Ülkemiz tarihinde ilericilik mücadelesine darbe vurmak için gerçekleştirilen en büyük siyasi katliamlardan biri olan 2 Temmuz 1993 Sivas katliamının bu yıl 24. yılı. 12 Eylül sonrasında Türkiye’deki işçi sınıfı hareketine ve aydınlanma mücadelesine darbe vurmak için harekete geçen dinci gericilerin eliyle onlarca aydınımız bir otelde yakıldı. Sivas katliamının hesabı hala sorulmayı bekliyor…
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) tarafından organize edilen etkinliklerin dördüncüsü 1993 yılının 1-4 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecekti. Çok sayıda aydının, yazarın, sanatçının katılacağı etkinliklerin başlamasından günler önce başlayan provokasyonlar, 2 Temmuz günü 35 insanımızın yakılarak öldürüldüğü bir katliama dönüştü. 2 Temmuz ile ilgili yapılan yargılamalar 2001 yılında sonuçlandı. İdam cezası alan 33 sanığın cezaları müebbet hapse çevrilirken, 1997 yılından itibaren firarda olan ve aralarında katliamın sorumlularından Refah Partisi Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak’ın da olduğu 8 sanık hakkında zaman aşımı kararı verildi. Katliamın üzerinden geçen 24 yıl ortaya çok fazla bilgi, belge, şahitlik çıkardı ama, göstermelik cezalandırmalardan ötesine yaramadı. Katliamın suçluları palazlanmaya devam etti.
24 yıl sonra Sivas’ın yıldönümünde bakılması/irdelenmesi gereken bir bütün olarak bu katliamın nedenleri, sonuçları, aktörleri olmalı ve Aleviler başta olmak üzere tüm ezilenlerin yanlış kapılarda umut aramalarının önüne geçmek için gerçekler aranmalı. Bir başlangıç olması açısından, notlar halinde sıralayalım.
Dava divana kalmayacaksa, divan bu dünyada hem gerici katillerle, hem de sahte umut tacirleriyle hesaplaşarak kurulacaktır.
Bunları unutmadık!
Süleyman Demirel (Cumhurbaşkanı): “Devlet güçleriyle halk karşı karşıya getirilmemelidir.”
Tansu Çiller (Başbakan): “Otelin etrafını saran vatandaşlarımıza hiçbir biçimiyle zarar gelmemiştir.”
Erdal İnönü (Başbakan Yardımcısı): “Güvenlik güçlerimiz vatandaşlarımızın zarar görmemesine dikkat ederek olayları kontrol etmeye çalışmışlardır. Olaylar sırasında güvenlik güçlerinin özverisi sayesinde itfaiyeye yol açılmış ve vatandaşlarımızın daha fazla zarar görmemesi sağlanmıştır.”
Mehmet Gazioğlu (İçişleri Bakanı): “Olaylar, Aziz Nesin’in, halkın inançlarına karşı bilinen tahkir ve tahrik edici konuşması ve Türk halkını aşağılayıcı deyimleri yüzünden başlamıştır. Yangın, önceden planlanmış bir olay değil, topluluk psikolojisi ile ortaya çıkmıştır. Aziz Nesin hakkında soruşturma başlatılmıştır.”
Mesut Yılmaz (ANAP Genel Başkanı): “Bu olayda devletin valisinin hatası olup olmadığı araştırılmalıdır. Devletin valisi, yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de, halkımızın dini duygularını rencide eden, dini değerlerle alay eden bir konuşmacıya karşı tepkisiz kalmışsa, milletin o valiye güvenmesini bekleyemezsiniz. Fikir özgürlüğüne bizden daha saygılı bir zümre görmüyorum. Ama fikir özgürlüğünün, halkımızın mukaddes değerleri için kullanılmasına hiçbir şekilde kayıtsız kalamayız…”
Necmettin Erbakan (Refah Partisi Genel Başkanı): “Buraya belirli kişiler gönderilmiş; Milletin inancını, dinini tezyif eden (küçülten) sözler sarf edilmiştir. Bunlar suç işlemiştir, ama devletin valisi bunlara ev sahipliği yapmış, teşvik edici konuşmalarda bulunmuştur. Sivas halkı, dini tezyif olayı karşısında çok doğal olarak reaksiyon göstermiştir. Bu tepki, medeni ölçüler içinde olmuştur…”
Muhsin Yazıcıoğlu (BBP Genel Başkanı): “Türkiye’de ve yurtdışında, sözleriyle büyük tepkilere yol açan Aziz Nesin’i Sivas gibi hassas bir ilimize getirerek zehrini kusmasına sebep olanlar, olayların birinci derecede sorumlusudur. Halkımız kışkırtılmıştır, tahrik edilmiştir. Olayların baş sorumlusu, görevini kötüye kullanan, tahrik unsurlarına yardımcı olan kültür müdürü ve validir, Kültür Bakanlığı’dır. 35 vatandaşımızın hayatını kaybetmesinin birinci derecede sorumlusu olarak Aziz Nesin hakkında soruşturma açılmalı, iç ve dış bağlantıları araştırılarak kamuoyu aydınlatılmalıdır. Nesin’in TCK’nin 149/1 No’lu maddesine göre hakkında kanuni işlem yapılmalıdır…”
Cengiz Çandar (Sabah): “İnançlara dil uzatan ve bu ülkede kan dökülmesinin provokasyonunu yapan gazete ve başyazarı Aziz Nesin’in benzer olaylara çanak tutmasına seyirci mi kalınacak, yoksa bu konuda yeni yasal düzenlemeler düşünülecek mi?”
Oktay Ekşi (Hürriyet): “Halkta bir ‘hazırlanmışlık’ olmasa, Aziz Nesin’in Pir Sultan Abdal Şenlikleri’nde söylediği birkaç münasebetsiz cümle, bu kadar tepkiye yol açmazdı. Nihayet ‘beyin damarlarının kireçlendiği’ izlenimini veren, öte yandan da bir ‘hırs-ı piri’ ile yanıp tutuşan birinin hezeyanları olarak değerlendirilir biterdi…”
Nazlı Ilıcak (Tercüman): “Olayın abartılarak Batı basınına yansıtılacağından eminiz. Sivas’taki katliamın münferit ve kendine özgü şartlar içinde geliştiği unutularak, köktendinci akımlarda bir tırmanış olarak gösterilmesi de mümkündür…”
Bu haber en son değiştirildi 4 Temmuz 2017 15:15 15:15
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…