Marksist Manifesto dergisi Ekim Devrimi’nin 100. yılı dolayısıyla “100. Yılında Ekim Devrimi Sempozyumu” düzenleyecek.
15 Ekim’de Kozyatağı Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan sempozyum Ekim Devrimi’nin ve Sovyetler Birliği’nin insanlığa kazandırdıklarını yeniden hatırlamak ve bugün ile bağını kurmak amacıyla toplanacak.
Gazete Manifesto olarak sempozyumda tebliğ sunacak isimlerin sempozyum hakkındaki görüşlerini aldık.
Sempozyum ile ilgili paylaşacağımız onaltıncı görüş Araştırma Görevlisi İlke Kızmaz’a ait. Kızmaz’ın sempozyuma sunacağı tebliğ’in konusu “Sovyetler Birliği’nde Sanat” olacak.
Ekim devriminin ve dolayısıyla bu sempozyumun bugün için önemi nedir?
Ekim Devrimi, insanlığın eşitlik ve özgürlük hayalinin gerçeğe dönüştüğü, sosyalizmin tarihte ilk kez ete kemiğe büründüğü bir dönüm noktasıdır. Ekim Devrimi ile başta Sovyetler Birliği topraklarındakiler olmak üzere dünyadaki tüm emekçiler tarihin başlangıcından bu yana en ileri hakları kazanmışlardır. Sovyet yurttaşları barınma, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi en temel insan haklarına Ekim Devrimi sayesinde eşit ve ücretsiz olarak kavuşabilmiş, SSCB dışında kalan emekçiler ise kapitalist devletlerin sosyalizm korkusu yüzünden birçok sosyal kazanım elde edebilmişlerdir.
Böylesine önemli bir tarihsel kırılma noktasının 100. Yılında devrimin ve SSCB’nin sadece hoş bir mazi olmadığının hatırlatılması ve derslerle dolu SSCB tarihinin ve Ekim Devriminin bilimsel olarak ele alınmasının ve tartışılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye siyasetinde 2014 yılı itibariyle bir çözülme yaşamış olan komünist hareketin Ekim Devriminin 100. Yılında tarihinden çıkartacağı dersler ile yeniden bir derleniş sürecine gireceğine, bu Sempozyumun Türkiyeli komünistlere yükseliş için gerekli politik-teorik zemini oluşturmada yardımcı olacağına, 100 yıl önceki Bolşevik yoldaşlarıyla aralarında bir köprü kuracağına inanıyorum.
Sempozyuma sunacağınız tebliğin içeriğinden biraz bahsedebilir misiniz?
“Sovyetler Birliğinde Sanat” adlı tebliğ devrimle birlikte 20. Yüzyıla damgasını vuracak bir sanat yaşamını inşa etmiş ve insanlık tarihinin en görkemli sanatsal üretimlerini yaratmış olan Bolşeviklerin SSCB’nin sanat politikalarını Marksist zeminde nasıl kurduklarını okuyucuya aktarma amacı güdüyor. Sovyet sanatçı ve aydınlarının sanat üzerine teorik tartışmalarını genel bir çerçeve ile sunmaya çalıştım. Bu tartışmaların komünistlerin sanat anlayışına dair bugüne de ışık tutacağına inanıyorum.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
AKP gericiliğinin her geçen gün daha da karanlığa boğduğu ülkemizde emekçi halkımızın biricik kurtuluşu sosyalizm için mücadele eden ve bu yolda Ekim Devrimi Sempozyumunu örgütleyen, bilimin ve aklın yolundan şaşmayan tüm komünist devrimcilere saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.
Yaşasın Marksizm-Leninizm!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
Bu haber en son değiştirildi 16 Ekim 2017 09:29 09:29
Ülkenin her alanında ayrı bir yıkım yaratan rejim, suç ittifakına dönüşmüş durumda. MHP’li 3 vekilin…
ABD Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı Netanyahu hakkındaki tutuklama emrinin "rezalet" olduğunu…
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin davasında abla Selma Ateş’e saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt,…
Ali Yerlikaya bakanlığının bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Muhalefet milletvekilleri kadın cinayetleri ve KADES uygulamasına…
AKP’li İzmir Menemen Belediyesi’nin 2023’te bir ay içinde 40’a yakın konser ve etkinlik yaptığı ortaya…
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…