Hüsnü Mahalli: Türkiye karşısında Rusya, İran ve Suriye'yi bulacak
Gazeteci Hüsnü Mahalli, Türkiye'nin Rakka ve Menbiç'e yönelik operasyon girişimlerini değerlendirdi.
Gazeteci Hüsnü Mahalli, Türkiye’nin Suriye topraklarında devam eden El Bab operasyonu ile Rakka ve Menbiç’e yönelik operasyon girişimlerini değerlendirdi.
Mahalli, “Türk ordusu ‘ben Suudi Arabistan’la, Katar’la ve Amerika ile bu süreci yürüteceğim’ derse karşısında PYD, Suriye ordusu ve Rus uçakları ile İran’ın savunmasını bulacak. Ya çizginin bu tarafına geçer sorunu kendi içinde çözer ya da bölgenin yıkımı olur” yorumunda bulundu. Mahalli, İran ile Suriye konusunda yaşanan gerilime ilişkin de, “İran 3. dünya savaşı çıkarır ne Suriye’den ne de Lübnan Hizbullahı’ndan vazgeçmez.” dedi.
Mahalli, Suriye’de BM gözetiminde bir seçim olması durumunda Beşar Esad’ın en az yüzde 70 oyla seçilebileceğini savunurken, “Çünkü Suriye halkı başına ne geldiyse siyasal ve radikal İslamcılardan geldiğinin farkında.” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet’ten Ali Açar‘a konuşan Mahalli’nin yanıtları şöyle:
“Suriye toplumu radikal İslamcıların ruh hastalarının yaşamlarını kabullenemez”
2012 yılında Suriye’de Esad değil, Türkiye kaybedecek demiştiniz. Bugün gelinen noktada ABD ve Rusya çözümün Esad’sız olamayacağını gördü. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Arap Baharı başladığında ben bunun bir kanlı oyun olduğunu söylemiştim. O bölgeyi sokak sokak ve tüm insanına kadar bilirim. 40 yıllık gazetecilik mesleğimi de yalan söyleyerek heba edecek değilim. İstihbarat raporları, Suriye’deki İslamcıların palavraları ve ordudan kaçan üç beş generalin söyledikleri ile yorum yapanların bataklığa saplandığını gördük. Yine söylüyorum Esad gitmeyecek ve gitmez. Suriye direnecek ve kazanacak. Çünkü Suriye toplumu bu radikal İslamcıların ruh hastası sapıkların yaşamlarını kabullenemez. 360 bin kişilik Suriye ordusu 100 bin kişilik terörist gruplarla savaşıyor. Suriye’nin ordusu dağılmadığı için bugün ayakta.
“ABD işgalci durumda”
TSK’nin El Bab, Rakka ve Mınbiç’e yönelik operasyon fikrini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eğer Türkiye Suriye’nin geleceğini Rusya ve İran ile birlikte dizayn edecekse orada ne Amerika kalabilir ne de Rojava konusunda bir şey yapabilir. Türkiye şimdiye kadar yaptığı savaş politikasının tersine barışçıl niyetle İŞİD’i çözer. Ben Suudi Arabistan’la, Katar’la ve Amerika ile bu süreci yürüteceğim derse bırakın Rakka’yı çözmeyi Türk ordusu karşısında PYD, Suriye ordusu ve tepesinde Rus uçakları ile aşağıdan İran’ın savunmasını bulacak. Ya çizginin bu tarafına geçer sorunu kendi içinde çözersin ya da bu bölgenin yıkımı olur. Ayrıca Rusya’nın Suriye’de varlığı uluslararası hukuka uygun çünkü Suriye devleti çağırmış durumda. ABD şu anda saldırgan ve işgalci durumunda. Dolayısıyla Amerika Rakka’da operasyon yapamaz. Suriye ordusu şu veya bu biçimde Rakka’ya girecektir. Halep’i temizlediler ve oradaki küçük gruplarla uzlaşmaya varıyorlar. Gücünü oraya kaydırmaya başladılar. Türkiye açısından asıl sorun İdlib’dir. Türkiye’ye 15 kilometre sınırı var. Maksimum 50 bin civarında tankı, füzesi ve kimyasal silahı olan Nusra’cı bir yapı var ve onların durumu ne olacak. Bu İŞİD bitse bile Türkiye’nin başını ağrıtacak sorun olarak devam edecek. Ayrıca El Bab’ı aldık diyorlar ancak kimse giremedi. Bunları ÖSO’nun sitelerinden takip ediyorum.
