“Karanlığa Sırtını Dön, Başkanlığa Hayır De!” diyen Sosyalist Liseliler’in çağrısıyla yapılan, “Hayır Diyen Liseliler Buluşuyor” etkinliği dün Aksaray Su Gösteri Sanatları Merkezi’nde gerçekleşti.
Etkinlik eşitlik, özgürlük ve devrim mücadelesinde yitirdiklerimiz anısına saygı duruşu ile başladı.
“Ilımlı İslam denilerek yaratılmaya çalışılan dindar ve kindar nesil yeni bir dönemin kapısını araladı”
Etkinlikte yaptığı konuşmada, okullarda, cemaat yurtlarında ortaya çıkan cinsel istismar olaylarına değinen Elif B., iktidarın yeni düzenlemelerle getirdiği iyi hal indirimlerine değindi. Yeniden tecavüz ve taciz vakalarıyla, yeni Cansel vakalarının yaşanmaması için, liselerde laiklik ve aydınlanma mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğini belirtti.
Elif B., “Birçok okulun kapatılıp, imam hatip olması, karma eğitimin kaldırılmaya çalışıyor olması, eğitim hakkımızı gasp ederken kadın olarak yaşadığımız diğer sorunlarla birlikte mücadelenin neresindeyiz? Kendi çıkarları doğrultusunda alanlarda, meydanlarda sözde kadınların egemenliği için Evet denilmesi gerektiğini savunuyorlar. Zamanında kadınların sokakta gülmesine, tek başına yürümesine karşı çıkan zihniyet şimdide kadınları sokaklara, alanlara davet edip oy istiyor. İşte biz bu iki yüzlülüğe riyakarlığa, sahtekarlığa HAYIR diyoruz. Kadın cinayetlerine ve şiddete alışmayacağız. Yaşam tarzımıza müdahale edilmesine izin vermeyeceğiz. Kadın bedeni üzerinden gericiliğe alan açmaya çalışanlara boyun eğmeyeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Elif B.’nin konuşmasının ardından meslek liseliler adına Boran Arslan konuşmasını yaptı.
Meslek lisesi öğrencileri adına konuşan Boran Arslan, “Bizleri genç yaşta işçileştirilen bu sistem meslek liselerini yıllarca gericiliğin, milliyetçiliğin kalesi haline getirdi. Bunun sebebi ise, genç yaşta işçileşen bizleri meslek hayatımızda grevlerden, hak arayışımızdan uzakta tutmak istemeleridir.
“Bizler üniversite kazanmak için normal bir liseliden daha fazla çaba harcamak zorundayız. Üniversite tercihlerinde ise belirledikleri bölümlerin dışında, bir üniversiteye yerleşmemiz için tüm sosyal yaşantımızı bitirmemiz gerekiyor. Oysa ki; tiyatroya gitmek, sinemaya gitmek, spor yapmak, kitap okumak, eğlenmek bizlerin de hakkı.
“Bizlerden gençlik yıllarımızı fabrikalarda geçirmemizi istiyorlar. Kendimizi geliştirmemiz, yetiştirmemiz adına staj yapma zorunluluğumuz var. Staj yapmak, teori de mesleki eğitimin bir parçası olsa da, pratikte staj yapılan yerin bir elemanı daha var demektir. Daha az ücretle çalıştırdığı, gel bu işi de öğreteyim diyerek daha fazla sömürdüğü bir eleman, eğitim hayatını, can güvenliğini düşünmediği bir eleman…
“Bizler biliyoruz ki staj yapılan ortamlar denetlenmemekte, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmamaktadır. İki yıl önce Gebze’de staj yaparken elektrik akımına kapılan Oğuzhan, hayatını kaybetti. Yine geçtiğimiz aylarda staj yaparken yanan Fatih arkadaşımız hayatını kaybetti. Bizlerin adını bile bilmediği bir çok arkadaşımız staj yaptıkları yerde yaralanıyor veya talihsizce ölüme mahkum ediliyor. Bizler bu kadere boyun eğmeyeceğiz.
“Biz meslek liseli gençler olarak sömürü düzenine HAYIR diyoruz.” dedi ve Nâzım Hikmet’in “Düşman” şiiriyle sözlerini bitirdi.
“Her seferinde bodoslayan ve kandırıldık diye bahane üreten bu hükümetin amacı aslında bizi kandırmaktır”
Sosyalist Liseliler adına söz alan Volkan Deniz Güler ise şöyle konuştu: “Ülkemizin içinde bulunduğu iç karartan sorunlar yetmezmiş gibi bir de yanına başkanlık sistemi eklemeye çalışıyorlar. Mevcut sistemin bozukluğundan şikayet eden iktidar, kendilerinin 15 yıldır koltuk başında olduklarının farkında değiller maalesef…
“Bugüne kadar halkımız defalarca kaldırılmış ve boş vaatlere inanarak sandık başına gitmiştir. Her seferinde bodoslayan ve kandırıldık diye bahane üreten bu hükümetin amacı aslında bizi kandırmaktır.
“Yarın kimlere devletin emanet edileceği endişesi göz önünde bulundurulmalıdır. Her şey bir yana bu ülkenin geleceği olan biz gençleri karanlığa mahkum eden bir iktidarın, başkanlık sistemi de bizim eğitimimiz ve geleceğimizin üstüne taş koymak demektir.
“Devlet okullarında verimsizleştirilen sistemin yanında her geçen gün yeni imam hatip okullarının açılması ve bu okullara diğerlerine nazaran daha çok imkan verilmesinin amacı sorgulamayan ve boyun eğen bir nesil yetiştirmektir.
