Hem futbol hem hokey efsanesi: Bobrov
Vsevolod Mihayloviç Bobrov kimilerine göre Sovyet futbolunun yetiştirdiği en büyük futbolcu. Kimilerine göreyse Sovyet hokeyinin bir numarası... İkisi de doğru!
Kaan Kavuşan
Ekim devriminden beş yıl sonra doğmuştu Vsevolod Mihayloviç Bobrov. 1922 yılının soğuk bir aralık günüydü. O günlerde Sovyet futbolu henüz emekleme aşamasındaydı. Bobrov ise sokaklarda oynayarak tatbik ediyordu futbolu. 13 yaşındayken fabrikada çalışmak için okulu bırakmak zorunda kalan bir çocuktu, iki kardeşi ve annesi babası ondan soruluyordu.
Bobrov’un futbol oynayıp izleyenleri büyülemesinin ardında adeta mitolojik bir şey vardı. Çocukluğu ve gençliği boyunca pek çok kez ölümden döndü Sovyet sporcu. Abisi bir keresinde onu boğulmak üzereyken dereden çekip aldı. Yanan bir evden daha bebekken annesi tarafından kurtarıldı. Az kalsın askerdeyken kendisini bir şey taşıması için eve çağıran karısını kıskandığı için Mareşal Vasili Kazakov tarafından vuruluyordu. 1942’nin o korkunç kışında futbolculuk da yapmış olan Yüzbaşı Dimitri Boginov, yeni gelenler arasında tanıdık bir isimle karşılaşmıştı: Levazım subayı Bobrov…
Savaşın gelip çattığı 1938 yılına kadar Dinamo Leningrad takımında yer almayı sürdüren Bobrov, savaşın ardından ordunun takımı ÇSKA’ya Boginov’un fark edişiyle katıldı. İngiltere turnesi için Dinamo Moskova’da kiralandığında Chelsea, Cardiff ve Arsenal’e karşı goller attı. Futbolu profesyonel olarak yapmasını sağlayacak olan “SSCB Spor Ustaları” sertifikasını hemen kaptı haliyle. Profesyonel olarak ilk maçlarına ÇSKA ile çıktı. 1945-49 arasında peşini bırakmayan diz sakatlığı yüzünden sadece 79 maçta forma giymesine rağmen, 80 gol atarak ünlendi. Beş sezon boyunca 49 maç kaçırmıştı ama efsane olmuştu bile. 3’ü üst üste 4 kere şampiyon olan takımın başarısı ise ona İyosif ve Vasili Stalin’le aynı masaya oturma şansını sağladı.
Vasili Stalin’in dostu
Bu beş sezonun ardından Vasili Stalin’le öyle iyi arkadaş olmuştu ki, o Moskova Hava Kuvvetleri Generalliğine getirildiğinde Bobrov da Hava Kuvvetlerinin takımı VVO’ya geçti iki sezonluğuna. “En yakın yoldaşımdır” diyordu Vasili onun için. Son olarak tek sezon Spartak’ta oynayıp futbol kariyerine son verdiğinde heybesinde 4 lig şampiyonluğu 2 de SSCB kupası vardı Sovyet sporcunun. Milli takımla 3 resmi maç oynayıp 5 gol attı. Resmi olmayan 8 maçta ise 6 kez ağları havalandırmıştı. (O zamanlar çok daha az sayıda milli maç oynandığını göze almayı unutmamamız gerekiyor.)
Bu santrforun yeteneğinin inanılmaz olduğu konuşuluyordu. Korkusuz, çabuk, sezgileri kuvvetli, zorluklarla mücadele etmeye açık, topu tutmayı bilen bir oyuncu olduğu yazılıp çizildi bugüne kadar. Yazar Lev Filatov hakkında şöyle diyordu: “Bobrov yeşil sahaları bir denizcesine ikiye kesen bir tekne gibiydi. Peşindeki koşucular, üstüne asılanlar, yolunu bloke edenler sönen dalgalar gibi arkasında kalıyordu. Kalenin önünde futbol tanrısı gibiydi, arzulu ve öfkeli, engel tanımazdı. Bunların hepsi illüzyon gibiydi.” Uzun boylu ama esnek Bobrov kalenin önüne geldiğinde asla paniklememesiyle ünlüydü. Şutları bir nişancıya yaraşır biçimde bomba gibiydi. Ünlü teknik adam Boris Arkadyev onun için “Futbolun Şalyapin”i demişti.
İki takımın da kaptanlığını yaptı
Ancak daha ilginç olan şey Bobrov’un futbola başladığı andan itibaren aynı zamanda ÇSKA’nın buz hokeyi takımında da oynamasıydı. Sosyalist ekolün komple sporcu dediklerindi. İlk mesleği futbolculuktu ama hokeyde de büyük başarılar kazandı. Takım 7 kere Sovyet şampiyonu olurken, Bobrov bu sporda 130 maçta 254 gol kaydetmişti. Sovyet Milli Takımı’yla 1956 ve 58 Olimpiyatlarında altın madalya kazandı. Böylece hem futbolcu hem de hokeyci olarak milli takım kaptanlığı yapmış olmasının yanı sıra, iki farklı takım sporuyla Olimpiyatlar’da yer alan ilk sporcu da oldu. (Olimpiyatlardaki efsane SSCB-Yugoslavya futbol maçında durum 5-1 iken skoru 5-5’e getiren gollerden üçü onundu.)
1950 yılında VVS Moskova’nın hokey takımını taşıyan uçağın düşmesi sebebiyle neredeyse takımın tamamı ölmüştü. Bobrov da o uçakla beraber düşebilirdi ancak yine fizik kurallarını zorlayan bir rastlantı sebebiyle uyuya kalmış ve uçağı kaçırmıştı…
Gece hayatının varlığı bilinirdi ancak bu onun kimilerince “Sovyetler Birliği’nde yetişmiş en iyi atlet” olarak görülmesine engel olmadı. Uçağı kaçırış sebebi için mantıklı bir zemindi bu. Ancak anti-komünist tarihçilerin kendi hayal alemlerinde iddia ettiği uçağın düşeceğinin Vasili Stalin tarafından bildirildiği iddiası, anti-propagandanın ne akıl almaz bir duruma geldiğinin göstergesi farz edilebilir elbette.
1952 yılında sporu komple bıraktığında hemen SSCB Komünist Partisi’ne katıldı Bobrov. 1976’da daha 56 yaşındayken akciğer embolisi yüzünden hayatını kaybettiğinde hem sporda hem de savaşta ülkesine en iyi şekilde hizmet edip efsane olalı çok oluyordu…