Rusya’dan PYD hakkında çelişkili açıklamalar geliyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlk Cenevre toplantısının yapıldığı 2013 yılında PYD’nin katılması yönünde tavır koydu. Türkiye itiraz etti ve toplantının yapılması için sesini çıkarmadı. Ruslar her zaman PYD ile irtibat halindeydi. Salih Müslim Rus yetkililerle görüştü. Çelişki falan yok. Ruslar böyle bir kartı Amerikalılara verecek kadar aptal değil. Suriye’nin kaderinin belirlenmesinde Kürtler ciddi faktör. O kartı ABD ve Batılı ülkelere vermezler. O yüzden Rusya’dan hiç çelişkili açıklama gelmediğini görürsünüz.
“Esad yüzde 70’le kazanır”
Suriye’de bugün seçim olsa nasıl bir siyasi sonuç ortaya çıkar?
Suriye’de her şey bir sisteme oturduğu zaman demokratik ortamda ve BM gözetiminde yapılacak seçimde Esad en az yüzde 70 oy alır. Çünkü Suriye halkı başına ne geldiyse siyasal ve radikal İslamcılardan geldiğinin farkında. Esad yönetiminin yüzde yüz demokratik olmadığı ve yolsuzluk iddiaları doğrudur. Suriye halkı 2011 öncesi ile bu dönemi değerlendirecek ve kararını verecektir. Çünkü Suriye halkı aydındır.
Türkiye ile İran arasındaki gerilimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bizleri neler bekliyor?
2011 yılından bu yana siyasi iktidar Esad’ın Alevi oluşundan dolayı İran’ın destek verdiğini söyleyerek suçladı. Türkiye-İran ve Rusya arasında Suriye konusunda güvensizlik başladıysa bu bölgeye yansıyacaktır. Suudi Aarabistan ve körfez ülkeleri Türkiye’yi İran’a saldırtmak istiyor. Bizim bunlarla bölgeyi dizayn etmeye kalkmamız akla ziyan. Suriye ve Irak macerasından sonra İran ile karşı karşıya gelebilmeyi düşünüyorlarsa bölge tamamen bitsin. İran 3. dünya savaşı çıkarır ne Suriye’den ne de Lübnan Hizbullahı’ndan vazgeçmez.
Türkiye’de başkanlık sistemi tartışmaları sürüyor. Sonucun Evet ya da Hayır çıkması Türkiye’yi ve bölgeyi nasıl etkiler?
İlham Aliyev’in eşini birinci danışmanı olarak atamasını nasıl nasıl görüyorsunuz? Hayır da çıksa Evet de çıksa cumhurbaşkanı aynı yetkileri kullanmaya devam edecek. Azerbaycan’da referandum olduğunda ben Aliyev’in eşini birinci danışmanı olarak atayacağını söylemiştim. Orada da müthiş bir yoksulluğun yanında demokrasi yok. Muhalefet susturulmuş, medya tamamen elinin altında. Aynı anayasa sürecini ve benzer maddeleri onaylayacağız. Umarım burası için örnek olmaz. Maalesef Türkiye Ortadoğulaştı ve bunu hak etmiyor.
‘Umarım onlar da özgürlüklerine kavuşur’
Gözaltına alınma sürecinizi ve yaşadıklarınızı anlatır mısınız? Tutuklanacağınız hiç aklınıza gelmiş miydi?
Telefon ve sosyal medya tehditleri ile yandaş medyanın hakkımda yaptığı programlar nedeniyle böyle bir şey olacağını bekliyordum. Ben 5 yıldır Arap Baharı denilen iğrenç oyun oynandığından bu yana aynı çizgimi koruyorum. 2011 yılına kadar da iktidarın Ortadoğu politikasını destekliyordum. Attığım tweetler üzerinden beni devlet büyüklerine hakaretle suçladılar. Ondan sonra hastane süreci başladı ve oradaki koşullar cezaevinden daha kötüydü. Üç tarafımda askerlerle beraber kalıyordum. Cezaevinde ise gazetenizin avukatı Bülent Utku ve Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu ile birlikte kısa bir süre kaldık. O süreçte onların çok desteğini gördüm. Umarım yakında onlar da özgürlüklerine kavuşurlar.