Reklam
Kategoriler: Pusula

Ortadoğu’da sorun ne?

Reklam

2011 yılında Tunus’tan başlayıp tüm Arap ülkelerine yayılan “Arap Baharı” günlerinin kötü birer anıya dönüştüğü ve elde cihatçı terör örgütlerine karşı samimiyetsiz bir savaşın sürdürülme zorunluluğu ve artık kendi hamilerine de sık sık yönelen vahşeti kalmıştı durumda.

Aslında “Arap Baharı” ilk önce Bahreyn’de boğulmuştu. Suudi Arabistan’ın askeri müdahalesiyle Şii nüfusun başını çektiği halk ayaklanması, aynı dönemde Tunus, Mısır, Suriye ve hatta Libya’da allanıp pullanarak pazarlanan Sünni karakterli halk ayaklanmalarına karşın vahşi bir şekilde bastırılırken “Arap Baharı”nın esamesi okunmuyordu.

Bugün ise “bahar” diyenlerin “kış” demek zorunda kaldığı bu emperyalist müdahale, Libya’da, Suriye’de ve Afrika’da kafa kesen, pazar yerlerini bombalayan vahşi cinayet ve terör şebekeleri dışında bir mirasa sahip değil.

Sünniler ve Şiilerin tarihsel kavgası

Tüm bu çatışmaların kökeninde ise Şiiler ve Sünniler arasındaki tarihsel karşıtlık yatıyor. Tarihsel ve dinsel yönü bir yana Ortadoğu’yu anlamak için öncelikle bu karşıtlığın akıldan hiç çıkartılmaması gerekiyor.

Şiilik denilince kuşkusuz İran akla geliyor. Ancak Azerbaycan, Irak ve Bahreyn de Şii nüfusun oranının 2/3’yi aştığı önemli ülkeler olarak karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte Lübnan’da yüzde 50’yi, Kuveyt’te yüzde 30’u, Pakistan ve Afganistan’da yüzde 20’yi ve Suudi Arabistan ve Katar’da yüzde 15’leri bulan Şii nüfus barınırken İran’daki Sünniler ise nüfusun ancak yüzde 8’ini oluşturuyor. Nüfusun içinde Arapların oranı ise ancak yüzde 3 düzeyinde kalıyor.

Bu nüfus dengeleri İran’ın ideolojik ve politik hattı ile birleşince Arap ülkelerine müdahale olanakları sağlarken İran’ın da kendini büyük ölçüde korumasını sağlıyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde başkent Tahran’da IŞİD’in gerçekleştirdiği çifte saldırılar bu ülkede 1979’dan beri yaşanan ilk terör eylemleri olma niteliğini de taşıyor.

Şii-Sünni çekişmesinin yansımaları

Şiiliğin, İran’ın temel birlik dayanağı da olması nedeniyle tarihsel olarak da daha politik bir dinsel inanç olması Sünniliğe karşı politik bir mücadele hattının ortaya çıkmasının temel nedeni sayılabilir. Şiiliğin, bulunduğu coğrafyaların gereği olarak, ABD ve İsrail karşıtlığı ile somutlanan ideolojik tavrının da bir meşruiyet kaynağı olarak kullanıldığı biliniyor.

Bu bağlamda, Şii-Sünni geriliminin en somut yansımasının İsrail ya da bir Yahudi devletinin bölgedeki varlığını kabul edip etmeme ile başlayan yansımalarının şaşırtıcı sayılmaması gerekir.

Daha önce 1980-1988 arasında devam eden uzun Irak-İran Savaşı ile başlayan son dönemlerin Şii-Sünni çatışması ise Irak’ta ABD işgali başlayan boşlukla birlikte tüm bölgeye daha da fazla yayıldı. Filistin Halk Kurtuluş Örgütü’nün başı çektiği Filistin Kurtuluş Örgütü döneminde uzun yıllar özellikle Sünni siyasal İslamcıların yüzüne bile bakmadığı Filistin sorununu, önce Şiilerin ve bir süre sonra Şiilere karşı Sünnilerin desteklediği bir hale geldiği not edilebilir.

