Bastırsak da mı saklasak, kışkırtsak da mı alkışlasak?
Gonca Eren gerici sistemin toplum ve özellikle kadınlar üzerinde kurduğu baskıya karşı bir yazı kaleme aldı.
Bastıralım efendim. En alasından baskı uygulayalım. Kime mi? Ama siz de bir hoşsunuz canım, kime olacak, e kadınlara tabi ki! Ne demişler önce kadınlar (ve tabi ki çocuklar ama sabırsızlanmayın ona da geleceğiz…). Tesettürü olmayan kadını neye benzeteceğiniz konusunda atış serbest. Perdesiz ev benzetmesi çok tutmadı, kabuklu kuruyemişler çoktan unutuldu, hazır mevsimi de gelmişken şimdi de en iyisi mi domatese benzetelim, kabuğu soyulmuş domatese!
Benzetme yapmak yetmez; şortlu, dekolteli gezmeye cüret edeni de biz benzetelim. Benzetelim ki bir daha ortalıkta öyle dolaşamasınlar. Benzetelim ki sokaklara saldığımız yeni ahlak bekçilerine ilham olsun!
Çocuklar demiştik bir de değil mi? Bastıralım efendim. Ama daha en baştan bastıralım, işimizi garantiye alalım değil mi ya! Ağaç yaşken eğilir de diyelim, yılanın başını küçükken ezeceksin de diyelim. Küçücük kız çocuklarının başlarını kapatıp herkese örnek gösterelim. Dinimizi efendim en önemlisi, daha küçük yaştayken dinimiz diye hurafeler ile kafalarını dolduralım ki sonra ileride zararlı fikirler o genç dimağlara üşüşmesin. Eğitim önemli bir husus biliyorsunuz, ne verirseniz onu alırsınız. Biz en iyisi hiçbir şey vermeyelim ki çocuklarınkini değil ama kendi geleceğimizi garanti altına alalım.
Biraz da kışkırtalım efendim. Aile kurumu çok önemli sizin de bildiğiniz gibi. Dünya batsa bu mühim müessese batmamalı mesela. Gerekirse cebren ve hile ile yaşatalım efendim lütfen. Evlenme yaşını da olabildiğince düşürelim ki küçücük kız çocuklarımız aile saadetini erkenden yaşasınlar! Saadet dediysek de kadının sırtından köteği karnından sıpayı eksik etmeyelim aman dikkat.
Ne diyorduk kışkırtalım evet… Hani şu ahlak bekçilerimizi üzerine salarak korkutamadıklarımızı; tacizle tecavüzle korkutalım. Gerekirse öldürelim efendim, sevaptır.
Kışkırtalım efendim. Ama kışkırtırken milli ve manevi değerlerimizin en önemli güvenlik kalkanımız olduğunu sakın ha unutmayalım. Hem kışkırtalım; hem de vatan millet, din, iman çığırtkanlığını da elden bırakmayalım neme lazım: Bize lazım! Bir vakıfta tecavüze uğrayan çocukların sesini “münferit vakalar, dinimize saldırıyorlar” diyerek bastıralım. Çocuk istismarcısı çeteci kardeşlerimizi gördüğümüz lüzum üzerine gerekirse satalım. Diyanet efendim ne güne duruyor. Bir babanın öz kızına şehvet duymasından daha normal ne olabilir ki, bir zahmet bir fetvayla duyuruversin bunu müminlerimize!
Aman efendim normalleştirmeyi de unutmayalım. Magazin hususunu ihmal etmeyelim, normalleştirmek için bulunmaz nimet. Ensest diyorlar, bu ülke gerçeğimiz, her şey de ortalık yerde konuşulmaz ya! Ama gerekirse magazini ihmal etmeyelim. Şöyle yüksek sosyeteden birileri ile normalleştirme şansından daha büyük nimet olur mu? Normalleştirir efendim kendisi, korkmayalım.
Bu kötü koku da nereden geliyor? Böyle ortalık da kalmış çürümüş bir şey var sanki? Neyse efendim ne diyorduk; bastıralım, kışkırtalım, normalleştirelim gerekirse çürüyelim de efendim!