Hülya Avşar'ın 'dekolte'sinde buluşan gericilik ve demokrasi...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın iftarında "dekolte" giydiği iddiasıyla AKP'lilerin hedefi olan Hülya Avşar açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iftarında “dekolte” giydiği iddiasıyla AKP’lilerin hedefi olan Hülya Avşar açıklama yaptı.
Avşar’ın yaptığı açıklama ile birlikte, gerici AKP iktidarının ülkemizi getirdiği yer bir kere daha gözler önüne serildi. AKP iktidarına yamanmayı ve yandaşlığı kendine ülkü edinen ve “sanatçı” olarak lanse edilen tipler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği davet ya da iftar gibi programlara ikirciksiz katılıyorlar.
Geçtiğimiz gün yapılan iftarda da, Hülya Avşar’ın giydiği elbise, sosyal medya üzerinden konu edilerek gericiler tarafından #HülyaAvşarDekolteniKapat propagandasına başlanmıştı. HÜlya Avşar, konu ile ilgili bugün Hürriyet’ten Cengiz Semercioğlu‘na konuştu ve Erdoğan ailesini överek, onların aslında ne kadar “demokrat” olduklarının mesajını verdi.
Böylece ülkemizde “demokrasi kültürü” ile gericiliğin nasıl iç içe geçebileceğinin bir örneği daha karşımıza çıktı. Avşar, “bazıları Tayyip Erdoğan’dan daha muhafazakar” diyerek, Erdoğan’ın aslında gerici olmadığını savundu.
“Böyle bir konunun gündeme gelmesine bile inanamıyorum.” diyen Avşar, Erdoğan ailesinin giyim kuşamla problemi olmadığını öne sürerken, “Orada herkes olduğu gibi kabul edildiği için ben de o iftara gittim zaten. En ufak bir rahatsızlık hissi, en ufak bir garip bakışları olmadı. Bana sosyal medyada yazılanlardan sonra anladım ki, bazıları Tayyip Bey’den daha muhafazakâr” ifadelerini kullandı.
“O elbiseyi giyip de gidemeyeceğim bir ortam olsaydı, zaten gitmezdim. Tarzımı, karakterimi değiştiremezsin benim. Ben yıllardır kimsem, neysem oyum.” diyen Avşar, Erdoğan ailesini de konu üzerinden şu sözlerle övdü:
“Millet omuz dekoltesini konuşuyor ama iftarda asla konuşulan bir konu değildi bu. Aksine hiçbir yerde rahat edemediğim kadar rahat ettim orada. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizim arkadaşımız gibiydi masada, herkese karşı sıcaktı. Arkadaşlar içinde yanına gidip konuşanlar oldu. Hiçbir gerginliği hissedilmiyordu, son derece rahattı. Hatta biz bir ara Muazzez Ersoy’la sanat müziği şarkıları bile mırıldandık, o kadar rahattı masa.”