“Cumhuriyetçi bir toplum olarak güç zehirlenmesine yol açacak yetkilerle kişiler donatılamaz ve ışıksız bir yöne doğru yürütülemez. Dünya genelindeki başkanlık sistemi ile yönetilen ülkeleri ele alacak olursak getirmek istenilen sistemin diktatörlüğe evrileceği açıktır. Bu sistemle yönetilen bazı ülkelerin de sonunun kaosla sonuçlandığının birçok örneği vardır.
“Tüm yetkiyi tek bir adama vermek demek emperyalizme karşı kazandığımız Kurtuluş Savaşı’na ihanet etmek demektir. Yarınlarımızın değerini bilmeli ve karanlığa sırtımızı dönmeliyiz.
“Son olarak şunu da belirtmek isterim ki sandıklardan çıkan oylar bizim kaderimiz değildir. Her ne olursa olsun sosyalizm mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Tüm liseli yoldaşlarımı hayır komitelerine ve aydınlanma okullarına davet ediyor bozuk sisteme karşı omuz omuza vererek mücadeleye çağırıyorum.”
“Eğer Türkiye’de bir dönem kapanıp yeni bir dönem açılacaksa, bu mutlaka örgütlü bir şekilde olacaktır”
Etkinlikte en son Sosyalist Liseliler Yayın Kurulu adına Evrim Saldıran konuşma yaptı. Saldıran konuşmasında şunları söyledi:
“Biz aşağı yukarı bir buçuk sene öncesinde yola çıktık. Ve çıktığımızda 10-15 kişi kadardık. Bugün bu salonu gördüğümde ne kadar az da başlasak, doğru siyaset yapılırsa, emek harcanırsa, fedakarlık yapılırsa büyüyeceğimizi ve kazanacağımızı görüyoruz.
“Bu düzen sermaye düzenidir, bu düzen gerici düzenidir, emekçilerin, öğrencilerin, gençlerin bu düzenden bir beklentisi yoktur. Bundan dolayı ‘Hayır’ diyoruz.
“Biz AKP iktidarını gördük, AKP siyasetini biliyoruz. Gericidir, piyasacıdır, her tarafa AVM yapar, toplu konut yapar. Ama içerisine koymak için adam bulamaz. İnsanlar sokaklarda evsizken, toplu konutlar boş kalır. Bunlar emekten, işçiden, halktan yana değildir.
“Biz de bundan dolayı hayır diyoruz. Ve demeye devam edeceğiz.
“Buradaki toplam önemli, ama daha da önemlisi 2 Nisan’a ne devrettiği… Önemli olan bu sayının kendini katlaması, buranın güçlenmesi… Dolayısıyla biz 2 hafta boyunca, referanduma kadar ‘Hayır’ı her yerde örgütlemeliyiz. Sınıflarda, evlerde, ev gittiğimizde apartmanlarda, varsa abimiz-ablamız üniversitelerde, annemiz-babamız fabrikadaysa fabrikada örgütlemenin yolunu aramak zorundayız. Bu süreçte memleketi örgütsüz bırakmamak zorundayız.
“Bir noktanın daha altını çizeceğim. Bu etkinlik, başkanlığa hayır buluşması olarak kodlandı ama ötesini de görmemiz lazım. Biz Türkiye’de bugün gericilikten yana, piyasadan yana, emek düşmanlığı yapan hangi siyasetse onun karşısına dikilmeliyiz.
“Dolayısıyla bugün ‘Hayır’ diyenler, yarın başka bir gündemle yan yana gelmek zorundadır. Türkiye’de gençlik açısından, bir fitilin ateşlendiği bir toplantı olarak görmemiz, bu şekilde bakmamız gerekmektedir.
“Bugün ‘Hayır’ için bir araya geldik, yarın başka bir gündemde bir araya geleceğiz. Bir araya geleceğiz, güçleneceğiz, büyüyeceğiz. Yarın başka bir gündemde bunlar katliam yaptığında karşılarına dikileceğiz. Yeni Ensar Vakıfları çıktığı zaman, karşılarına dikileceğiz. Tecavüzü aklamaya çalıştıkları zaman karşılarında duracağız. Biz Türkiye gençliği olarak, sosyalist liseliler olarak, işçinin, öğrencinin, aydınlamanın, laikliğin mücadelesini vereceğiz.
“Meslek lisesinde ölen arkadaşlarımızın hesabını soracağımızı düşünüyoruz. İki hafta içerisinde sadece sınav yüzünden iki tane arkadaşımız intihar etti. Bunların hesabının sorulması bu salonun boynunun borcudur.
“Dolayısıyla eğer başarı elde edeceksek, Eğer Türkiye’de bir dönem kapanıp yeni bir dönem açılacaksa, bu mutlaka örgütlü bir şekilde olacaktır. Örgütsüz mücadelenin sonuç getireceğine inanmıyoruz. Dolayısıyla Sosyalist Liseliler; buradan çıktığında, burada yaratılan heyecanı sınıflarına, okullarına taşımak zorunda. Biz örgütlenmemizle tanınmalıyız yoldaşlar. Gençlik heyecanı var, ama yetmez. Bilinçle hareket etmek zorundayız, akılla hareket etmek zorundayız. Buna tecrübe ve deneyimi de eklemek zorundayız. Bunu başarırsak, biz Türkiye’de önemli işler yapabileceğimize inanıyoruz. Bu olursa bugün AKP’nin, yarın başka bir gerici partinin karşısına dikilebileceğimizi düşünüyoruz.”
Maltepe Nazım Hikmet Müzik grubunun şarkılarıyla etkinlik son buldu.