Eğitim şart mı?
Yazarımız Derin Demir, eğitimde gerici hamlelerin arttığı son dönemde aydınlanma mücadelesinin önemine işaret etti.
Derin Demir
AKP’nin, iktidara geldiği günden bu yana birçok alanda yaptığı saldırılar her defasında “bu kadarı da olmaz” dedirtecek nitelikte. Kadına yönelik şiddetin artması, yaşam alanlarımızın tek tek yok edilmesi, işçi düşmanlığı, hukuksuzluk, gerçekleşen katliamlar, eğitim müfredatının gericileşmesi, tarihin 15 Temmuz ile yeniden yazılma çabası…
Ancak “bu kadarı da olmaz” dediğimiz her şeyin gerçekleştiği doğrusunu artık kabul etme zamanın gelip geçtiğini de belirtmek lazım.
Evet bütün bunlar gerçekleşti, gerçekleşmeye devam ediyor ve Türkiye her geçen gün bir karanlığa sürükleniyor, çürümeye bırakılıyor.
Kadına yönelik şiddet ya da cinayetleri, geçtiğimiz yıllarda üçüncü sayfa haberlerinde yer alırken bugün gazetelerin, haber programlarının bunu bir dosya konusu haline getirip uzmanlardan görüş alması…
Yaşam alanlarımızda en büyük sorunumuzun “çimlere basmamak” olduğu bir dönemin ardından gelişen betonlaşma ile beraber, çimlere basabilmek için şehri terk etmek zorunluluğunun doğması…
Daha birçok örnek verilebilir elbette ama yıllar boyunca bütün bunlara verdiğimiz en büyük tepkinin bir dönem “eğitim şart” olduğunu da hatırlatalım.
Herkesin herkese gösterdiği bu tepkinin gerçek anlamda bir karşılığı vardı. Herkes herkesin eğitim aldığında bir sorun yaşanmayacağına inanır, yine konunun uzmanları çıkıp bunun önemini anlatırdı. Ancak bu eğitimin ne eğitimi olduğunu kimse sormaz, tartışmazdı. Çünkü herkes bilirdi ki eğitim, okumak, aydınlanmak, sorgulamak, dayanışmak, paylaşmak, insani değerlerin hatırlanması ve bunun uygulayıcısı olmak anlamına gelirdi.
Peki ya bugün?
Dindar ve kindar bir nesil yetiştirmeyi kendisine misyon edinmiş bir partinin iktidarında eğitim şart tepkisini kime gösterebilirsiniz?
Örneğin, eğitim müfredatının gericileşmesi ile uygulanmaya başlayan şeriat eğitimi ile “eğitim şart”ın altında yatan değerleri nasıl çakıştıracaksınız?
Din ile yoğrulmuş eğitimin olduğu bir müfredatta hangi aydınlanmadan, evrim teorisinin kaldırıldığı, bir müfredatta hangi bilimsellikten, tarihini 15 Temmuz’a yamamaya çalışan bir müfredatta hangi tarihsel bilinçten, Batı müziğini kaldırıp yerine ilahilerin konulduğu bir müfredatta hangi çağdaşlıktan bahsedebilirsiniz?
Matematikten önce cihadı öğrensin diyen, evrimi anlamaz diye gelecek nesli küçümseyen, aydınlanmacılığa, ilerlemeye düşman bir iktidarın olduğu, çürümeye bırakılmış memleketimizde eğitim şart demek artık cesaret ister!
Her ne kadar bir dönemin goygoyu haline gelse de bugün çok ciddi anlamlar barındırıyor bu tepkinin kendisi.
Evet, eğitim şart!
Tarih, insanoğlunun en büyük sığınağı olmuştur her zaman. Zor dönemlerin üstesinden gelebilmek için en önemli kaynaktır. Tarihe sırtını yaslayıp ileri bakanlar ise hep kazanmıştır. Bu tarih insanlığın tarihidir. Engizisyona boyun eğmeyen Bruno’nun, Kopernik’in, çalışmalarına inatla devam eden Darwin’in, Fransız Devrimi’ni selamlayan Beethoven’ın… ve elbette Cumhuriyet’in tarihidir.
Tam da bu tarihe sahip çıkmak için, bilimsel bir eğitim için çürüyen yerlerimizi söküp atma zamanıdır. İşte bu yüzden, şeriat eğitimine hayır!