” diyorlar. Bunu söyleyen solcular vs… değildir. Bizzat ABD, Suudi Arabistan ve Mısır yönetimi. Bu bir ifşadır; gerici örgütlenmelerin arkasında kimlerin olduğunun somut ispatıdır. Katar’a ayar veriyorlar çünkü hedefte İran bulunuyor.
İran’ın kalbine büyük bir saldırı gerçekleşti. Bu saldırının nedenleri iyi saptanmalı. Bir yandan Libya krizi, bir yandan Suriye krizi, Filistin konusu var ve ABD ile İngiltere’nin başını çektiği emperyalist kamp ile bununla işbirliği yapan bölge devletleri bu krizlere dönük yeni hamleler yapıyorlar.
Bununla birlikte, Kuzey Irak’ta Kürt devletleşmesinin önünü açacak yeni bir girişim karşımızda. 25 Eylül Barzani yönetiminin bağımsızlık yönünde referandum kararı aldığı biliniyor. Irak yönetimi ‘hayır’ dedi, Türkiye ve İran da bu yönde açıklamalar yapıyor. Suriye ve Irak’ın bundan sonra nasıl bir birlik oluşturacağı büyük bir tartışma konusu. Zemin bu adımlarla birlikte iyice kaymış bulunuyor. Özellikle Irak’ta İran’ın siyasal etkisi bağlamında İran’a yönelik bu saldırıların birlikte okunması gerekiyor.
Acaba birileri İran’ı iyice sıkıştırmak mı istiyor?
İran’ın kalbine atılan bomba, tek başına mollaların hüküm sürdüğü bir rejimde gerçekleşen olaylar değil. Bölgesel bir savaş kapıda duruyor gibi.
AKP iktidarı, ne yazık ki bölgesel savaşa ülkemizi adım adım sokuyor. Bugün Katar destekçiliği, Somali ve Katar’a askeri üs kurma adımları, Sünni eksenin bir parçası olduğunu gösteren Rabia işaretini kullanmaları bu doğrultuda okunmalı.
İran’ın kalbine atılan bombanın önemini ve ciddiyetini anlamak için Türkiye’yi düşünelim.
Büyük provokasyonu görmek için. Bugün Humeyni’nin mezarının bombalanması, bir benzeştirme yapmak gerekirse Anıtkabir’in bombalanması kadar ciddi bir durumdur.
Farkında mıyız?
Bu ülkenin emekçileri, emperyalizmin yeni saldırı planlarını iyi görmeli, ülkemizi bir bölgesel savaşın içine çekecek AKP iktidarına karşı sesleri yükseltmelidir.