Veysi Sarısözen'den İslamiyet açılımı: 'Hayır'ın Kur’an’daki yerleri, 'Hayır' demenin fazileti
Veysi Sarısözen Kur'an'dan alıntı yaparak "Hayır" çalışması yapmayı gündeme getirdi.
Yeni Özgür Politika gazetesi köşe yazarı Veysi Sarısözen dün yayınlanan yazısında İslamiyet’in Türkiye toplumunun kültürü olduğunu iddia ederken, İhsan Eliaçık tarafından Kur’an’daki ‘Hayır’ların anlamı üzerine yazılan yazıları köşesine taşıyarak Eliaçık’ın AKP’nin elinde tuttuğu İslam tekelini kırdığını öne sürdü.
Kürt siyasi hareketinin yayın organlarından olan Yeni Özgür Politika’da köşe yazarlığı yapan Sarısözen yazısına arka planı oluşturmak için PKK Yürütme Konseyi üyesi Murat Karayılan’ın yaptığı bir konuşmadan bir kısmı kullanıyor. Karayılan tarafından yapılan konuşmada Abdullah Gül’ün bile süreçten rahatsız olduğunu dile getirmesi örnek verilerek Kürt hareketinin, Alevilerin ve solcuların faşizme karşı birlikte açılım yapması salık veriliyor.
Karayılan’ın yaptığı konuşmadaki ilgili bölüm şu şekilde:
“Muhalif ve Kürt basınını izliyoruz. Daha çok içe dönük bir yayın çizgileri var. Daha çok Kürtlere, Alevilere, Solculara hitap ediyorlar. Bu tek yönlü bir yaklaşımdır. AKP’nin tabanına gerçekleri anlatmaya dönük bir yayın politikaları da olmalı. Bakın AKP’nin kurucularından eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bile Erdoğan’a karşı rahatsızlığını dile getirdi. Propaganda üslubu daha geniş kesimlere hitap eden olmalı. Erdoğan’ın kandırdığı kesimleri, ona oy verenleri, Türk olsun, Kürt olsun, memur olsun, işçi olsun, köylü olsun kandırılan tüm kesimlere el uzatmak gerekiyor. Eğer böyle geniş bir çalışma olursa, toplumsal kesimler ayrıştırılmasa referandum da hayır tercihi başarılı olur. Bu mümkündür ama çalışmak gerekiyor. Bu çalışmanın da geniş olması lazım. Bu konuda Türkiye’de savaşın daha şiddetlenmesini istemeyen, bu faşizm dalgasının önüne geçmek isteyen herkes referandumda hayır demelidir.”
Ancak Karayılan’ın faşizme karşı birlik konusunda, geçmişi dinci gericilikle bezeli Gül’ün örnek verilmesi doğal olarak aslında “AKP’den rahatsız olduğu iddia edilen” İslamcı tabana İslamiyet’i kullanarak seslenme zorunluluğunu da beraberinde getiriyor. Bunun üzerine siyasi hayatının önemlice bir bölümünü faşizme karşı birlik edebiyatıyla geçirmiş olan Veysi Sarısözen de İslamcı tabana nasıl seslenilmesi gerektiğini hemen buluveriyor ve yazısının başlığını yapıştırıyor: ‘Hayır’ın Kur’an’daki yerleri ‘Hayır’ demenin fazileti
‘AKP’nin İslam tekelini kıran’ Eliaçık’tan nameler
Sarısözen düşüncesini eyleme dönüştürmek içinse yanıbaşında ‘büyük din alimi’ olarak tanımladığı İhsan Eliaçık’ın buluyor ve Eliaçık’ın Kur’an da Hayır demenin faziletleri üzerine yazdığı yazıdan alıntılar yapıyor. Eliaçık’ın yazısında yaptığı şey ise Kur’an’da içinde Hayır kelimesi geçen ayetleri bugünkü eşitsizlikler ya da çelişkiler ile benzeştirerek yaptığı bir propagandadan ibaret ve bir örneği ise şöyle:
“[HAYIR! İnsan zenginliği kendine yeterli görünce tuğyan eder.
Oysa sonunda rabbinedir dönüş.
Bak şu bir kulu içtenlikle yönelirken yasaklamaya kalkana…
HAYIR! Bu yaptıklarına bir son vermezse onu alnından tutup sürükleyeceğiz.
O yalancı, ar damarı çatlamış alnından.
O zaman çağırsın toplanıp durduklarını
Biz de çağıracağız zebanîleri,
HAYIR! Sakın ona boyun eğme, sen secde et ve yaklaş!] (Alak; 6-14, 15-19)
Sarısözen’e göre İslamiyet kültürümüzmüş
Bilindiği kadarıyla Veysi Sarısözen işçi sınıfı yerine farklı kimlikleri, sosyalizm yerine sadece faşizme karşı mücadeleyi, devrim yerineyse demokrasiyi koyalı epey zaman oldu.
Şimdi ise referandumda “Hayır”ı örgütlemek için İslamiyet’i kullanmayı, Kur’an’da içinde Hayır geçen ayetleri propaganda etmeyi, emekçilerin eşitlik ve özgürlük için verecekleri mücadele kültürü yerine İslam kültürünü koymayı öneren Sarısözen yazısını şu şekilde bitirmiş:
“İslamiyet yalnız bir ‘inanç’ değildir. Aynı zamanda bizim toplumumuzun kültürüdür. Namaz kılanın da, kılmayanın da ortak kültürüdür. Alevilik de, Ezidilik de, Hıristiyanlık da, Musevilik de, bütün dinler ve mezhepler de öyledir.
“O kültüre bakanlar ‘neye hayır’ diyeceklerini daha iyi anlarlar…”
Referandumda başarıyı, AKP’ye muhalif olduğu iddia edilen ve tüm siyasi hayatı dinci gericilikle bezeli Abdullah Gül’e endeksleyen bu çizginin toplumsal alanda geldiği nokta ise Kur’an’dan alıntılar yaparak referandumda ‘Hayır’ çalışması yapmak oluyor.