İsmailağacılar Kış Festivali'nde gerici propagandaya kalkıştı
İsmail Cemaati'ne mensup gericiler Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali'ne (EYOF) gelerek sporcu ve yöneticilere dinci propaganda yapmaya kalkıştı.
AKP döneminde Türkiye’deki faaliyetlerini daha da hızlandıran İsmailağa Cemaati adlı gerici yapılanmanın üyeleri, Erzurum’daki 13’üncü Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali’ne (EYOF) gelerek sporcu ve yöneticilere dinci propaganda yapmaya kalkıştı.
Türkiye’nin ilk kez ev sahipliği yaptığı, Erzurum’daki 13’üncü Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali’ne (EYOF) katılan sporcu ve yöneticilere 3 dilde bastırılanı Kur’an-ı Kerim dağıtmaya çalışan gericilerin girişimi, güvenlik engeline takıldı.
İstanbul ve Bursa’dan geldiklerini söyleyen İsmailağa Cemaati’ne mensup 32 kişilik ‘irşad ve tebliğ’ ekibi, EYOF’un yapıldığı Palandöken, Kayakla Atlama Kuleleri ve Buz Hokeyi salonlarına gruplar halinde giderek, tercümanlar eşliğinde, sporcu ve yöneticilere İslam’ı anlatıp bastırdıkları İngilizce, Rusça ve Fransızca basılan Kur’an-ı Kerim ve el ilanlarını dağıtmak istedi. Cübbe ve sarıkları ile kayak pisti, atlama kuleleri ve buz hokeyi salonunda dikkatleri üzerlerine çeken cemaat üyeleri, amaçlarının yabancı sporculara İslam’ı anlatmak olduğunu söyledi. Ancak görevli polisler ve özel güvenlik görevlileri, cemaat üyelerinin sporcuların bulunduğu alanlara girmesine izin vermedi ve uzaklaşmalarını istedi.
“İnsanları imana davet etmek lazım”
Yarışların, antrenmanların yapıldığı ve sporcuların dinlendiği alanlardan uzaklaştırılan İsmailağa Cemaati üyeleri, daha sonra bölgeden ayrıldı. Kendilerinin cemaatin ‘irşad ve tebliğ ekibi’nden olduklarını belirten Ömer Sert, “Bize bunun uluslararası bir program olduğu söylendi ve güvenlik nedeniyle izin verilmedi” dedi. Ömer Sert, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Son Peygamber geldi, gitti. Şimdi İslam’ı insanlara kim anlatacak? Başta alimler ve hocalar olmak üzere biz Müslümanlar bu görevi yapmalıyız. Biz de bu iş için Bursa ve İstanbul’dan geldik ama maalesef güvenlik nedeniyle sporcularla görüşemiyoruz. İnsanları imana davet etmek lazım. Bilmiyorlar, bilseler onlar da iman edecekler. Geçmiş senelerde yapılan birçok organizasyonlara katılıp, tercüman vasıtasıyla onları imana davet ettik, anlattık. Cenab-ı Hak hiçbir şeyi boşuna yaratmamıştır. Yarattığı her şeye görev vermiştir. Ufacık arıya görev verdi, bal yaptırıyor. Kimin için, bizim için. Ama, ‘İnsanı başı boş mu yarattım?’ diyor cenabı hak. ‘Sana görev vermedim mi? Bir gün seni şu dünyadan sonra ahrette hesaba çekmeyeceğimi mi zannediyorsun.’ Rabbimiz bizi böyle tefekküre sevk ediyor, yani görev veriyor. Onun için biz görevliyiz. Allah’ın gönderdiği Kuran-ı Kerim’i anlatacağız ve insanlara bunu tebliğ edeceğiz. Bütün peygamberler bunun için geldi. Allah bütün peygamberleri ‘Kullarımı uyandırın’ diye göndermiştir. Yabancılara 3 dilde Kur’an-ı Kerim ve broşür bastırdık, kendilerine ulaşabilirsek hediye edeceğiz. Kur’an-ı Kerim’den ayrı kitaplar da bastırdık. Bize bunun uluslararası bir program olduğu söylendi ve güvenlik nedeniyle izin verilmedi. Geçen senelerde bizim ülkemizde İnciller dağıtıldı. Biz ise kendi ülkemizde Kuran-ı Kerim dağıtamadık.” (DHA)