Hafıza-i Beşer | 19 Ekim 1920: John Silas Reed

John Silas Reed, 22 Ekim 1887 yılında ABD’de doğdu. İyi bir atlet ve şairdi. Harvard’ı bitirdikten sonra gazeteciliğe başladı. Bu sırada genel olarak işçi direnişleri, grevlerine yönelik haber ve yazılar yazdı. 1914’te Metropolitan gazetesi adına, Meksika’daki devrimi izlemek üzere ayaklanmanın olduğu bölgeye gönderildi. Burada Panço Villa ile dost oldu. Meksika devrimi hakkındaki izlenimlerini, Rus yönetmen... View Article

Hafıza-i Beşer | 19 Ekim 1920: John Silas Reed

John Silas Reed, 22 Ekim 1887 yılında ABD’de doğdu. İyi bir atlet ve şairdi. Harvard’ı bitirdikten sonra gazeteciliğe başladı. Bu sırada genel olarak işçi direnişleri, grevlerine yönelik haber ve yazılar yazdı.

1914’te Metropolitan gazetesi adına, Meksika’daki devrimi izlemek üzere ayaklanmanın olduğu bölgeye gönderildi. Burada Panço Villa ile dost oldu. Meksika devrimi hakkındaki izlenimlerini, Rus yönetmen Sergey Bondarçuk tarafından 1982’de filme alınacak olan Başkaldıran Meksika adlı kitapta topladı.

Reed’in yaşamındaki en önemli dönem, 1917 Ekim Devrimi sırasında yaşadığı süreçtir. Şubat 1917’den itibaren devrimi izleyen John Reed, buradaki deneyimini Dünyayı Sarsan On Gün kitabında kaleme aldı. 1918 yılında Sovyet Hükümeti’nden başkonsolosluk görevi alarak ABD’ye dönmesine karşın, Amerikan yönetimi bu görevi tanımadı. Amerikan Sosyalist Partisi’ne üye oldu. Partinin yayın organı sayılabilecek “Emeğin Sesi” dergisinde yayımlanan yazıları nedeniyle hakkında soruşturma açılınca, sahte pasaportla Sovyetler Birliği’ne dönerek III. Enternasyonal’in Yürütme Kurulu’na seçildi.

Reed, Bakü’de tifüse yakalanarak 19 Ekim 1920’de hayatını kaybetti.

Dünyayı Sarsan On Gün, 1917 Ekim Devrimi’ni olanca canlılığıyla yansıtan bir kitaptır. Devrimi günbegün izleyen Reed, bir tarihçi titizliğiyle, belgelere dayanarak kurar yapıtını.

Lenin, Dünyayı Sarsan On Gün için yazdığı önsözde şöyle anlatır kitabı:
“John Reed’in ‘Dünyayı sarsan On Gün’ adlı kitabını büyük bir ilgi ve yorulmak bilmez bir dikkatle okudum. Bu kitabı dünyanın her yerindeki işçilere canı gönülden tavsiye ediyorum. Bu, milyonlarca nüshasının basıldığını ve tüm dillere tercüme edildiğini görmeyi istediğim bir kitap. Proletarya devrimi kavrayışı bakımından büyük önem taşıyan olaylar gerçeğe sadık ve son derece canlı bir anlatımla tasvir edilmiş. Bu meseleler halen geniş bir şekilde tartışılıyor, ancak bu fikirleri kabul veya reddetmekten önce, insanın böyle bir kararın ne anlama geldiğini tümüyle kavramış olması gerekir. John Reed’in kitabı, uluslararası işçi hareketinin temel meselesi olan bu sorunun aydınlatılmasında hiç şüphesiz büyük katkı sağlayacaktır.”