Marksist Manifesto dergisi Ekim Devrimi’nin 100. yılı dolayısıyla “100. Yılında Ekim Devrimi Sempozyumu” düzenleyecek.
15 Ekim’de Kozyatağı Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan sempozyum Ekim Devrimi’nin ve Sovyetler Birliği’nin insanlığa kazandırdıklarını yeniden hatırlamak ve bugün ile bağını kurmak amacıyla toplanacak.
Gazete Manifesto olarak sempozyumda tebliğ sunacak isimlerin sempozyum hakkındaki görüşlerini aldık.
Sempozyum ile ilgili paylaşacağımız sekizinci görüş Türkiye Komünist Hareketi Merkez Komite üyesi Irmak Ildır’a ait. Ildır’ın sempozyumdaki konuşması “Sovyetler Birliği çözülüşü sonrası dünya” üzerine olacak.
Ekim devriminin ve dolayısıyla bu sempozyumun bugün için önemi nedir?
Ekim Devrimi sadece tarihi önemi nedeniyle değil, aynı zamanda bugüne bıraktıklarıyla da değerlendirilmesi gerekiyor. 1917 Ekim’i bir kırılma anından fazlasıdır. Ekim, tarihte açılan bir sayfadır ve bu sayfada insanlığın eşitlik ve özgürlük arayışının somutlanması vardır. Reel sosyalizmin çözülüşü ile bu sayfanın kapatıldığı iddia edildi, lakin iş o kadar kolay değil. Sadece Türkiye’de değil, Dünya’nın dört bir yanında insanlığın eşitlik ve özgürlük arayışı sürüyor. Bu arayışlar mutlaka Ekim’in açtığı kanalla buluşacak.
Dolayısıyla Ekim Devrimi’nin insanlığa kazandırdıklarını açığa çıkaran ve bugün reel sosyalizmin ardındaki Dünya’ya ne olduğunu ortaya koyacak sempozyumun değeri net bir biçimde anlaşılabilir. Sempozyum toplumumuzun arayışlarının nereden besleneceğine dair yanıtı da cevap vermeye çalışacak.
Sempozyuma sunacağınız tebliğin içeriğinden biraz bahsedebilir misiniz?
Sempozyumun içeriğini inceleyecek olursanız, Ekim Devrimi’nin siyasette, ideolojide, kültürde, sanatta, sporda ve bilimde etkilerinin neler cevap arandığını fark edersiniz. Sempozyumun katılımcılarından biri olarak Ekim Devrimi sonrası Dünya’nın nereye gittiğine odaklanmaya çalışacağım yapacağım sunumda.
Aslında bu sunum son 25 yıllık tarihi kapsadığı için “yakın dönem anlatısından” fazlasını içermeye çalışacak. Sunumumda “Tarihin sonu” gevezeliklerinin ve “Medeniyetler Çatışması” adı altında pazarlanan fikirlerin emperyalizmin bölgemizi nasıl şekillendirdiğine kaynaklık ettiğini, son 25 yılın bilançosunun neler olduğunu dökmeye çalışacağım. Bir nevi hepimizin yaşadıklarını satır aralarında kalanlarla birleştirerek sunma gayretindeyim. Günümüzün dağınık ve savruk aklına karşı böyle bir toparlama faaliyetine girişmek epeyce zorlu ama zihin açıcı olduğu kanısındayım.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ekim Devrimi sadece tarihteki bir anı değil, yaşanan bir sürecin parçasıdır. Bugünle kavgası olanların mutlaka günceli tarihe bağlaması gerekiyor. O yüzden “arayışı” olanların bu sempozyuma katılması “altın değerinde” olduğu düşüncesindeyim. Bu nedenle Gazete Manifesto okuyucularını sempozyuma davet ediyorum.
Bu haber en son değiştirildi 22 Ekim 2017 23:00 23:00
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…