"Din üzerinden çocuğumu yaktılar"
Adana'daki Süleymancılar Cemaati'ne ait yurtta yangınla yaşanan katliama ilişkin davada sanıklar ve aileler konuştu.
Adana Aladağ’daki Süleymancılar Cemaati’ne ait yurtta çıkan yangın sonucu 11’i çocuk 12 kişinin yanarak hayatını kaybettiği katliama ilişkin davada mahkemeden erteleme kararı geldi.
Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada savunma yapan sanıklar, bilirkişi raporlarıyla kanıtlanan kendi ihmallerini görmezden gelirken, suçu itfaiye ve yurttaki çocuklara atmaya çalıştı. Aileler ise Milli Eğitim’i işaret ederek şikayetçi olduklarını söyledi.
Faciada kızını kaybeden yurt müdürü Cumali Genç, ifadesinde, binada yangın tüplerinin olduğunu öne sürerek, “Tüpler o gün bakıma alınmıştı. Yedeği bırakılmadıysa bu şirketin suçudur” dedi. İtfaiyenin kusurlu olduğunu savunan Genç, “İki itfaiyeci vardı. Çocuklar vatandaşların getirdiği merdivenle kurtarıldı. Battaniye açıp atlayan kızları tahliye ettik. Kızların bulunduğu üçüncü kata uzanan sepetli bir yangın merdiveni yoktu. İtfaiyecilerin ağır ihmali vardır” dedi. Genç, yangın merdivenine açılan kapıların kollarının yerinde olduğunu iddia ederek, “Demek ki çocuklar oynarken düşürmüştür” şeklinde konuştu. Yurt müdürü Genç, yangın eğitiminin okulda verilmesi gerektiğini ileri sürdü. Diğer altı sanık da itfaiyeyi suçladı. Bu arada, bir kısım sanığın avukatlığını eski HSYK üyesi ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Ahmet Gökçen üstlendi.
Yaralı kurtulan bir öğrenci: Yangın merdiveninin kolu yoktu, açamadık
İkinci oturumda faciadan yaralı kurtulan dört çocuğun ifadeleri alındı. F.Z.A. ifadesinde iki yıldır yurtta kaldığını anlatarak, “Olay günü üçüncü kattaydım. Akşam 19 sularıydı. ‘Koku geliyor, yangın var’ dediler. Yangın merdivenini zorladık, açılmadı. Kolu yoktu. Plastik kapılardı. İki yıldır yurtta kaldığımdan kapıların kapalı olduğunu biliyorum” şeklinde konuştu. F.Z.A, yeniden üçüncü kata çıkıp pencereden atladığını ve ayak bileklerinin kırıldığını söyledi. F.Z.A., “Yangın tüpleri vardı ancak biz nasıl açacağımızı bilmiyorduk” dedi. F.Z.A. gibi pencereden atlayarak kurtulan S.T., G.B. ve E.P. yangın merdiveni kapısını zorladıklarını ve açamadıkları için pencereye yöneldiklerini söyledi.
“Din üzerinden çocuğumu yaktılar”
Aileler ise Süleymancılar’ın yurduna Aladağ Milli Eğitim Müdürü ve okul müdürlerinin kendilerini yönlendirdiğini kaydedip, ilçede devlete ait yurt yıkıldığı için çocuklarını bu yurda göndermeye mecbur kaldıklarını ifade etti. Kızı Neslihan’ı faciada kaybeden, bir kızı yaralı kurtulan Teslime Aydoğdu cemaat mensupları tarafından şikayetçi olmaları için kendilerine para teklif edildiğini söyledi. Aydoğdu şöyle devam etti:
“Benim kapıma geldiler, yalvarıp yakardılar, çocukları yurda aldılar. İki sene vermedik. Okul müdürü bize ‘O yurda verin’ demişti. Yurt bulamayınca mecbur kaldık. Benim çocuklarımı bile bile yaktılar. Yalan söylüyorlar. Din üzerinden çocuğumu yaktılar. Çocuğum zaten namaz kılıyordu. ‘Kapı kilitli değildi’ diyorlar. Değilse çocuğumu bulup çıkarsınlar. Bunlar köyümüze gelip para teklif ediyor, bizi tehdit ve rahatsız ediyorlar.
Zehra Avcı’nın babası Mustafa Avcı da “Muhtar bana ’20 bin – 30 bin al, davanı çek’ dedi. Bana bunu teklif ettiler. Can güvenliğim yoktur. Korkuyorum” şeklinde konuştu.
Tehditler için suçduyurusu
Mahkeme tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, ailelere Süleymancılar tarafından davadan vazgeçmeleri yönündeki tehdit ve rüşvet iddiaları hakkında Aladağ Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Duruşma 17 Temmuz 2017 tarihine ertelendi.