Gazeteci Öz : Gazetecilik yargılanamaz, mahkum edilemez, insanların özgürlüğüne ket vurulamaz

268 gündür tutuklu bulunan Cumhuriyet yazar, yönetici, muhabir ve avukatlar dün ilk kez hakim karşısına çıktı. Davanın ikinci duruşması bugün görülüyor. Cumhuriyet davasının bugün görülen duruşmasında Murat Sabuncu ve Avukat Bülent Utku ve ardından Güray Öz savunmalarını yaptı. İşte Cumhuriyet yazarı ve okur temsilcisi Güray Öz’ün savunması: 20.00 – Akın Atalay – Vakıf üyeleri 2... View Article

Gazeteci Öz : Gazetecilik yargılanamaz, mahkum edilemez, insanların özgürlüğüne ket vurulamaz
268 gündür tutuklu bulunan Cumhuriyet yazar, yönetici, muhabir ve avukatlar dün ilk kez hakim karşısına çıktı. Davanın ikinci duruşması bugün görülüyor.

Cumhuriyet davasının bugün görülen duruşmasında Murat Sabuncu ve Avukat Bülent Utku ve ardından Güray Öz savunmalarını yaptı.

İşte Cumhuriyet yazarı ve okur temsilcisi Güray Öz’ün savunması:

20.00 – Akın Atalay – Vakıf üyeleri 2 senede bir yenilenir. Savcının sorusu resmi senedin dışında başka kişilere de değişmezlik, anlamına gelir. Benim de görev sürem 2 yıl. Bütün yönetim kurulu üyeleri değişecektir. Balbay’ı niye seçmediniz sorusu biraz tuhaf bir soru. Bu eşyanın tabiatına aykırı.

19.56Güray Öz – Mustafa Balbay CHP’de aktif görev aldı ve başkan adayı oldu. Ergenekon’da tutuklu olması nedeniyle görevine son verilmedi. Herhangi bir siyasi partide görev alan kişilerin yönetici fonksiyonunun olması doğru olmaz. Yeterli oy alamadı ve seçilemedi.

19.55 – Savcı Hasan Bölükbaşı – 18.02.2014’te yönetim kurulu toplantısında Mustafa Balbay yerine Eser Sevinç’in seçilmesi Mustafa Balbay’ın isteği miydi?

19.51Güray Öz – Hayır hiç gelmedi. İlk bahsettiğiniz Ayşe Yıldırım’ın yazısı. Köşe yazarlarının yazılarına müdahale edilmez.

19.50Üye Hakim –  “Sigara izmaritlerini yere atmıyorlar” röportajı, “Fakirhaneme Malikane Diyorlar” manşetine tepkisi geldi mi?

19.45 Okurlar eleştirilerini iletebilirler. Okurlar yazarlarla aynı fikirde olmayabilir. Eğer öyle olsaydı bir yazarı kopyalayıp bir tek onunla devam ederdik. Türkiye’de siyasi tansiyonun yükseldiği zamanlarda Cumhuriyet’in tirajı artar. Kılı kırk yarar Cumhuriyet okuru. Bir kelimenin yanlış yazılmasını bile eleştirir. Pazartesi günleri gazetede eleştiri fırtınası eser, önce onlar okunur, hangi muhabir yanlış yapmış onlar okunur. Manşetten delil olur mu? Haberden delil olur mu? Neye bakacaksınız haberde? Karşıt görüşler var mı? Cumhuriyet’in yaptığı budur. Pek çok gazeteden farklıdır.

19.44 – Mahkeme başkanı Güray Öz’e “Cumhuriyet gerçekten FETÖ’cü oldu mu? Okur ne diyor?” sorusunu yöneltti.

Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasının sürekliliğinin dayandığı temel, uyguladığı vakıf modelidir…

19.35 Anlaşılan artık okur temsilcisinin görevini nasıl yapması gerektiğine savcılar karar veriyor, gazeteciliği yargıladıklarını açık açık yazmakta sakınca görmüyorlar. Tekrar ediyorum, savcılar artık gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiğine kendileri karar veriyor ve yargılıyorlar. Ama gazetecilik yargılanamaz, mahkum edilemez, insanların özgürlüğüne ket vurulamaz.

19.30 Pideciye ettiğim telefon dosyaya giriyor. Pideci FETÖ’den bile soruşturulmamış.Ama ikincisi daha komiktir. İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya’da pidecidir, ben arada bir pide ısmarladığım pidecinin hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım ki… Arada bir, en son da doğum günümde bir pide ısmarlamışız. Yine son edindiğim bilgi ise söz konusu kişinin FETÖ’den değil başka bir olay nedeniyle soruşturulduğunu ve olay hakkında takipsizlik kararı verildiğini gösteriyor. Demek ki savcının iddialarının en başına yazdığı bu iddia da boş çıkmış durumdadır. Peki savcılar, mahkemelere sundukları iddianamelerde hiç araştırmadan bu türden iddialara nasıl yer verebiliyorlar?

19.28  Hazırlanan belge Yayın Kurulu üyelerinin (Ali Sirmen, Prof. Dr. Emre Kongar, Şükran Soner) onayına sunulmuş, daha sonra Vakıf Yönetim kurulunca kabul edilip yayımlanmıştır.

19.26 Bu belge dört kişilik bir komisyon tarafından hazırlandı. Komisyonun üyeleri Güray Öz, Hakan Kara, Tora Pekin ve bu davada savcıların kimi sözleri kanıt gibi gösterilmeye çalışılan kendisinin böyle bir tanıklığı reddettiğini söyleyen Mustafa Balbay’dır.

9.20 –  Yayın politikalarını dengelere göre ayarlayanlar Fetullah cemaatini yere göğe koyamaz hale geldiler. Cumhuriyet gazetesinin ise bu konuda alnı aktır. Öncesinde de sonrasında da gazete bir meczubun peşinden gidenleri uyarmış, takiyeye dikkat çekmiş, yayın politikasındaki tutarlılığı korumuştur.

19.14 Kanunu’nun 91. maddesinde bu konunun altı çizilmektedir. Savcıların bir yayın politikası değişikliğinden söz etmeleri, bu davanın konusunun yazı, haber, makale kısaca gazetecilik olduğunun somut kanıtıdır. Zaten konu gazetecilik olduğu için de savcılar delil diye yalnızca haberden manşetten söz ediyor. Bir Cumhuriyet yazarı ve gazetenin ombudsmanı- okur temsilcisi olarak kendimi gazetelerin yayın politikaları ve Cumhuriyet’in yayın politikası konusunda bilgi sahibi sayarım.

19.10 Savcının suçlamaları hukuki temelden yoksundur. Hemen söylemem gerekir ki suçlamalarda, yasaların suçlamaların şilerle bağlantısının kurulması ilkesi ihlal edilmiş, suçlamaların birtakım emarelere değil somut kanıtlara delillere  dayanması… Gerektiği ilkesi göz ardı edilmiştir. Oysa somut delil zorunluluğu daha gözaltı aşamasında şart koşulmakta, Ceza Muhakemeleri…

19.00 Laik, demokratik bir Cumhuriyet için çaba gösteren gazetecilik ilkelerine ömrü boyunca sadık kalmış bir gazeteci olarak şeriatçı, darbeci terör yöntemlerini benimseyen örgütleri desteklediğim, “üye olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek… Yardım ettiğim” iddiasını şiddetle red ediyorum. Soruşturmayı yürüten savcının FETÖ’den yargılanmasını da iddianamenin mesnetsizliğinin işareti sayıyorum!..