Büyüknohutçu çiftinin kiralık katili cezaevinde ölü bulundu
Antalya'da taş ocaklarına karşı yürüttükleri mücadeleyle tanınan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin cinayet zanlısı, tutuklu olduğu cezaevinde ölü bulundu.
Antalya’nın Finike İlçesi’nde doğaya zarar veren taş ve mermer ocaklarına karşı yürüttükleri mücadeleyle tanınan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin cinayet zanlısı 31 yaşındaki Ali Yamuç, tutuklu olduğu Alanya L Tipi Cezaevi’nde ölü bulundu. Yamuç’un intihar ettiği öne sürülüyor.
Finike ilçesinde taş ocaklarına karşı verdiği mücadeleyle tanınan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin, 9 Mayıs Salı günü Kızılcık Yaylası’ndaki dağ evlerinde öldürülmesiyle ilgili aynı bölgede oturan Ali Yamuç, İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı. Sorgusunda suçunu itiraf eden Yamuç, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Elmalı Kapalı Cezaevi’ne gönderilmişti.
Yamuç, bir süre önce ise Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’ne nakledilmişti.
“Bunları hallet”
Asırlık sedir ve çam ağaçlarının da bulunduğu Alacadağ, Gökçeyaka, Kızılcık ve Adala gibi bölgelerdeki taş ve mermer ocaklarına karşı bölge halkının da desteğiyle yaklaşık 6 yıldır hukuki mücadele sürdüren Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin katil zanlısı Ali Yumaç, savcılık ve mahkeme ifadelerinde, kapatılan bir mermer ocağı firmasını suçlamış ve azmettirici olarak göstermişti.
Jandarma ve olay yeri keşfi sırasındaki ifadelerinde, 9 Mayıs akşamı öldürdüğü Büyüknohutçu çiftinin evine para için gittiği yönünde ifade veren Ali Yumaç, savcılıktaki ifadesinde şunları söylemişti:
“Mermer ocağında çalışan, adını bilmediğim, 65-70 yaşlarında, siyah cip kullanan, beyaz saçlı, sürekli kirli sakalla gezen, 1.65 boylarında ‘Çirkin’ lakaplı adam 8 Mayıs günü yanıma geldi. Bana ‘Cebinde paran var mı?’ dedi. ‘Yok’ dedim. ‘Sana bir iş teklif edeceğim’ dedi. Cebinden 3 bin TL çıkarıp verdi. ‘Bizim ocak bunlar yüzünden kapandı, sen bunları hallet, şu 3 bin TL’yi al, 47 bin TL’yi de olaydan sonra vereceğim’ dedi. ‘Silah nasıl olacak’ dedim. ‘Silahı kendin bilirsin’ dedi, başka bir şey konuşmadık.”