TKH Konferansı tamamlandı: Yeni bir Cumhuriyet için ayağa kalkma zamanı!
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Konferansı, "Yeni bir Cumhuriyet için ayağa kalkma zamanı!" başlığıyla bir çağrı yayımladı.
Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluş yıldönümünde toplanan Parti Konferansı’nı tamamladı. Konferans sonucunda “Yeni bir Cumhuriyet için ayağa kalkma zamanı!” başlığıyla bir çağrı yayımlandı.
“Sadece Cumhuriyet’in kazanımlarının korunduğu değil, ülkemiz insanları adına gerçek eşitliğin hakim kılınacağı bir düzen için ayağa kalkılması gerektiğini savunuyoruz.” denilen açıklamada, TKH Parti Konferansı’nın emekçi halka ve ilerici yurttaşlara “yeni bir cumhuriyet için mücadele” çağrısında bulunduğu belirtildi. TKH Konferansı’nın çağrısı şöyle:
Türkiye Komünist Hareketi Konferansı sonuçlandı
Yeni bir Cumhuriyet için…
Emperyalist saldırganlığın, kapitalist sömürünün ve gerici kuşatmanın ülkemizi teslim aldığı bir kesitte toplanan Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Parti Konferansı, Partimizin 97 ve Ekim Devrimi’nin 100. yıldönümünde gericiliğe, emperyalizme ve kapitalizme karşı topyekûn bir mücadele hattını benimsemiş, bu doğrultuda Partinin görevlerini yeniden güncellemiştir. Emperyalist saldırganlığın arttığı, emperyalizmin yeni çatışma bölgelerinin ortaya çıktığı bir tabloda ülkemize dayatılan gerici, baskıcı, hukuksuz ve sömürücü “AKP rejimine” karşı “yeni bir cumhuriyet için örgütlenmeye” çağrısı karar altına alınmıştır.
Parti Konferansımız, ülkemiz tarihinde bir karşı-devrimci dönüşümün adı olan, son 15 yıllık sürecin baş aktörü olan gerici sermaye diktatörlüğüne ve emperyalizme karşı mücadelenin başa yazılmasını saptamış, her türlü düzen içi alternatifin emekçi halkımız için büyük bir aldatmaca olacağını bir kez daha teyit etmiştir.
Türkiye Komünist Hareketi Parti Konferansı, emekçi halkımızı, ilerici yurttaşlarımızı “Yeni Bir Cumhuriyet İçin” mücadeleye çağırmaktadır:
Emekçiler, gençler, kadınlar… Bu ülkenin tüm ilericileri
Yeni bir Cumhuriyet için ayağa kalkma zamanı!
İçinde yaşadığımız ülke bugüne kadar bizlerin emekleri ile var oldu; gelecekte de aynı şekilde var olmaya devam edecek.
Bizler alınteri ile geçinmeye çalışan ama açlık ve yoksulluk sınırında dolaşan, bu ülkedeki bütün zenginlikleri yaratan emekçileriz.
1923 yılında gerici bir saltanat rejiminin çöküşünden sonra tarih sahnesine çıkan Türkiye Cumhuriyeti yeni bir düzen anlamına geliyordu. Cumhuriyet’in 90 yıldan uzun süren ve günümüze uzanan tarihi, emekçiler için saltanattan kurtuluş anlamına geldi.
1917 yılında Rusya’daki Ekim Devrimi ile birlikte işçiler ve köylüler ülkenin yönetimini ele alırken, gerçek anlamda eşitlik ve özgürlüğün yolunu açıyor, emperyalist ülkelerin dünyayı paylaşma savaşı olan Birinci Dünya Savaşı’ndan çekilen Sosyalist Rusya bu paylaşıma en büyük darbeyi vuruyordu.
Tarihte ileriye doğru atılan bu adım sonrasında ülkemiz bir Kurtuluş Savaşı vermiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu gerçekleşmiştir. Cumhuriyet tarihinde bugün gelinen nokta ise, iktidardaki patron sınıfının ve işbirlikçilerinin cumhuriyeti yiyip bitirmesinden başka bir şey değildir.
Gerici AKP iktidarı ise, Cumhuriyet’i yiyip bitiren patron sınıfının ve emperyalist güçlerin özlemlerini ikirciksiz bir şekilde yerine getiren “en işlevli” siyasal iktidar olarak ülkemiz tarihine geçmiştir.
AKP’nin görevlerinin bittiği söylenemez. Liberallerin, AKP’nin ve FETÖ’nün ittifakı 1923 Cumhuriyeti’nin ortadan kaldırılması anlamına gelmişti. Bugünse liberaller ve FETÖ ile kavgalı görünen AKP yeni bir rejim kurduğunu iddia ediyor.
Onların yeni bir rejimden anladıklarının ne olduğunu çok iyi biliyoruz.
Sömürü çarklarının sorunsuz döndüğü, işçi haklarının ortadan kaldırıldığı bir ülke istiyorlar. Tarikatların ve cemaatlerin toplumun başına çöreklendiği bir ümmet devleti istiyorlar. Türkiye’nin tarihini yeniden yazarak bu ülkenin son yüz yılında yaşananları ortadan kaldırarak, Osmanlı’ya dönüş hayalleri kuruyorlar.
Emperyalizme hizmette sınır tanımayan AKP iktidarı açısından hedef, uluslararası tekeller ve emperyalist devletler açısından sorunsuz at koşturulan bir Türkiye’dir.
“Bu rejim” hala ve daha fazla özelleştirme, daha fazla sömürü, daha fazla gericilik ve karanlık anlamına gelmektedir.
Yeni bir cumhuriyet istiyoruz
Oysa bu ülkenin emekçileri, kadınları ve gençliği başka bir düzen istiyor.
Biz yeni bir cumhuriyet istiyoruz. Sadece Cumhuriyet’in kazanımlarının korunduğu değil, ülkemiz insanları adına gerçek eşitliğin hakim kılınacağı bir düzen için ayağa kalkılması gerektiğini savunuyoruz.
Yeni bir cumhuriyet kamuculuk demektir. Tüm özelleştirmelerin geri alınması, özel işletmelerin devletleştirilmesidir.
Yeni bir cumhuriyet aydınlanma demektir. Tüm tarikat ve cemaatlerin ortadan kaldırılması, siyasetin ve toplumun gericilik tarafından kuşatılmasının önüne geçilmesi, laiklik ilkesinin amasız fakatsız egemen kılınmasıdır. Toplumsal yaşama, iktisadi ve siyasi yaşama, insan ilişkilerine hurafelerin değil bilimsel gerçeklerin yön vermesidir.
Yeni bir cumhuriyet ülkemizde emperyalizme karşı yeniden bir uyanıştır.
Yeni bir cumhuriyet NATO’dan çıkış, ülkemizdeki Amerikan üslerinin kapatılması, emperyalistlerin ülkemize dayattığı tüm uluslararası anlaşmaların iptalidir.
Yeni bir cumhuriyet her kökenden emekçilerin birleşerek, sermaye devleti, gerici iktidar, patron sınıfı ve emperyalistler tarafından yaratılan çemberi kırmasıdır.
Emekçilerin laik, adil, eşit ve özgür cumhuriyeti
Yeni bir cumhuriyet adlı adınca emekçilerin örgütlü bir şekilde yönetimi ele aldığı ülkenin adı olacaktır.
Bu yeni cumhuriyet, laikliğin, bağımsızlığın, adaletin, eşitlik ve özgürlüğün adı olan Sosyalist Cumhuriyet’tir.
TÜRKİYE KOMÜNİST HAREKETİ
22 Eylül 2017