22 kişinin bir topun peşinden koştuğu söylenen dönemler geride kaldı. Türkiye solunda ise geçmişte lümpenlikle eş değer görülen futbolun artık bir “heyecan” kaynağı olduğu söylenebilir.
Sol, taraftar gruplarının Haziran Direnişi’nde öne çıkmasıyla ve ardından sonu gelmeyen AKP protestolarıyla birlikte bir “muhalefet” odağı bulduğunu düşünerek futbol üzerine düşünmeyi sürdürüyor.
Bununla birlikte, futbolun bugün içeriğini belirleyen ekonomisi, kural koyucu federasyonları ve bu dünyanın “gladyatörleri” futbolcular ile solun tribünlerde gördüğünden çok daha farklı bir dünyası var.
Türkiye solunun liberallerden ödünç aldığı “endüstriyel futbol” yanlışlığı ve taraftar güzellemeleri arasında futbolun geldiği noktada neyi temsil ettiği çoğunlukla tam anlaşılamıyor.
PUSULA’da bu hafta dosya yazısı olarak “Endüstriyel değil piyasacı” ile birlikte Serdar Kızılboğa’nın “Bir kapitaliste aşık oldum: Futbol“, Alev Doğan’ın “TFF kötü de FIFA ve UEFA iyi mi?” ve Ozan Can Atakol’un “Futbolun değişen aktörleri: Futbolcular” başlıklı yazılarıyla futbolun ekonomi politiğini, federasyonları ve futbolcuları ele alıyoruz.
İyi okumalar dileriz…
Bu haber en son değiştirildi 20 Eylül 2017 14:41 14:41
Türkiye Komünist Hareketi'nin (TKH) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı…
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Yenidoğan çetesi skandalı hakkında Eski Sağlık Bakanları Mehmet Müezzinoğlu, Recep Akdağ,…
Ahmet Özer'in tutuklanmasının ve yerine kayyum atanmasının ardından belediyede kamu ve özel teşebbüse ait hizmetlerde…
Milli Savunma Bakanlığı, Kara Harp Okulu resmi mezuniyet töreni sonrasında yaşanan kılıç çatma töreni sonrasında…
Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde itirafçı olan…
Hamas'ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye, Gazze'de ateşkes görüşmeleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. el-Hayye, "Gazze'nin…