Salih Tuna, 2006 yılından bu yana yazarlığını sürdürdüğü Yeni Şafak gazetesinden ayrıldıktan sonra ilk kez konuştu. Sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada gazetenin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül’e tepki gösteren Tuna, “En ufak eleştiri karşısında ne yaptığını, daha doğrusu kırk yıllık dostların arasını açmak pahasına ne yaptırdığını herkes gördü” ifadesini kullandı.
Tuna’nın açıklaması ile birlikte meseleyi köşesinde gündem yapan Star Gazetesi yazası Ahmet Kekeç de, geçen sene sosyal medyada dolaşıma giren “Medyada İrancı İstemiyoruz” başlıklı propagandanın hedefinde Salih Tuna, Akif Emre ve Mahmut Erol Kılıç’ın olduğunu hatırlatıp, Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül’ü “linç kampanyası” karşısında sessiz kalmakla suçlamıştı.
Ahmet Kekeç’ten “saygın yazar” olarak bahseden Salih Tuna’nın sosyal medya hesabında yaptığı paylaşım şöyle:
“O müstekreh linç bildirisi üzerine Akif abinin fakiri arayıp, ‘Ne yapmak lazım’ derken ki o hüzünlü, o kırgın sesi kulaklarımdan gitmek bilmiyor. Tıpkı Akif Emre’li o fakülte gezi fotoğrafımızın ‘sansürlenmesinin gözlerimin önünden gitmediği gibi.’
‘Yayın sorumlusu’ olduğun gazetenin yazarları linç edilirken ‘sükut suikastı’ uyguladığını bir başka gazetenin yazarı yüzüne vurduğunda, ‘ah keşke susmasaydım’ diye hayıflanıp, dizlerini döveceğine, vicdani sorumluluk gereği uyarıda bulunan o saygın yazara hakaret ettirdin.
Sakın yine ‘beni de linç ediyorlar’ deme; en ufak eleştiri karşısında ne yaptığını, daha doğrusu (kırk yıllık dostların arasını açmak pahasına) ne yaptırdığını herkes gördü.”
Bu haber en son değiştirildi 8 Haziran 2017 14:57 14:57
Diyarbakır’da 4 Ocak’ta düzenlenecek “Abdullah Öcalan’a özgürlük” mitinginin konuşmacıları belli oldu. Eski HDP Milletvekili Leyla…
Türkiye’de solun yön arayışı, kendi bağımsız hattını örgütlemekten geçecek. Solu konu edinen bu sayımızın yol…
Daha açık konuşalım: TKP, kendi tabanından ve örgütünden basınç yedikçe yalpalamakta, bu baskıya göğüs geremediği…
2010 yılındaki ilk yetmez ama evet süreci AKP iktidarına güç vermiş, devleti ele geçirmenin kapıları…
Sol ne rejimin demokrasi süsü ne de düzen muhalefetinin payandasıdır. Siyaset yapma ya da duyulma…
Kapitalizm ulusal sınırları gevşetip genişletirken küresel sömürüyü de artırır; bu çelişki ancak proleter devrimle çözülebilir…