“Arap Baharı” sonrasında başlayan “vekalet savaşları” dönemi ise Sünni-Şii çatışmasının doruk noktası olarak tarihte yerini aldı. Lübnan, Suriye, Irak ve İran hattının bölünmesi, Türkiye ile Arap şeyhlikleri arasında kara bağlantısının sağlanması, İran’ın Arap Yarımadası’nı doğusundan ve güneyinden çevrelemesinin önüne geçilmesi ve İsrail’in güvenliğinin de sağlanması amacıyla İran’ın etkinliğinin ortadan kaldırılması hedefleniyordu.

Bu hedefin önemli ölçüde başarısızlığa uğradığı ve Irak ile Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt siyasi varlığının bu bağlamda değerlendirmeye alındığı da geçerken söylenmeli.

Sünnilerin “Kardeş” kavgası

Sünnilerin ise tüm saldırganlıklarına rağmen ve bir ölçüde de bu yüzden, esas olarak savunma konumundaki Şiiler kadar bütünlük ve politik bir hat tayin edemedikleri görülüyor.

Sünni güçlerin temel özelliğinin emperyalizmin maşası rolünden öteye bir anlam ifade etmiyor oluşu not edilmeli. Şiiliğin birlik yaratma becerisi Sünniler arasında yerini dinsel “rekabet” görüntüsüne bırakıyor. Çeşitli mezhep ve tarikatların birbirleriyle mücadeleleri ve diğer Sünni mezhep ve tarikatlara karşı bile mücadelesi dikkat çekiyor.

Ancak daha temel bir ayrım, 1920’lerin sonunda İngiltere ve ABD’nin bir aparatı olarak kurulan ve gelişen siyasal İslam’ın temel örgütü Müslüman Kardeşler, “Arap Baharı” ile Mısır ve Tunus’ta iktidarı alıp Suriye’de selefi terör örgütleriyle kol kola bir isyana kalkışsa da, tıkandığı noktada Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap şeyhlikleri tarafından boğulmuş oldu.

Sünnilik içinde mezhepsel ayrımların yanı sıra Müslüman Kardeşler ile Arap şeyhlikleri arasındaki ayrımın tam olarak bir iktidar mücadelesi olduğu ve “demokrasi” söylemiyle seçimle iktidarın belirlenmesi için mücadele yürüten Müslüman Kardeşler’in hanedanları doğrudan tehdit etmesi olduğu açık olmalı.

Ortadoğu’da Müslümanlar arasındaki ilişkilerde temel ekseni, kuşkusuz, Sünni-Şii karşıtlığı oluşturuyor. Diğer yandan ise Müslüman Kardeşler ile şeyhlikler arasındaki mücadele de Sünni ekseni kesen önemli bir ayrım olarak ortaya çıkıyor. Ortadoğu’yu anlamak için Sünni-Şii ayrımını, hanedanların sürekliliğini ve mezhepsel, tarikatsal ayrımları akılda tutmak gerekiyor.

Bu haber en son değiştirildi 5 Mayıs 2018 23:19 23:19

Reklam

Önceki Haberler

Cumhuriyetçilerden Biden’a Ukrayna tepkisi: Üçüncü Dünya Savaşı için zemin hazırlanıyor

ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…

21 Kasım 2024 18:14

Kızılay, 100 Milyon TL değerindeki arsayı yarı fiyatına peşkeş çekiyor iddiası

15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…

21 Kasım 2024 16:45

Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın Putin’den etkilendiğini yazdı

Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…

21 Kasım 2024 16:35

Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan istifa açıklaması

İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…

21 Kasım 2024 16:28

Yasadışı bahis soruşturmasında yeni iddianame: 5 fenomene hapis cezası talebi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…

21 Kasım 2024 16:25

Selma Ateş’e saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt, elektronik kelepçeliyken Ankara’da 2 cinayet işledi!

Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…

21 Kasım 2024 16:16
Reklam