Erdoğan: ABD'nin Türkiye planı olduğu aşikar
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında ‘ABD, Atilla’ya karşı’ davası ve Suriye’de PYD’ye yapılan yardımlar ile ilgili konuşurken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na da ‘FETÖ’ suçlamasıyla ilgili yüklenmeyi sürdürdü.
ABD’nin Suriye’de PYD’ye yaptığı yardımlara ve desteğine tepki gösteren Erdoğan, Suriye’nin yıkımı için ABD emperyalizmiyle birlikte hareket ettiğini itiraf ederek “Biz Özgür Suriye Ordusu’nu ey Amerika sizinle kurduk ya!” diye konuştu.
AKP lideri, Rıza Sarraf’ın tanık Hakan Atilla’nın sanık olduğu dava için de “Nasıl 17/25 Aralık’ta yolsuzluk görüntüsü altında anaysal düzeni yıkma çabası varsa ABD’deki davada aynı amacı uluslararsı alanda gerçekleştirme niyeti vardır.” diye konuştu.
Erdoğan’ın sözlerinde SDG’ye yapılan yardımlar için “Nerede kullanacak bunu Amerika? DEAŞ kalmadı. Suriye’ye mi kullanacak? Suriye ile koalisyonda. Ya İran ya Türkiye sıkıysa Rusya’ya karşı kullanacak.” sözlerini kullanması da dikkat çekti
Erdoğan’ın konuşmalarından bazı başlıklar şöyle:
Kılıçdaroğlu’nun iddiaları
Ana muhalefet partisini başındaki zatın, grup kürsüsüden sallandığı kağıtların yalan olduğunu ortaya çıkardık. Buradan ana muhalefetin diğer adıyla ana hıyanetin başındaki zata çağrımı tekrarlıyorum. Şayet iddiasını kanıtlasaydı ben Cumhurbaşkanlığı görevini bırakacaktım. Şimdi aynı ilkeli tavrı kendisinden bekliyorum.Salı gününden bu yana CHP’nin başında durduğu her vakti gereğini yapamadığı zaman dilimi olarak kaydediyorum. Bu zatın “Yüzde 40 oy alamazsam gereğini yaparım” dediğini, ekranlar buna şahit, kılını kıpırdatmadığını da biliyoruz. Bu zat ağzından çıkandan öylesine habersiz ki… Mesela geçen haftaki grup konuşmasında uyuşturucu kullanımı ile ilgili önerge verdik, AK Partililer reddetti dedi. Halbuki bu önerge AK Partili vekillerin desteği ile kabul edilmiş ve araştırma komisyonunun kurulmasına karar verilmiştir.
Dava projesi Amerikan yönetimindeki bir gruba ait
Bu meseleyle ilgili birkaç hususu paylaşmak isterim. Amerika’daki dava, hukuk, adaletle ilgili olmayan bir cambaza bak cambaza oyunudur. Pek çok kuş birden vurulmak hedefleniyor. Birisi, Suriye ve Irak’taki projeye hız verilmek istenmesidir. Davanın projesi Amerikan yönetimi içindeki bir gruba aittir. Amerika’da ülkemizdeki 28 Şubat dönemine benzer bir süreç yaşanıyor. Eski yönetim bakiyesi bir grubun ülkemiz konusunda Trump yönetiminin iradesine aykırı olarak yönetim izlediği anlaşılıyor. Bizim muhattabımız sayın Trump’tır ve öyle de kalacaktır.
Bu davanın Amerikan kamuoyundaki medyasındaki yansımalarına baktığımızda ise bambaşka manzarayla karşılaşıyoruz. Zarrab davasını, Rusya Flynn Trump davasıyla birlikte değerlendiriyor. Amerikan iç siyasetindeki büyük kavganın malzemesi olarak da algılanıyor. Avrupa medyasının da aynı şekilde olduğunu görüyoruz. Ortada FETÖ’nün ve ana muhalefetin güdümündeki bir takım çevrelerin iddia ettiği gibi bir yolsuzluk davası yoktur. Amerika’daki davanın özünde de böyle bir iddia söz konusu değildir, zaten de olamaz. Nasıl 17-25 Aralık’ta yolsuzluk görüntüsü altında ülkemizdeki anayasal düzeni emniyet darbesiyle yıkma çabası varsa, Amerika’daki davada aynı amacı gerçekleştirme niyeti vardır. Davanın iddianamesindeki komplo iddiası doğrudur, ama bu komplo Türkiye’ye karşı kurulmuş bir komplodur.
