Egemen Bağış'tan "bakara makara" açıklaması: Ma, ka ve ra heceleri başka görüşmelerden alınıp montajlanarak...

Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, "Bakara, makara" sözleriyle ilgili yeni bir açıklama yaptı.

Egemen Bağış'tan

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından görevden alınan isimlerden Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, o dönem ortaya çıkan ses kayıtlarında kendisine ait olduğu belirtilen “Bakara, makara” sözleriyle ilgili yeni bir açıklama yaptı.

Bağış, iftira olduğunu öne sürdüğü sözlerle ilgili, “Dünyanın en büyük ses laboratuvarı Londra’dadır. Ma, ka ve ra hecelerinin başka görüşmelerden alınıp montajlanarak, birleştirildiği bilimsel olarak orada da kanıtlanmıştır” diye konuştu.

“Yumurtalarımızı AB sepetine koyamayız”

TGRT Haber’e konuşan Bağış, Türkiye’nin dış politikada geçmişe göre çok başarılı bir siyaset yürüttüğünü ileri sürerken, “Biz, yumurtalarımızın tümünü Avrupa Birliği sepeti içine koyamayız. Ama o sepeti de yumurtasız bırakamayız. Biz hem Avrupa Birliği sürecinde kararlılık ile ilerleyeceğiz hem İslam Konferansı Örgütü içinde güçleneceğiz hem Şanghay 5’lisi ile diyalog kuracağız hem NATO içindeki en büyük askeri güç olarak sözümüzü dinleteceğiz hem Avrasya Birliği içinde olacağız ve hem de Akdeniz Birliği içinde olacağız. Bu dengeyi çok iyi kurmamız gerekir” dedi.

Davutoğlu’na gönderme

‘Türkiye’nin Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında bir köprü olduğunu’ söyleyen Bağış, “Bir köprünün sağlam olması için dört sağlam ayak üzerine inşa edilmiş olması gerekir. Bir ayağı çürük olan köprüden hiçbirimiz geçmek istemeyiz. Bu yüzden sayın Başbakan Binali Yıldırım ve sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘dostları artırma, düşmanları azaltma’ politikası çok doğrudur, çok isabetlidir.” dedi.

Bağış’ın konuşmalarında mevcut Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu överken de, ‘devrik’ Başbakan Ahmet Davutoğu’na “Stratejik Derinlik” kitabı aracılığıyla göndermede bulunarak “Yine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve dış politika yürüten bütün arkadaşlarının da mesailerinin çoğunluğunu bu siyaset üzere ayırmış olmaları da Türkiye adına çok büyük bir şanstır. Bizim teorik yaklaşma lüksümüz yoktur. Bizim hayal dünyaları içinde yaşama lüksümüz yoktur. Gerçekçi olmamız lazım. Kendi etimizin budumuzun farkında olarak dış politikamızı belirlememiz lazım. Bu, kitap yazmaya benzemez” sözlerini kullanması dikkat çekti.