Satılan utancın belgesidir, Deniz'ler ise yüz akımız!

SERBEST KÜRSÜ | Satılan utancın belgesidir, Deniz'ler ise yüz akımız!

Satılan utancın belgesidir, Deniz'ler ise yüz akımız!

Ercan Temiz

Pera Mezat Müzayedecilik tarafından geçen günlerde bir müzayede yapıldı bu müzayede de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam hükümlerinin olduğu ıslak imzalı belge satışa sunuldu.

1960’da başlayıp 1968’lere kadar yükselişe geçen öğrenci hareketlerinin simgesi haline gelen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının kısaca hikâyesine bakarsak üniversite yıllarında büyük eylemlikler örgütlemiş bunlara katılmışlardır.

Emperyalizme karşı bağımsızlığı savunmuş, Amerikan askerlerinin memlekette ellerini kollarını sallayarak gezmelerine izin vermemiş, Türkiye’ye ABD büyükelçisi olarak atanan Vietnam savaşında birçok katliama yol açmış Robert Kommer’in ODTÜ’ye gelişini protesto etmiş ve arabasını yakmıştır. Bu dönem Emperyalizme karşı savaşın büyütüldüğü dönemdir. Üniversite sorunlarına, yurt sorunlarına karşı eylemler üniversite işgalleri örgütleyen 68 kuşağı Türkiye tarihinin yüz akı olmuştur.

Aynı dönemde gerici ve sağcı hareketlerde karşı atağa geçerek kimi örgütlenmelerde bulunmuştur. Deniz Gezmiş ve arkadaşları 6.filoyu denize dökerken sağcı hareketler Amerikan donanması önünde namaz kılmış emperyalizmin askerini kendine kıble yapmıştır. “Din elden gidiyor” diyerek, yükselen devrimci harekete karşı Kanlı Pazar saldırısını gerçekleştirmiş 2 devrimci gencin ölümüne yüzlerce insanın yaralanmasına yol açmıştır.

Bugün meclis başkanlığına yeniden seçilen İsmail Kahraman, Milli Türk Talebe Birliğinin başkanlığında gerçekleşen bu olayda Fethullah Gülen’inde kurucusu olduğu Komünizmle Mücadele Derneğinin de desteği bulunmaktadır. Aynı zamanda eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül MTTB genel kurul üyesi Recep Tayyip Erdoğan’da MTTB tesisleri müdürü görevlerinde bulunmuşlardır.

68’lerde devrimci solcu gençler, aydınlar öldürülürken, hapse atılırken sağcı örgütlenmelerin önü açılmış ve bugünlere kadar getirilmiştir.

Mesele açıktır. O günlerde aydınlık bir geleceği savunan bağımsızlığı savunan gençler darağacına götürülürken emperyalizmin uşaklığını üstlenenler bugünlere getirilmiştir. Denizleri 1972’te astılar 80 darbesiyle beraberde Türkiye’nin ilerici damarını kestiler. Tayyip Erdoğan’ı önce başbakan sonra cumhurbaşkanı yaptılar. Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı İsmail Kahramanı TBMM başkanı Fethullah Güleni Memleketin hocası yaptılar.

Gelinen tabloda iktidara geldikleri ilk andan itibaren özelleştirmeler ile memleketi parsel parsel satıp şişirme ekonomi ile bugüne kadar gelen emperyalizmin maşası olan bir memlekette satılmadık bir şey kalmadı. Önce darağacına gönderdiler sonra yetmedi bunların belgelerini müzayede de sattılar.

Müzayedeye çıkarılan bu belge utanç belgesidir. Satan da alan da bu utanca ortak olmuştur.

Kapitalizmin kâr hırsıdır bu satış, aç gözlülüğüdür!

Peki bugün gençliğin durumu nedir?

Gençliğin durumu bu utanca ne yazık ki karşı koyabilecek bir durumda değildir. Gençlik apolitizmin esiri olmuş örgütsüzlüğün örgütlendiği bir dönemdedir. Memleketin gençliği geleceksizdir. Geleceksizliği yüzünden kısa yoldan paçayı kurtarma peşindedir. Birçok şeyden rahatsız olsa bile hareketsiz kalmayı tercih etmektedir. Üniversiteler özerkliğini yitirmiş bilimin yuvası olmaktan uzak bir hale gelmiştir.

Fakat bu gençlik aynı zamanda fırsatını bulduğunda gezi direnişinde sokağa çıkmış direnmiş birçok ironiye imza atmıştır. Yapılması gereken daha politik bir gençlik mücadelesinin örgütlenilmesi ve sosyalizm fikrinin üniversitelerde yayılmasıdır. Bunun da mayası üniversitelere çalınmaktadır. Yaşanabilir bir memleket için kollar sıvanmıştır!

Kapitalizmin yaşanabilir olduğunu savunanlar tarihin çöplüğüne, insanca bir düzen mücadelesi verenler ise Denizlerin taşıyıp bugüne getirdiği bayrağı daha ileriye götürerek sosyalizmi kuracaktır.