Darbe girişimidir
Bu dava FETÖ’nün sürecin tam göbeğinde olduğu uluslararası darbe girişimidir. Ben buradan Amerika’ya sesleniyorum. Hala 15 Temmuz FETÖ darbe girişimini anlayamadınız mı? Anlamayacak mısınız? Şu anda Türkiye’nin yargısı başta FETÖ olmak üzere bunların bütün suçlarını yargılayıp ağırlaştırılmış müebbet hapse, müebbet hapse mahkum ederken, bunların dosyaları size gelirken, bunların çok ciddi kısmı Amerika’ya kaçmışken siz hala neyi gizlemeye çalışıyorsunuz? Bu dava ile bunların da ilişkisini görmeniz lazım. Onlar da bu davaları ayrıca takip ediyorlar. Ayrıca hiç kimsenin Türkiye gibi bir ülkeyi Amerikan iç siyasetindeki çekişmelerin, politikalara ilişkin görüş ayrılıklarının malzemesi haline getirmeye de hakkı yoktur.
IŞİD’liler Sana Çölü’ne gidecek
Bu terör örgütünü korumak, kollamak, büyütmek için neler yaptığını, hiçbir inkara imkan vermeyecek açıklıkta anlatmıştır. Bunu zaten bizler de tespit etmiş vaziyetteyiz. Sırf Türkiye’nin operasyonlarına engel olmak için, bu teröristleri Amerika’nın koruması altına alan müttefikin, müttefikliğini nasıl kabul edeceğiz? DEAŞ bahanesiyle yürütülen bu sinsi oyunun gizlenebilecek tarafı kalmamıştır. Bize kimse DEAŞ ile mücadele konusunda ahkam kesmeye kalkmasın. Çünkü Türkiye DEAŞ ile fiilen savaş tek NATO ülkesidir.
Şimdi buradan bir şey açıklıyorum. Rakka operasyonundaki DEAŞ militanlarının sürüleceği yer neresi biliyor musunuz? Mısır Sana Çölü, oraya. Ve orada onlar istihdam edilecekler. Görevlerini daha sonra yakından takip edeceğiz. Lafa gelince hassasiyetlerinize saygı duyuyoruz deyip de sahada her türlü ihaneti yapan bir müttefikle kendimize nasıl ortak bir gelecek kurabiliriz?
Sıkıysa Rusya’ya…
Türkiye’nin ABD’ye karşı bir planı yoktur ama ABD’nin Türkiye planı olduğu artık aşikardır. Bir terör koridoru kurulduğunu görüyoruz. O terör koridorunda üsler…Bu silahlar bu bölgeye niye gelir? Nerede kullanacak bunu Amerika? DEAŞ kalmadı. Suriye’ye mi kullanacak? Suriye ile koalisyonda. Ya İran ya Türkiye sıkıysa Rusya’ya karşı kullanacak.
Kudüs ‘uyarı’sı
Amerika bütün işleri bitirdi de şimdi bu mu kaldı? Netanyahu İsrail’de iç hesaplaşmalarını bitiremiyor. Son ana kadar buradaki mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu bizim diplomatik ilişkilerimizi İsraille koparmaya kadar gidebilir. ADB’yi bölgedeki sorunları daha da derinleştirecek böyle bir adım atmaması konusunda bir kez daha ikaz ediyorum. Dünya artık bir bütündür. Her kim ABD’deki davayı Türkiye’nin iç siyasetinde bir malzeme olarak kullanmaya kalkarsa aynı ihanetin ortağı demektir. Amerika’daki iddiaların değerlendirilmesini bizim yargımız yapmıştır. Kiminle ticaret yapacağımızın kararını da biz veririz. Türkiye BM kararlarına uymuştur.