Deniz Ticareti Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, çok sayıda ismin vergi kaçırdığına ilişkin belgeleri yayınlayan “Paradise Papers” hakkında açıklama yaptı. Yapılan açıklamanın laf oyunu yapılarak, insanların akıllarını karıştırmaya çalışarak yapılan işlemlerin “makul” bir şey olarak gösterilmesi ise dikkatlerden kaçmadı.
Hatırlanacağı üzere bir süre önce “Paradise Papers” adıyla bir dizi belge yayınlanmış ve bu belgelerde Başbakan Binali Yıldırım’ın 2 oğlunu da dahil olmak üzere çok sayıda ticaret yapan kişinin vergi kaçırabilmek için şirketleri Türkiye’de değil de Malta’da kurduğu iddia edilmişti.
Deniz Ticareti Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, yaptığı açıklamada, “Türk gemilerinin, Türkiye dışındaki ülkelerin sicil kaydında bulunmalarının nedeni vergisel avantaj değil, deniz ticaretinde operasyonel ve finansal olarak dezavantajlı duruma düşmemektir” diye laf oyunu yaparak savundu.
Paradise Papers belgelerinin açıklanması üzerine Türk denizcilik sektörü hakkında komuyounda yanlış bir izlenim oluştuğunu ifade ederek şu açıklamaları yaptı:
Dünyada vergi avantajı sağlayan Malta ve benzeri ülkelerdeki off-shore sisteminin denizcilik sektörü özelinde doğru anlaşılması gerektiğine inanıyoruz. Ülkeler, dünya yıllık 11 milyar tona ulaşan deniz taşımacılığı ticaretinde rekabet avantajı sağlamak için çeşitli vergi, yatırım ve finansman teşvikleri uygulamaktadır. Türkiye’de de Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne (TUGS) kayıtlı olan gemiler Malta ve benzeri ülkelerdeki vergi avantajlarına sahiptir. Bir diğer deyişle, denizcilik sektöründe Malta ve benzeri ülkeler ne kadar ‘vergi cenneti’ ise, Türkiye de denizcilik sektörü için aynı derecede ‘vergi cenneti’ durumundadır. Bu nedenle, Türk gemilerinin, Türkiye dışındaki ülkelerin sicil kaydında bulunmalarının nedeni vergisel avantaj değil, dünya deniz ticaretinde operasyonel ve finansal olarak dezavantajlı duruma düşmemektir. Bu durum, denizcilik sektörüne Malta ve benzeri ülkelerdeki ile eş değer imkanlar sunan Türkiye için tek kuruşluk bile vergi kaybına neden olmamaktadır.
Bugün, var gücümüz ile Türk denizcilik filosunu büyütmek için çalışıyoruz. Sicili ne olursa olsun sahip olduğumuz her gemi birer yüzer fabrikadır. Bu nedenle, bir Türk şirketinin dünyanın herhangi bir ülkesinde şirket kurması ya da bir şirketi satın alması ne ise, bir Türk gemisinin de yabancı sicilde olması aynı şeydir. Vergisel olarak Türkiye sicilinde olmak ile hiçbir farkı olmayan bu durum, Türk deniz ticaret filosunun uluslararası pazarlarda rakipleri ile eşit koşullarda rekabet edebilmesi için kaçınılmazdır. Bir AB üyesi olarak Malta ve benzeri ülkeler de bu anlamda Türk gemilerinin global pazardaki rekabet gücünü koruması, rakipler ile benzer finansal olanaklardan faydalanmak ve zaman zaman Türkiye için uygulanan olası ambargo ve benzeri ticari kısıtlamalardan etkilenmemek için önemlidir. Son günlerde tartışmalara konu olan gelişmelerin, doğru bilgiler ile yapılması gerekiyor. Türkiye’nin göz bebeği olan denizcilik sektörününe yönelik eksik bilgi kaynaklı karalamalar, Türkiye’nin global pazarlarda rekabet gücü olan nadir sektörlerden biri olan denizciliğe zarar vermektedir.”
Bu haber en son değiştirildi 11 Kasım 2017 01:25 01:25
ABD'li Senatör Lindsey Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma…
Kadına yönelik şiddeti tek başına biyolojik bir mesele olarak erkek saldırganlığıyla açıklamak en hafif tabirle…
Bu düzen çürümüştür. Şimdi bu çürümüş düzeni yeni anayasa ile tescillemek istiyorlar. Medeni kanunu tartışmaya…
Yenidoğan davası, duruşmanın altıncı gününde devam ediyor. Örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı savunma…
NNA’daki habere göre “Kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok…
Türkiye Komünist Hareketi Tunceli İl Örgütü ,Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanması üzerine bir açıklama…