Metal işçileri: Memleketin gidişatına müdahale etmek için Parti ile 1 Mayıs'tayız
Metal işçileri 1 Mayıs öncesinde konuştu.
Metal işçileri bundan 2.5 sene önce, Bursa’da Renault fabrikasında başlattıkları ve kısa sürede diğer metal fabrikalarına da yayılan ve kamuoyunda “Metal Fırtına” olarak anılan bir direnişe imza attılar.
O sürecin külleri henüz soğumadan Gazete Manifesto olarak Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ile de bir röportaj gerçekleştirmiştik. DİSK Genel Kurulu’nun hemen öncesinde gerçekleştirilen o söyleşide, metal işçilerinin Türkiye işçi sınıfının motor gücü olabileceğinden ve bunun farkında olan AKP iktidarının onlara karşı geliştirdiği saldırılardan konuşmuştuk.
1 Mayıs için dün başlattığımız yazı dizisinde de, bugün sayfalarımızı metal işçilerine ayırmak istedik. 1 Mayıs’ta, sınıf kardeşleri ile beraber Türkiye Komünist Hareketi’nin “İnsanca bir yaşam, eşitlikçi bir düzen, yeni bir cumhuriyet için Parti ile 1 Mayıs’a” pankartının arkasında yürüyecek işçilere, “Hayır”ın sesini yükseltecek işçilere…
Delil Gökhan: Ben metal işçisi olarak 18 yıldır metal sektöründe çalışmaktayım. Her sektörde olan yoğun sömürünün yaşandığı ağır sanayi işkolu olan metal sektöründe fabrikalarda, atölyelerde her gün iş kazaları geçiren metal işçilerinden kimi yaşamlarını yitirirken, kimi de vücudunda ağır hasarlarla sakat kalıyor. Metal işçisi kardeşlerimizin hayatları gasp ediliyor.
15 yıllık AKP iktidarında metal, inşaat, maden, tekstil ve her sektörde olduğu gibi iş kazalarına sebep olan iş güvenliği ve iş güvencesini sağlamayan hem patron sınıfı, hem de AKP iktidarıdır. Bu sermaye düzeninin kâr hırsı yüzünden on binlerce insan hayatını kaybetmiş yüz binlerce insan yaralı ve sakat kalmıştır.
Türkiye’nin her ilinde bulunan metal atölyelerinde güvencesiz çocuk işçi çalışması sayısı bir milyonu aşmıştır.
Patron sınıfı daha çok metal işçisini nasıl sömüreyim derdine düşmüş, her türlü baskıyı sömürü uygulamaktan kaçınmamıştır. AKP iktidarından her türlü yardımı isteyen bu sömürü düzeninden patron sınıfından kurtulmanın tek yolu örgütlü bir işçi sınıfı hareketinin yaratılmasından geçer.
Türkiye işçi sınıfına dayatılan sermayenin egemenliğini, sömürünün tam yol aldığı emperyalizmi ve bu rejimin Başkanlık sistemini reddediyoruz. Sermayenin bu rejimiyle tüm işçilerin haklarını gasp edilmektedir, kıdem tazminatlarımız elimizden alınmaktadır, sağlık güvencemiz bireysel emeklilik adı altında çalınmaktadır. Onun için metal işçisi olarak işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta Türkiye’nin bütün Türk ve Kürt emekçilerine, işçi kardeşlerimize ve arkadaşlarımıza çağrım şudur: Gelin hep birlikte ülkemizin bütün güzelliklerini, değerlerini geleceğe taşıyalım. Çocuklarımıza insanca bir yaşam, eşitlikçi bir düzen armağan edelim. İşçi kardeşlerimi tüm bunları gerçekleştirmek ve yeni bir cumhuriyet için Türkiye Komünist Hareketi ile 1 Mayıs’a davet ediyorum.
Haydar Ali Aybirdi: Ben otomotiv sektöründe çalışan bir metal işçisiyim. Yaptığı eylemleri ile ülke gündemine devrimci bir duruşla yerleşen, şoför İdrisler’den devraldığı bayrağı sapmadan, yılmadan götüren ve sosyalist bir Türkiye amacı taşıyan bir parti olduğu için 1 Mayıs’ a TKH ile katılıyorum…
Bu 1 Mayıs’ın tüm sömürülen, hor görülen ve ezilen işçiler için bir umut ve ülke için mücadele dolu geçmesi dileğiyle tüm işçi ve emekçilerin bayramını kutlarım. Yaşasın 1 Mayıs.
Cemal Ceran: Metal işçilerinin sorunları aslında memleketin asıl sorunları, ülkede gelişen en ufak gelişme fabrikalarda özellikle ağır sanayi kollarında bizlere en ağır sömürü koşullarını dayatıyor. Boşuna söylemedik patronlar “Evet”, işçiler “Hayır” diyor diye. Özellikle önümüzdeki süreçte işçilere yönelik hem ekonomik, hem de psikolojik her türlü baskının hat safhaya ulaşacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok.
BES adı altında devletin vatandaşına sağlamakla yükümlü olduğu sağlık güvencesini özel şirketler aracılığıyla peşkeş çekmek için patron sınıfı çalışmalarına hız verecek. İşçilerin iş güvencesini oluşturan kıdem tazminatını patronların çıkarları doğrultusunda fon adı altında toplayarak işten atılmanın kolay hale geleceğini biliyoruz. Bu fon aynı zamanda kendisine yeni mali kaynaklar yaratarak savaş, sömürü, hırsızlık düzenine mali kaynaklar yaratacaktır.
Bu anlattıklarım yaşadıklarımızın ya da yaşayacaklarımızın sadece birkaçı. Bu süreçte aklımızı, ekmeğimizi, geleceğimizi kaybetmemek için örgütlü bir şekilde hareket etmek gerektiğinin farkındayım. Bunun için bu bozuk düzene karşı en iyi aracın partili mücadele olduğu açıktır. Neden TKH ile 1 Mayıs’a katılıyorum? Sınıfı sadece sözde değil gerçek anlamıyla örgütlemeye dair somut adımları Parti’de gördüğüm için… Memleketin gidişatına dönük yap boz şeklinde proje üretmeden, amacın dükkancılık değil işçilerin öncülüğünde sosyalist devrim mücadelesini büyütmek olduğunu gördüğüm için… Tüm bunları pratikle buluşturmak için kısa sürede yaptıklarına bakınca elbette partim TKH ile 1 Mayıs’ta olacağım. Fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar her şey emeğin olacak…